hesabın var mı? giriş yap

  • adam öldürseler, ölünün şikayeti yok katil de olay yerinde değil diye işlem yapmayacaklar yani.

    edit: o kadar çok mesaj aldım ki, cinayetle yaralama bir mi, ona şikayet gerekir mi gibisinden editleme gereği duydum

    iş bu entry, olay yerine geç gelen, adamın kafasına pala geçirip 25 dikiş attıracak kadar vahşileşen insanları göz altına almak için illa ki şikayet bekleyen, olay yerinde tutanak tutmayan polislerin ve bu resmen cinayete teşebbüs eden insanları serbest bırakan savcıların olduğu adalet sistemine ironi dolu sitem ve tepki içeren bir entrydir

    edit 2: tck 86/1 de kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. şeklinde geçiyor bu linkten de görüleceği üzere bu durum şikayete tabi değil

  • şu zor günlerde en çok ihtiyacımız olan sevgi insanı.

    hikayeme gelince;

    25 senelik hayatımda ilk kez bugün rastladım kendisine. okul harcını yatırmak maksadıyla koyuldum yola. çeşitli genişlik ve derinlikteki su birikintilerinin üzerinden atladım, sağından solundan dolandım. amacıma ulaşmak için önümde sadece 15 metrelik bi mesafe kalmıştı. gel gelelim 15 metrelik bu mesafenin sol tarafında duvar, sağ tarafında ise, ortasında şu zamana kadar gördüğüm en heybetli su birikintisini barındıran, tek tük arabaların geçtiği bi yol vardı. kaldırım da en fazla 40cm genişliğinde.

    o esnada pda'ime --objective update-- mesajı geldi: -ekmek al!!*

    daracık kaldırım üzerinde ilk 5 metreyi sorunsuz olarak yürüdüm. önümde koskoca bi 10 metrelik mesafe vardı daha. o sırada köşeyi hızla bi araç döndü. panikledim. kaçacak hiçbir yerim yoktu. hiç bu kadar çaresiz kaldığımı hatırlamıyorum. eğer o hızla gelmeye devam ederse donuma kadar ıslanıcam. duvarla bütün oldum, gözlerimde dehşet ifadesi... artık sadece o sürücünün insafına kalmıştım. zaman yavaşlamıştı o an sanki, bütün algılarım keskinleştiğini hissettim hatta bi ara uzay geometrisinden 1-2 alan formülü bile hatırlar gibi oldum. aracın su birikintisine varmasına bir kaç metre kalmıştı ki artık gözlerimi kapadım. ne olduysa o an oldu işte. ıslanmamıştım... gözlerimi açtım. araba yavaşlamış, içindeki şoför ise bana bakıp gülümsüyordu. gülümsedikçe etrafa ışık saçıyordu adeta. zaman normal seyrine döndüğünde arkasından bakakaldım öylece. medeniyet dediğin böyle bir şey olsa gerek dedim içimden. gittim harcı yatırdım. eve giderken de ekmeği unuttum...

    bu nasıl bir empati yeteneğidir a güzel insan

    (bkz: yağmurlu havada su sıçratan şoförler)

  • "öss haftası ailen ne kadar da iyi davranmıştı hatırlasana. işte ben sana bi ömür öyle davranacaktım.."

  • synthol, en cok tartisilan urunlerden birisi olabilir, chris clark, alman mucit ve vücutçu, geliştirmistir. bu ürün ilk ciktigi zaman genis merak uyandirmistir. en cok ahlaki olarak tartisilmistir. kasların haciminde ani-çabuk buyume saglayan synthol yapay bir gelisime imza atar. synthol ne guc artisi ne de gercek kas hacmi saglar. tamamiyle yapay bir urundur. yapilan olcu oyuncak bir ayinin icini doldurup sisirmek gibidir.
    synthol’un içinde aktif-etken bir ilaç yoktur, vücut tarafından pek tolere edilemeyen yağlı bir solusyondur.

    nasil calisir?
    synthol herhangi bir kasa enjekte edilir ve kasin icinde uzun muddet kalir, kasin genel yapisini ve metabolizmasini bozar. tekrar tekrar enjeksiyon sonucunda kas fibrilleri etrafinda bir tabaka olusturmaya ve boylece hacim saglamaya baslar. vucut acisindan yabanci bir malzeme oldugu icin tamamiyle zarar vermektedir.

    icerisinde c8-c12 yağ asidi (medium-chain triglycerides-mct) karışımıni icermektedir. icinde bir de lokal anestezi sirasindaki agriyi azalticak bir anestezik malzeme bulunur.

    su anda farkli olarak yapilmis 3-5 tane synthol piyasada bulunabilmektedir.
    synthol buyuk kas gruplarinda enjekte olarak kullanilirsa daha buyuk deformasyon ve sekil bozuklugu ortaya cikartir. omuz , kol, belki baldir ve bilege uygulanabilir.

    uygulanacak kasin tam orta yerine enjekte edilir ve hergun surdurulur. 10 gun kadar devam eden enjekteden sonra dozaj arttirilir. bu sekilde ortalama 10 gunluk periyotlar halinde olcu istenilen seviyeye ulasana kadar dozaj arttirilarak enjekteye devam edilir. belli bir sureden sonra ara verilir ya da haftada bir enjeksiyona kadar dusurulur. kas olcusu ne kadar kalmasi isteniyorsa o surec icinde enjeksiyona devam edilir.

    synthol cok zararli bir malzemedir, eger enjekteyi damara yaparsaniz ciddi bir problem yaratir ve olume sebeb olabilir. synthol kastan cikartilacak olursa eger kas dokusuna ve fibrillere yapismis olacagindan cok ciddi sorun yaratir enfeksiyon olusmaya meyilli ortam yaratir.