hesabın var mı? giriş yap

  • - annee geçen hafta aldığımız mavi çizgili tişörtümü bulamıyorum!
    - çekmeceye baktın mı?
    - e baktım tabi, yok orda.
    - bi daha bak.
    - yaa yok diyorum, kaç kere baktım.
    (anne gelir, çekmeceyi açar)
    - aha işte burda ya, evladım kör müsün?
    - *nasıl lan???*

  • https://www.youtube.com/watch?v=pyyzfcvqfrg

    1981 yapimi kult otesi film. yonetmenligini hollywood'da bir turlu hakettigi saygiyi goremeyen efsane yonetmen john carpenter (bkz: john carpenter/@lemre) yapmistir. basrolunde ise yine hollywood'da bir turlu hakettigi degeri goremeyen muhtesem oyuncu kurt russell (bkz: kurt russell/@lemre) vardir. ayrica lee van cleef, isaac hayes ve harry dean stanton gibi karizma abidesi oyuncular da filmde rol alir.

    butun john carpenter filmleri gibi bu film de yeterince butce bulamadigi icin produksiyon kalitesi hakettigi kadar yuksek degildir. buna bagli olarak sanki kalitesiz/dusuk kaliteli bir filmmis intibasi uyandirabilir ama john carpenter'in buyuculugu de her turlu imkansizliklara ragmen caginin otesinde mukemmellikte isler cikarabilmesidir zaten. karanlik sinematografisi, kaliteli kamera acilari ve carpenter'in elinden cikan gaz muziklerin de etkisi ile distopya (bkz: distopya/@lemre) bir basyapita donusur escape from new york filmi.

    konusu kisaca; new york'un manhattan adasi bir acikhava hapishanesine cevirilmis, iceri girenin bir daha cikamadigi karanlik bir beton ormanina donmustur. dis dunyanin bu durumdan haberi yoktur. bir gun amerikan baskaninin ucaginin kacirilip buraya indirilmeye calisilirken baskan acikhava hapishanesi haline gelmis manhattin adasinda kaybolur. ustelik uzerinde soguk fuzyona dair belgeler iceren bir kaset tasimaktadir. bu umutsuz kurtarma gorevi icin gonulsuz olarak da olsa snake gorevlendirilecektir.

    tabii hinzir carpenter bu filmde alttan alta ruyalar sehri ve herkesin goc edebilmek icin herseyini verdigi bir sehir olarak unlenen new york'u bir hapishane olarak resmederek, siddetin, acgozlulugun ve sucun baskenti haline cevirmesi muthis bir alt metindir (o zamanlar bu tarz cesur altmetinler yoktu, bugunden bakip alay etmeyin bununla). ayni sekilde yasadisi olarak amerika'ya sizmaya calisan gocmenler konusunu tersine cevirerek amerika'dan kacmaya calisan gocmenler seklinde yansitmasi da efsanedir. amerikan kulturunun altyapisini resmen igdis eder bu filmde carpenter. yani basit bir aksiyon filmi degil, amerikan ruyasi karsiti bir manifestodur oz be oz amerika'li bir yonetmenin elinden cikan. tabii bu tarz cesur isleri yapanlar hep batidan cikar, bu gibi isleri doguda yapmaya kaba tabirle kimsenin gozu yemez o ayri. bu bile batinin dusunce dunyasi acisindan dogudan fersah fersah onde oldugunun kanitidir.

    21. yuzyilda oyunlardan muzige kadar pek cok alanda bu kult filmden alinan sayisiz ilhamin katkisi vardir, distopya denildiginde ilk akla gelen gorsel islerden biridir kisacasi. dikkatli gozle izlerseniz bu filmdeki sahnelerin, karakterlerin, ve genel atmosferin gunumuzde sayisiz filmde ve dizide taklit edildigini gorebilirsiniz.

    eger 70'ler-80'lerdeki o kendine ozgu yaraticiligi sevenlerdenseniz mutlaka izleyin bu filmi. hatta hazir baslamisken butun john carpenter usta filmlerini de seyredin. bu degeri bilinmemis hazinenin yasarken hakkini verin.

    not: enteresan bir sekilde bu film bana surekli syndicate (oyun) oyununu cagristiriyor, belki girisindeki muzik sebebiyledir.

