hesabın var mı? giriş yap

  • babanın bir bacağı kesilmiştir. en başta kendisi, başına gelen bu durumu büyük bir metanet ve hatta esprilerle karşıladığı için; ailece iyi atlatabilmişizdir. yani ne kadar iyi atlatabilirsek. protez takılana kadar babanın daha rahat dolaşabilmesi için, kendisine bir tekerlekli sandalye alınmıştır. baba, anne ile birlikte yaşamaktadır ve anneden bir telefon gelir.

    - kedi, naber?
    - ne olsun annem. almanca çalışıyorum. münih'e gideceğim ya.
    - aa! ne güzel. bir şeyler öğrenebildin mi bari?
    - öğrendim. du bist meine lokomotive andreas!
    - ne demek?
    - asdfghjk! boşver! babam nasıl?
    - çok iyi. şimdi deniz kıyısındayız, çay içiyoruz. hava almaya çıktık. babanın fotoğraflarını çektim arabasıyla. hatıra kalsın diye. yakında ihtiyacı kalmayacak ya nasıl olsa. (gülüşmeler...)

    işte bu cümleden sonra, telefonun ucundan gelen babanın kahkahasını duymak...sizin için pek bir şey ifade etmiyordur ama, benim için nasıl güzel bir detaydır anlatamam.

  • benim annem babamdır. ücretlerle birlikte 7000 tl'ye varıyor maaşları ve kral gibi daireye 450 tl kira veriyorlar. küçük bir ildeyiz bu yüzden kira düşük. iki haftanın da bir haftası evde geçti kar tatili nedeniyle, bugün de tatil ve birlikte kahve keyfi yapıyoruz.

    ekşi'deki durumdan haberdar ettim onları "çok istiyorlarsa okusunlar öğretmen olsunlar" dediler. selamları var size.

  • üst edit: yılansı fareler falan derken ekşi şeylere düşmüş ya biraz mahçup oldum. yılansı fareyi de liseliler bilmez :(

    "hakkaten lan" diyip merak ettim ve araştırdım. arapçadan geçmiş qismet gibi kelimeleri falan saymazsak şöyle diyor internetler (kaynak'tan olduğu gibi çeviriyorum, bu bile size çok, ekşici yılansı fareler sizi):

    "scrabble oyuncularının da farkında olduğu üzere q zorlu bir harftir. q harfini oyunda kullanabilmek için, oyuncu uygun bir u harfi bulmak zorundadır. ki q'nun alfabedeki ikinci en nadir kullanılan harf olması, işi kesinlike daha kolaylaştırmıyor.

    haydi şu alfabenin 17. harfi, huysuz q'yu çözmeye doğru yelken açalım.

    ingilizce'de "qu" her zaman digraph (tek bir sesi temsil eden harf ikilisi) olarak, /kw/ sesi için kullanılır. q'nun u ile eşleşmesi, latince dilinin, yunanca temelli bir icadıdır. q sesinin temeli olan koppa harfi, /k/ ya da /g/ sesi olması gereken yerlerde kullanılır ve yuvarlak sesli harflerden önce gelirdi. fakat, "c" gibi bir kaç harfe de, farklı kombinasyonlarda aynı ses atanmıştı.

    c harfi yavaş yavaş bu gibi sesleri daha fazla temsil eder hale gelince, q sesinin kullanımı azalarak, herhangi bir ses ifade edebilmek için u harfine muhtaç kaldı. (şuan ingilizce) latin alfabesinin tam bir üyesi için pek de meşaqqatli (keh keh).

    (alakalı olarak, neden w görsel olarak iki v ile temsil edildiği halde adı "çift-u?" cevabı şurada)

    q'nun u olmadan temsil ettiği sesler genelde ingilizcede bulunmaz fakat sami dillerde daha tipiktir. "quran", "iraq" gibi başka dillerden alınmış kelimeler, q'nun gırtlak /k/ sesine örnektir. (çeviri notu: aha benim qismet burada çıktı)

    q harfinin şekli, yün topağı anlamına gelen ve "paw" sesiyle söylenen mısır hiyeroglifinden gelmiş olabilir. aşağı inen çizgi ve çembel sembolü, yunanca koppa için de kullanılırdı ve günümüzde kullanılan modern latince harfe şekil olarak benzerdi."

  • cocuk, cocuk gibiler. hiçbir seyden haberleri olmayan tipler.

    "saglik sistemimiz super" demis, "hemen mudahale ettiler" bla bla. guzel ablacigim, sen ilk müdahale icin amerikan hastanesi ya da acibadem'e gidersen tovbe bismillah allah kadar iyi mudahale ederler. valide hanim amerikan hastanesinde kolon ameliyati oldu, polip neredeyse izzeti ikramdan utandigi icin vücudu terk edecekti.

    sen bir de siradan bir devlet hastanesini bir denesene, sonra konuşalım şu sistemi he, ne dersin?

  • tanımasak finlandiya, isviçre cumhurbaşkanının seçimlere dair tarafsız açıklaması derim. o derece objektif. evet.

  • şimdi burda çok önemli bir konu var. bir fıstık uzmanı olarak konuya girmeden önce insanların büyük bir çoğunluğunun fıstığı doyana kadar yemediğini ve gerekli karşılaştırmayı yapacak düzeyde olmadığını düşünüyorum. kilosu 500, 600 lira olan bir kuruyemişi kim nasıl yesin zaten.

    kıymetli arkadaşlar, siirt fıstığı genellikle iri, ana çatlak oranı yüksek ve yağ oranı düşük olan bir fıstık çeşididir. dolayısıyla siirt fıstığı içindeki yağ oranının düşük olması sebebiyle kuruyemişlik olarak tüketilmesi daha hafif ve insana bıkkınlık vermeyecek düzeyde bir fıstıktır. iri yapılı ve ana çatlak oranının yüksek olmasıyla da yenirken daha rahattır. yani demem o ki siirt fıstığı kuruyemiştir, çerezliktir.

    değerli yazarlar, gelelim antep fıstığı ismiyle bilinen esasen şanlıurfa ve kahramanmaraş'ta daha fazla üretilen fıstığa. bu fıstık çeşidi de ana çatlak oranı az, boyut olarak küçük ve daha fazla yağlıdır. yağ oranının fazla olması yiyen insanlarda bıkkınlık ve tiksinti oluşturacak seviyeye gelebilir hatta hassasiyeti olan insanların fazla tüketmesi sıkıntı olabilir. çatlak oranının düşüklüğü yerken zorluk çılarttığı gibi boyutunun ufak olması da kavurma işlemi sırasında tadının kaybolmasına neden olabilir. iyi ustaların elinde işlenmesi gerekir ki genelde iyi usta yoktur herkes kafasına göre işler. ama yağ oranından dolayı tatlılarda çiğ halde pişerken mükemmel bir aroma bırakır bundan dolayı tatlılarda bolca kullanılır.

    yani demem o ki fıstık çerezlik ise siirt, tatlılık ise antep.

    ayrıca belirtmem gerekir ki siirt fıstığı piyasada her zaman daha pahalıya satılır eğer daha ucuz görüyorsanız muhtemelen ikinci kalite olabilir ya da o seneki rekolteyle ilgili de olabilir. bunu bilen üreticiler şu an antep'te dahi siirt tekin anacı dikmeye başlıyor.