ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gloria jean's vs starbucks
-
oturma duzenegi nedeniyle gloria'nin starbucks'dan daha sansli oldugu rekabet. gloria'da elinize verdikleri menuden begendiginiz kahveyi "ahanda şu olsun" diye gostererek isteyebiliyorsunuz, starbucks'da telaffuz etmek durumundasiniz :
- bana bi tane maçarotti..
- efendim?
- bi tane makivetti..
- nasil?
- nescafe var mi?
- yok maalesef..
- sittir, o zaman bi tane makamotti..
- ne?
- ver bisi iste canina yandigim..
messi ve neymar'ı da galatasaray'da görebiliriz
-
(bkz: tabi lan manyak mısın)
aslıhan doğan'ın arda turan'ın ayaklarını yıkaması
-
alenen aptallık yapan kadındır. kocamın ayaklarını gerekiyorsa yıkarım, sağlıktır hastalıktır.
ancak beni böyle çekip sosyal medyada yayınlarsa dalga geçer gibi, ağzına sçarm.
yanlış eve uyuşturucu baskını yapan polis
-
aylık 5-6 bin maaş al, devletin tüm imkanları elinde olsun, 10 kişi yan yana ol, biri de adresi doğru bulamasın. şaka gibi amk.
eski sevgilinin arayıp ben evleniyorum demesi
-
ilginç bi olay. mutluluklar dilenir, sonra kantıra dönülür.
tuğçe kazaz'ın yazacağı kitaba isim önerileri
-
(bkz: semaviliğin elli tonu)
çanakkale'de evi yanan yaşlı çifte yardım ediyoruz
-
hem şahsen yardımda bulunup hem de kendi hesaplarımdan paylaştığım bu kampanyayı yürüten kişi tarafından "sedet ibnesi" ünvanına layık görülmüşüm. gerekçe olarak da ekşi sözlük'ün kampanyayı olan biten'de duyurmamış olması gösterilmiş. bunun niye öyle olmadığının izahati yüzyıllardır sözlükte mevcut (bkz: ekşi sözlük yardım kampanyaları/@ssg).
hani kampanyayı kösteklemeye çalışmış olsam, sansürlemiş, kampanyayı yürütenleri görevden alıp, bir gecede sözlük kurallarını kampanyayı dışlayacak şekilde değiştirmiş olsam, yandaşlarıma "faili meçhulleri özledik" diye demeçler verdirsem, yazarlara kefen giydirip yürütsem anlayacağım da, bu haliyle haksızlık bence.
imza: sedet
gece uzaktaki ışıkların yanıp sönüyor gibi durması
-
hepimiz fark etmişizdir, gece balkondan dışarıya baktığınızda uzaklardaki bina ve sokak lambaları yanıp sönüyormuş gibi durur. bunun neden olduğunu küçüklüğümde hep merak etmiştim ve kendimce yeryüzünden atmosfere yayılan ısıdan kaynaklanabileceğini düşünmüştüm, çünkü yazın asfalta baktığımızda arabaların uzaktan dans ediyor gibi gelmesi ben hep heyecanlandırmıştır. velhasıl kelam, ileride fizik dersi aldıktan sonra, fizik hocamın elektrik konusunda , alternatif akımın bir frekans değerinin olduğunu ve bu frekans değerinin o ışık kaynağının saniyede kaç kez yanıp söndüğünü anlattıktan sonra ve hatta benim o zamana kadar ki merak ettiğim bir şeyi örnek vererek pekiştirmesiyle, aklıma ağaca kazınmış baş harfler gibi kazınmıştı. örnek verecek olursak, şehir şebekeleri 50 hertz civarında çalışmaktadır, bu o lambanın saniyede 50 kez yanıp söndüğünü gösterir. gözümüz bu farklılığı yakındaki lambalarda fark edemez ama çok uzaklardaki bir lambada bu küçük aralığı algılar.
beyrut'ta yaşayan kadınların fotoğrafları
-
"türkiye'den bile..."
adam hala türkiye'yi özgür sanıyo ya la...
evrimci ateistlerin cevaplayamadığı sorular
-
halen evrimi aynı canlının doğumu ve ölümü arasında gerçekleşen bir süreç sanan sığırların ataları nasıl hayatta kalabilmiş?
başbakanının ne mezunu olduğu bilinmeyen ülke
-
türkiye'dir. rte hangi okulun hangi bölümünü bitirdi, kaç sene okudu belli değil. yarın bir gün cumhurbaşkanlığı adaylığı sırasında o kerameti kendinden menkul diplomanın sayılıp sayılmayacağı da meçhul. gerçi sayılmaması durumunda yaşanacaklar gözümün önüne geliyor :
seevggilii kardeşlerim. buunnlaar benim diploma-ma-mı geçersiz saydılar. benim cumhurbaşkanı olmamı haaaazmede-me-diler. o kooooltukta bir imam hatipli görmek istemediler. işte buunlar hep cehape zihniyeti. bunlar dağdaki çobanla benim oyum bir olamaz diyen insanlar. bunlar önceki seçimde de abdullah kardeşim için de 367 diye ucube bir kural uydurmuşlardı. ama inşa-allah halkımız bunlara cevabını her zaman olduğu gibi yine sandıkta verecektir. camileri ahıra çeviren, ezanı türkçeleştiren bu zihniyete teslim olmayacağız. bu gibi kısıtlamaların önüne geçeceğiz, cumhurbaşkanlığı seçilme şartlarını toptan kaldıracağız, herkes muhtar adayı olur gibi cumhurbaşkanlığına aday olacak. bunun olabileceğini daha önce tahayyül edebilir miydiniz ? işte değerli kardeşlerim bunu ancak ak parti yapabilirdi.