  • annem ve babam 50'li yaşlarda. yaklaşık 40 yıldır âşık, tam 30 yıldır evliler..

    babamın adı sami. anneminki filiz..
    dün alışverişe gidip; birkaç parça birşey almak istemişler. tencere, tava, ıvır zıvır..

    bir mağazaya girip; fırın bakıyorlar. çeşit bol, fiyatlar değişik.

    - sami'm. bu daha geniş bak. bu olabilir.
    + fiyatı da geniş baksana. bu daha uygun değil mi hanım?
    - onlardan almam. dandik onlar. bak burdakiler de güzel sami'm. fiyatı da fena değil hem.
    + hani bakayım. küçük bu be hanım.

    sami'm, hanım, sami'm, hanım derken; fiyatı uygun bir fırında anlaşıp, almaya karar veriyorlar..

    - beyefendi fatura için soyisminizi de rica edebilir miyim?
    + demir.

    parasını ödeyip, fırını alıyorlar ve eve geliyorlar.
    faturaya bakınca; gülümseten bir hata farkediyorum..

    "samim demir"

  • 2 aralık 2016 editi: bu entry'i yazdığımdan beri büyük ödül 19 milyon dolar civarından 16 milyon dolar civarına geriledi. 2 milyon dolardan fazla azaldı.
    ------------
    büyük ödülün 60.000.000 tl olarak açıklandığı çekiliştir. bir de son yıllarda katlanarak artıyor yazmışlar.

    nereye katlanarak artıyormuş?

    2013 yılında 50.000.000 tl vermiş milli piyango. 1 ocak 2013 tarihinde dolar 1.7862 tl'ymiş. yani 27.992.386 dolar vermiş. şu anki parayla bu 89.015.000 tl yapar. bu seneki ödül 60 milyon tl. yani miktar 2013'ten bu yana %33 düşmüş (2 aralık itibariyle %40 oldu gerileme). 9 milyon dolar düşüş ile 19 milyon doların altına gerilemiş.

    yok neden doları baz alıyorsun diyeni ise hemen enflasyon hesaplayıcısına alalım: yıllık enflasyona göre 2013 yılı ocak ayındaki 50 milyon tl, şu andaki oranlara göre 2017 ocak ayında 68 milyon tl'ye denk gelecek. yani enflasyon bazında ödül miktarında %12 düşüş yapılmış.

    son on yılda katlanarak artışın nereye yapıldığını gösterebilen yeşillendirsin.

  • izlanda'lilarin sevdigi bir yiyecek degildir efendim. sadece cok eski bir yiyecek ve genc nüfus bunu agzina surmez. yaslilar arada 1 tane atar agzina, o da küp seker buyuklugundedir zaten. sadece denemis olmak icin yedim bir tane, lanet olsun oyle eski yiyecege.

  • barlas'lar gaziantep'in köklü bir ailesine mensuplar.
    mehmet barlas'ın dedesi cumhuriyet'in ilk hakimlerinden biri.
    babası yüksek hakimlik, milletvekilliği ve bakanlık yapmış.
    fabrikatör hasan pertev paker'in kızı ile evlenmiş (açık toplumcu (sorosçu) can paker'in kardeşi olur canan barlas aynı zamanda).
    barlas'ın hayatı villalarda, yalılarda, uşaklarla, hizmetçilerle geçmiş.
    sağ siyasetçilerin yoldaşı, yandaşı, sırdaşı olmuş.
    devletin koruması üzerinde baki olmuş.
    bir güne bir gün yokluk görmemiş.
    hayatında hiç fırında ekmek sırasına girdiğini bile zannetmiyorum.
    kısacası bu adamın herhangi bir şey hakkındaki görüşlerini kaale alıp, eleştirmeyin bile.
    bu adam bütün gün boğazdaki tankerleri seyredip, asistanlarına söylediği 3-5 cümleden yazılar yazdırıp, gazeteye gönderten biri sadece.

  • 2012 de büyükşehir yasası değişti. 100 km ötede koyde yaşayan vatandas buyuksehir belediyesi icin oy veriyor. simdi bu yetmedi, o vatandasin verdigi oyla tum şehir belirlenecek. tire'deki vatandaş, karsiyakayi kimin yonetecegine karar verecek. tam akp usulü bir geri zekalilik.