hesabın var mı? giriş yap

  • whatsapp'ci: her boslukta telefonuna gomulen ve surekli mesajlasan tip.

    telefonda kavga eden tip: daha fazla aciklamaya gerek yok sanirim. her daim sinirli olabilen ozel genel her turlu konuda telde gergin anlar yasayan arkadaslar.

    egoist ay-tiii: cok isi varmis gibi takilan ama genelde dizi izleyen, millete bi bok biliyomus gibi yukaridan bakan takriben mudur yalakasidir. bu adama yapilabilecek bisi yoktur. evrene ya da darth vader'a havale edilmelidir.

    kuyu kazici egoist: pozisyonu iyi olsa dahi baskalarini hazmedemez. pozisyonu kotuyse les kargasi gibi birinin ayaginin kaymasini bekleyen (ya da kendisi bizzat planlar ve mobbing yapan) tiplerdir. genelde iyi uni mezunlari ya da kezbanlardir. her ikisi de olabilir fark etmez. cok dikkatli olunmali ve ters dusulmemelidir.

    hazimsiz kezbanlar: bunlar yukaridaki arkadasla ayni familyadandir. hem guzel hem basariliysaniz bu tiplerden mobbing yemeye hazir olun, buyuk bi savas sizi bekliyor. bunlarla basa cikmanin tek yolu yapay samimiyet yaratmaktir. lanet olsun ki oyledir, yoksa ne isinizi yaparlar ne de birlikte calisirlar. direkt kavga cikarabilir ve mudurunuzu manipule edebilirler. yilanlar ayyy tissssss

    isini sevmeyen tipler: azicik yogun olurlarsa size mesai saatlerinizi rezil eden, hem de birlikte is yapiyorsaniz sinirlerinize hakim olmaniz gereken tiplerdir. sakin ola ki ona isini sevmedigini bu yuzden motivasyonsuz oldugunu soylemeyin. bunlarin ne beyni vardir ne de islerini degistirmeye gotleri yer. oluruna birakin, yorumsuz kalin.

    cool tipler: bunlar genelde elflere benzer. sinirleri alinmis gibi inanilmaz bir poker face ile islerini tikirinda halleder ve mesai bitince giderler. bunlar dedikodu da yapmazlar ama dikkat edin pandora'nin kutusu gibi her an surpriz yasatabilirler.

  • mahkeme sonrası edit: onedio yetkilileri mahkeme süreci sonunda lokman önsoy ile görüşmüş ve hatalarını kabul edip, telif hakları çerçevesinde tazminatlarını ödemiştir.

    --------------------------------------------------

    daha önce de birçok yazarın/yakınımızın başına gelen olay. en sonuncusu da illustrator
    (bkz: lokman önsoy)'un başına gelmiştir. yazdıklarını aynen aktarıyorum.

    "23.09.2017 tarihinde onedio sitesinin bana ait bir karikatürü kaynak göstermeden ve hatta üzerindeki imzamı ve o zamanlar kullanmakta olduğum web sitesi adresimi silerek kullandığını fark ettim. "türkiye'de bilim neden gelişmiyor sorusuna verebileceğiniz 17 cevap" şeklindeki klasik başlıklarından birine imzasını sildiği karikatürü koymuş, herhangi bir kaynak belirtmemiş ve 19.04.2016 tarihinden bu yana 235 bin tıklanma almış bir gönderi. 22 bin kez de facebook'ta paylaşılmış. yani kısaca karikatür anonim olmuş, piç olmuş.

    bunun üzerine kendilerine bir mail attım. özetle, çizimin bana ait olduğunu, izinsiz paylaşılmasının, kaynak gösterilmeden paylaşılmasının, imza silinerek paylaşılmasının ve bundan maddi çıkar sağlanmasının yanlış olduğunu; karikatürün kaldırılmasını, ama imzalı çizimlerimin yeni bir gönderi düzenlenerek paylaşılmasını istediğim bir mail. böylece yapıcı bir şekilde bu işin içinden çıkarım, diye düşünmüştüm.

    tabii bu bilinçsiz, üretmeyen, kaynak göstermeyen ama herkes tarafından bilinen site ilgilileri gönderdiğim maile cevap vermediler. yalnızca karikatürün altına adımı yazmakla yetindiler.

    ben de savcılığa başvurarak erişimin engellenmesi kararı aldırdım. devam eden süreçte ki sonuna kadar devam edecek, bakalım cevap verilmeyen bir mail nelere malolacak.

