hesabın var mı? giriş yap

  • çok değil 10 sene sonra; bunların bir tanesi bile referandumda evet oyu verdiğini kabul etmeyecek ona yanıyorum.

    gidin sorun büyüklerinize. %91.37 evet oyuyla kabul edilen kenan evren anayasasına evet dediğini kabul eden bir kişiyi bile bulamayacaksınız.

  • tobb'un 70. genel kurulunda, kemal kılıçdaroğlu'na "ben diktatör olsam, sen meydanlarda konuşamazsın" diye nerdeyse tehdit savuran tayyip erdoğan, protokolü çiğneyerek, kılıçdaroğlundan sonra konuşma yapması gerekirken, ondan önce konuştu ve kılıçdaroğlunu dinlemeden salonu terketti.

    siyasetin ne kadar çirkinleştiğinin, bu adamın ne kadar ahlaksızlaştığının farkında mısınız?

  • bu videoda görülen tek şey, seküler ve laik insanların ne kadar medeni olduğudur. şu tiplere sabır göstermek, yarın gelin konuşalım demek falan bunlar ciddi medeniyet göstergesi.

    bunun tam tersi olsa, mesela ben gidip camide ateizm tebliğinde bulunsam acaba böyle medeni bir karşılık görür müyüm? soru bu.

    debe edit: öncelikle; ülkenin şu içler acısı halinde, insanın çok rafine bir alan olan ekşi sözlük'te dahi olsa kendisi ile aynı düşüncelere sahip insanların varlığını görmesi kadar umut veren bir durum yok. o sebeple tüm güzel insanlara teşekkür ederim.

    sonra;
    (bkz: minik eymen'e yardim ediyoruz kampanyasi)

  • ofis sıcak, evim ırak, feci trafik var tem'de
    sigaram var, cay bedava, 22 mb internet emrimde
    bekleyenim olsa neyse, yok ki kimse evimde
    ne gidicem lan eve yatarım ben ofiste

  • bütün entryleri okumadım fakat okuduğum kadarıyla monica ablamızın son sahnede okuduğu kitaba dikkat eden ya da araştırana denk gelmedim, o yüzden bir yazayım dedim. elinde tuttuğu kitap, 1927 yılında j. w. dunne adlı asker, havacılık mühendisi ve filozof olarak görülen bir abimizin yazdığı an experiment with time adında bir kitaptır. bu kitapta dunne, serialism adında bir teori öne sürüyor. buna göre dunne, geçmiş, şimdi ve gelecek olarak deneyimlediğimiz lineer zaman teorisinin, insan bilincinin getirdiği bir yanılsama olduğunu söylüyor. dunne, "geçmişin, şimdinin ve geleceğin daha yüksek boyutlu bir gerçeklikte sürekli olduğunu ve onları zihinsel algımız nedeniyle yalnızca sırayla deneyimlediğimizi savundu." `:https://stringfixer.com/tr/j._w._dunne`

    aynı zamanda dunne, şimdiye kilitlenmeden geçmişi ve geleceğimizi algıyabildiğimizi düşündü ve bunun da önsezili rüyalarla ilişkili olduğunu savundu (ki zaten önsezili rüyalarla ilgili parapsikologlarla da çalışmalar yürütmüş).

    --- spoiler ---

    alex ve marcus'un evde uyandıkları sahnede alex, kırmızı bir tünel görmesiyle ilgili bir rüyadan ve garip olduğundan bahsetmişti. biz bu tünelin mahiyetini zaten çoğu insanın dayanamayıp ya geçtiği ya da filmi kapattığı sahneden anlıyoruz. alex'in gördüğü bu rüya, dunne'un sözünü ettiği precognitive dreams (önsezisel rüyalar) olabilir. filmin sondan başa doğru antikronolojik (uydurdum) bir sırayı takip etmesinin sanatsal ya da sinema yönünden ne kadar önemli olduğunu bilemem fakat bu, yine dunne'un zaman teorisiyle ilgili olabilir. ben bununla ilgili olduğundan neredeyse eminim fakat dunne'un ne kitabını okudum ne de düşüncelerini tam olarak biliyorum. dolayısıyla çok fazla yorum yapamıyorum ama demek istediğim şu ki, gaspar noe bu eserin teorik arka planını j. w. dunne ile oluşturmuş gibi görünüyor.
    --- spoiler ---

    edit: irreversible için hem benim bahsettiğim teoriyi hem de başka teorileri içeren güzel bir makale buldum. isteyen buradan ulaşabilir: `:https://www.researchgate.net/…77433175_irreversible`

  • zamanında yılmaz güney abimizle feyecanlı bir aşk yaşamış oyuncu. yani bir nevi çirkin kral'ın güzel sevgilisi olmuştur. özellikle bu aşk, yılmaz güney'in yazıp yönettiği altın portakal film festivalinde en iyi film ödülü alan bir çirkin adam filmiyle başladı. ( 1969 ) feri cansel bir yandan şöhret kapısını aralarken, diğer yandan yılmaz güney'e vurulmuştu. gerçi gerek yılmaz güney'de gerekte diğer ilişkilerinde şansının yaver gitmediğini söylemek lazım. yani özel yaşantısındaki şanssızlık, yaşamına da mal olmuştur cansel'in.

  • sistemin dışına çıkmadan bundan emin olmamız mümkün müdür? bunu test etmek için evren simülasyonuyla yapay zekalı insanlar yaratıp onların simülasyon olup olmadıklarını anlayıp anlayamadıklarına bakmak isterdim *

  • kime ne sorarsam sorayım mutlaka bir noktada "aynen, aynen" repliği ile karşılaşıyorum.

    neden ve nasıl bu kadar yaygın kullanılıyor gerçekten anlamıyorum. çoğu zaman gereksiz ve bazen de yanlış kullanılıyor.

    üc yıldır her memlekete geldiğimde "aynen" bulduğumdur.