hesabın var mı? giriş yap

  • sunay akından dinlediğim fıkradır.

    güney amerika ülkelerinden birinde darbe olur. toplumdaki bütün okumuş eğitimli kültürlü insanlar hapislere doldurulur. aradan bir yıl geçer ama mahkumlara yakınlarıyla görüşme izni verilmez. 1 yıl dolunca mahkumlara, ailelerinden sadece bir kişi ile görüşme hakkı tanındığı söylenir. mahkumlardan birer isim yazmaları istenir. mahkum bir şair ise hapise girdiği zamanlarda henüz 7 yaşında olan kızının adını yazar.

    görüş günü gelir çatar. kız çocuğu görüşme odasına girer. elinde bir kağıt tutmaktadır. kapıdaki görevli kızın elindeki kağıdı ne olduğunu sorar. çocuk, onun bir kuş resmi olduğunu ve babası için çizdiğini söyler. gardiyan bir hamleyle kızın elindeki kağıdı alır ve paramparça eder ve kuş resminin yasak olduğunu söyler. kız babası ile görüşeceği masaya gelip oturur ama hickira hickira ağlamaktadır. bütün yıl kızı ile görüşmeyi bekleyen baba ise sahip olduğu beş dakikayı kızını teselli etmekle geçirir.

    aradan bir sene daha geçer. mahkumlardan tekrar birer isim yazmalarını isterler. aynı şair yine kızının adını yazar. bu görüşmede kızı 9 yaşına girmiş olacaktır. görüş günü gelir çatar. kız görüşme odasına girer. tıpkı geçen seneki gibi bu yıl da elinde bir kağıt tutmaktadır. gardiyan yine bir hışımla kağıdın ne olduğunu sorar. kız ağaç resmi olduğunu söyler. görevli hemen önündeki kılavuz kitabı açar. yasaklı resimler sayfasına uzun uzun bakar. ağaç resminin yasak olmadığını fark edince suratsız bir şekilde kıza babası ile görüşebileceğini söyler.

    kız çok mutlu bir şekilde babasının yanına gelir. babasına hediye olarak getirdiği ağaç resmini babasına uzatır. babası çok sevinir resme bakar ve şöyle der; ne kadar da güzel bir resim bu. yaprakları var dalları var köklerieri var. meyveleri de varmış. ne meyvesi kızım bunlar?

    - ne meyvesi babacim. onlar meyve değil. onlar kuş. ağacın içine gizledim, der.

  • keynes'in ortaya attığı teorik, devletler arası para birimidir.

    uluslararası moneter düzenin nasıl işleyeceği ikinci dünya savaşı'ndan sonra gündem konusu olmuş, bretton woods konferansı bundan ötürü tertiplenmiştir. temel amaç büyük buhran gibi bir küresel faciayı engellemektir. keynes bancor fikrini konferansta önermiş olsa da kabul ettirememiştir. kabul edilmeyen bancor'un özündeki fikir şudur: dünya merkez bankası gibi tanımlanabilecek supranasyonel bir kuruluş bünyesinde devletler arası ortak kullanılan bir para birimi basılacaktır.

    eğer bancor çözümü kabul ettirilseydi, uluslararası moneter düzen bugünkü kur sisteminden çok daha farklı bir sistem ile işleyecekti.

    abd neden bu öneriyi kabul etmemiştir?

    kısa cevap: işine gelmemiştir.

    uzun cevap:

    "öneriye göre bir uluslararası takas birliği oluşturulmalı ve keynes’in bancor olarak adlandırdığı, uluslararası bir para birimi kabul edilmelidir. bancor ülkeler arasında yapılacak ödemeler için geçerli olacaktır. her ülke kendi parasının değerini belirli bir limitte dalgalanacak şekilde bancor’a sabitleyecektir. diğer bir ifadeyle, altın standardındaki altının yerine bancor önerilmektedir. bancor yalnızca ülkeler arasındaki ödemelerin yapılması için kullanılacaktır. bu çerçevede takas bankası, bir çeşit uluslarüstü merkez bankası gibi işlev görecektir. bu önerinin uluslararası ticaret açısından önemi, ülkelerin dış dengelerini korumaya yönelik önlemleri de içermesidir. örneğin, ticaret fazlası veren ülkeler, ellerindeki bancor rezervini icb’ye devretmekte, gerekirse bu kurum tarafından para birimlerini değerlemeye zorunlu tutulabilmektedirler. açık veren ülkeler ise, açıklarının finansmanı için banka kaynaklarına başvurabilmekte, duruma göre banka tarafından devalüasyona zorlanabilmektedirler. (bkz)

    görüldüğü gibi bu sistem, abd'nin işine gelecek bir sistem değildir. ticaret açığı ve ticaret fazlası veren ülkeler arasındaki asimetriyi dengelemek adına oluşturulan teoride yalnızca ticaret açığı olan ülkelere değil ticaret fazlası olan ülkelere de yaptırım uygulanmaktadır.

    buna ek olarak bugün bancor fikri ile hatırlanan her ne kadar keynes olsa da keynes'in bu fikri ortaya atarken silvio gesell'den ilham aldığını not etmek gerekir. gesell'in 1916'da ortaya attığı model freiwirtschaft'tır. arada farklılıklar olsa da bu idealde de keynes'in önerisine benzer olarak internationale valuta-assoziation birimi vardır.

    post scriptum: bancor günümüzde aynı zamanda bir kripto para birimidir.

  • bu gün dışarı çıktım, birkaç işim vardı. kalabalık bir sokakta 4-5 yaşlarında bir çocuk denk geldi, annesi birkaç metre ötedeki büfenin akbil sırasındaydı sanırım. çocuk yere çömelmişti, elindeki bir parça koli şeridini yere uzatıp sokaktaki diğer insanlara "atla" diye sesleniyordu. kimse üstünden atlamadı, sıra bana gelince ben atladım. arkamı dönünce gülümsedi, annesinin yanına koşup "abi atladı" dedi.

    siz de atlasaydınız ya ibneler, neyiniz eksilirdi?

  • ufak kardeşin dondurmacının önünden geçerken ağlaması üzerine annenin kuyumcuya girip evlilik alyansını bozdurması..

  • temel amacı papagei mıydı kokogei mıydı neydi bir papağanı bisküvilerle beslemektir. bu papağan sonraki ünitelerde almanca öğreniyor, almanca konuşuyordu. "bak papağan bile öğrendi, sen mi öğrenemeyeceksin be meine schön freundem?" mesajı veriliyordu sanırım sübliminal bir şekilde. in der schule, ja. (bkz: lern mit uns)

    bir de sınavlarda "doğru / yanlış alıştırması" anlamı olan, "richtig / falsch übung" bölümü vardı.
    biz 12 yaşındaki bebekler bunu "doğru / yanlış / bilmiyorum" olarak anlamış, bilmediğimiz soruları boş bırakmak yerine "übung :(" yazmıştık.

    o papağan bitirdi bizi, bitirdi!

  • derhal bir bmw, mercedes sahibi olmak. hadi o olmadı audi bari olmalı. o da şık duruyor.

    ondan sonra yapacağı her hareket nasılsa iyiye yoruluyor.