    ayrıca;
    evet bunu dert ettim. telif hakkı ihlalinin 6 aydan 2 yıla kadar cezası vardır. telif hakkını ihlal ederek maddi kazanç sağlamak ise işin başka bir boyutu. eser sahibi öldükten 70 yıl sonrasına kadar bu hakları korunur.

    ne idüğü belirsiz, içerik üreten bir ekibi olmayan, üretmeyen ama başkalarının ürettiklerinden maddi kazanç sağlayan bu gibi siteler benim emeğim ve fikrim üzerinden bir kuruş dahi kazanamaz.

    bilen bilir, istediğiniz herhangi bir çizimimi kullanmanız için benimle iletişime geçmeniz yeterlidir. siyasi veya ticari amaçlar altında kullanılmamak kaydıyla izin veririm.

    biraz uzun bir yazı oldu; ama sevdiğiniz bir şarkının, türkünün veya resmin anonim olmasını ister miydiniz? okuyan, ilgilenen herkese sevgiler!"

    söz konusu resim

    ve diğerleri:

    varan 1

    varan 2

    varan 3

  • su an karim los angeles - istanbul ucaginda.
    malezyadaki olayin oldugu gun bu basligi gorunce bir an kalbim hizlandi bir dusuncesiz yuzunden.

    sozlugu hic ilgilendirmeyen ucustur. atin luzumsuz adamlari buradan ya.

  • internet cafeye polis baskın yapar ve counter strike oynayan çocuklardan birinin yanına gelir:

    +ver bakim kimliğini.
    -abi kimliğim yanımda değil valla.
    +ulan kimlik olmadan ben ne biliyim terörist misin nesin?
    -yok abi. ben kantırım zaten.

  • tcg dumlupınar, 4 nisan 1953 günü akdeniz'deki nato blue sea tatbikatından dönerken 86 kişilik mürettebatı ile batan türk denizaltısıdır. 3 nisanı 4 nisana bağlayan gece su yüzünde seyrederken çanakkale boğazı nara burnu açıklarında naboland adlı bir isveç yük gemisiyle çarpışır. çarpışmanın şiddetiyle dumlupınar'ın güvertesinde bulunan 8 kişi denize düşer. 8 kişiden 2 si pervaneye takılarak, biri boğularak yaşamını yitirir. denizaltı öylesine hızlı batmıştır ki geminin içindeki 81 kişiden yalnızca 22'si kıç torpido dairesine sığınabilir. burada mahsur kalan 22 kişi "battı şamandırasını" su yüzüne fırlatır. güneşin doğmasıyla birlikte civarda dolaşan balıkçı tekneleri tarafından şamandıra görülür. gümrük motoru derhal şamandıranın yanına gelir. gümrük motorunun ikinci çarkçısı selim yoludüz, şamandıradaki ahizeyi kaldırarak ve "alo" diyerek cevap bekler. denizaltıdan cevap veren astsubay selami özben; elektriğin kesik olduğunu, geminin sancak tarafına 15 derece yatık olduğunu, kıç torpido dairesinde 22 kişi olduklarını bildirir. selim yoludüz, kurtaran gemisinin geleceğini söyler. saat 11:00 sularında kurtaran olay yerine gelir. 72 saat boyunca çalışmalar durmaksızın sürer. fakat boğazdaki şiddetli akıntı nedeniyle çalışmalar sonuçsuz kalır. artık denizaltında bulunanlar için umutlar kesilmiştir.

    denizaltının içinde ise şunlar olmaktadır: oksijeni idareli kullanmaları için, gereksiz yere konuşmamaları, şarkı türkü söylememeleri ve sigara içmemeleri konusunda uyarılar yapılır. ancak saatler süren kurtarma çalışmalarının sonunda, umutların tükendiği anda karanlıkta bekleyen 22 kişiye, her şey yine aynı sözcüklerle anlatılır; konuşabilirler, türkü söyleyebilirler ve hatta sigara bile içebilirler...

    şamandırada bulunan telefon hattının öbür ucundan, tüm türkiye, denizaltıda tevekkülle ölüme yapılan, hüzünlü ama başı dik olarak içlerinden gelerek söylenen türküyü dinler.

    ah, bir ateş ver, cıgaramı yakayım
    sen sallan gel, ben boyuna bakayım

    uzun olur gemilerin direği
    çatal olur efelerin yüreği

    ah, ataşı gavur, sinem ko yansın
    arkadaşlar uykulardan uyansın

    türkü o anda yakılmamıştır. eski bir ege türküsüdür. ancak dumlupınar denizaltısında son anlarını yaşayanların nefesi olmuştur diye düşünülür...