hesabın var mı? giriş yap

  • aynı iltifatları sen ben etsek, ne abazanlığımız kalır ne de sapıklığımız. elin oğlu stylish dediğinde kızın ağzı kulaklarında iki tur attı mk.

    üstüne bir kelime daha edemeden ağzımıza burnumuza biber gazını sıkar polisi, jandarmayı, belediyeyi, akutu, sahil güvenliği arardı. harbiden coğrafya hem kader hem de kederdir sevgili hemcinslerim.

  • selo'nun sazına, sırrı'nın sırıtışına inanıp yaşadığı ülkeyi küçük gören zavallılar; aralarında hala "hdp barış istiyor, akp tahrik ediyor, tsk gerillaya saldırıyor, devrim geliyor" diye sayıklayan mallar var. kendilerinden tiksiniyorum...

    edit: yoğun tepkilerden sonra kendilerine bir mektup yazmak zorunda kaldım.

    (bkz: hdp'ye oy verenlere açık mektup)

  • hırsızların en çok eve girmeyi tercih ettiği yer olan kapıyı en güvenli hale getirmekle başlar. evin diğer pencere, balkon vs bölümlerinin korunması kolaydır. bunun en büyük sebebi; ulaşımının zor olması, binanın dışında ve açıkta olması hırsızın iş üzerinde çalışmasının oldukça fazla engellenmesidir. eğer alt katlarda iseniz demir parmaklıkla kolaylıkla halledebilirsiniz. oysa ki kapı öyle değildir. güvenli hale getirmesi bu kadar kolay olmaz. hırsız, apartmanın içinde hiç bir komşunuzun ruhu bile duymadan çok kısa sürede kapınızı açıp girebilir. genelde de fazla ses çıkartmayacak yöntemleri tercih ederler.

    evime defalarca hırsız girmiş birisi olarak, her seferde deneme yanılma yöntemiyle "en güvenli kapı nasıl olur"a yeterince yaklaşmış olduğumdan bir kaç tavsiyede bulunacağım. unutmayın; hırsızın asla giremeyeceği kapı yoktur, sadece yöntemini henüz geliştirememiş hırsız ya da sadece girmek için çok vakit harcamaktan kaçınan hırsız vardır.

    hırsızlar kapıdan içeri nasıl girer?
    kapınız ahşap ise*;
    - tornavida ya da levye ile kilit bölümüne müdahale ederek
    - herhangi bir alet ile vurmak kaydı ile kilit bölümünü kırarak
    - menteşe bölümünü kırarak
    - tekme ya da omuz ile kapıyı kırarak

    kapınız çelik ise;
    - maymuncuk türü aletlerle kilidi açıyorlar (artık pek becerebileni yok)
    - kilit göbeğinin dışarda kalan kısmını bir aletle sıkıştırıp çevirerek kırıyorlar. kırılan kısmı dışarı çekerek çıkarttıktan sonra parmak kadar bir aleti boşluğa yerleştirerek çeviriyorlar ve kapı şıkır şıkır sanki anahtarla açıyor gibi açılıyor (en çok bu yöntemi seviyorlar)
    - levyeyle kilit bölümünün olduğu aralığı zorlayarak açıyorlar
    - kriko gibi bir aletle kapıyı karşılıklı iki çerçeveden esneterek kilidin boşa çıkmasını sağlayarak açıyorlar (baya sık kullanılan bir yöntem)
    - içerden zinciri ya da emniyet kelepçesini kapatmışsanız; kapıyı araladıktan sonra ince sac gibi bir demir ile açıyorlar
    - kapıyı komple duvardan çerçevesiyle birlikte sökerek açıyorlar (baya zor bir yöntem)

    şeklinde en bilindik yöntemler sayılabilir. peki tehlikeleri farkettikten sonra şu soruya cevap gerekecektir mutlaka;

    güvenli kapı nasıl olmalıdır?
    - kapınız kesinlikle ve kesinlikle çelik kapı olmalı. (çok önemli)
    - kapınızın markası kaliteli olmalı. ucuza kaçıp nerdeyse sac gibi çelik kapı almayın. (önemli)
    - kapınızda en az 2 tane kilit olmalı. (önemli)
    - kapınızın sadece yandan değil, alttan ve üstten de içeri giren kilit sistemi olmalı. (tercihen)
    - kilit sistemi içeriye düz olarak giren değil, kanca şeklinde kıvrılarak girenden olmalı. görsel (tercihen)
    - kilit bilyalı tipte olmalı. görsel (önemli)
    - kilit üç kere kilitliyor olmalı. (önemli)
    - kapınızın ana kilidi kesinlikle (son dönemlerde çıkan bir teknoloji) kırılan barelli olmalı. yani kilide dışarıdan müdahale edilince kırılıyor ve ikinci müdahale imkansız hale geliyor. tabi ev sahibi anahtarıyla hala açabiliyor. tuzaklı barel* yada kırılsa da güvenli barel* isimleriyle farklı markaların ürünleri mevcut. görsel1, görsel2, görsel3 (çok çok önemli)
    - kilidi dışarıdan müdahaleye karşı koruyan rozet taktırılmalı. bu rozet iç taraftan monteli olduğu için dışarıdan sökülemiyor. kırması da oldukça zor ve ses çıkartan bir yöntem. kale ve pegasus üretiyor. pegasus rozette daha iyi bir marka. eğer ki kırılan barelli kilit taktırmamışsanız kesinlikle rozet taktırmalısınız. kırılan barelli kilidiniz zaten varsa rozete fazla ihtiyaç yok, fakat hırsızı baştan caydırmak maksadıyla ekstradan rozeti de taktırabilirsiniz. görsel1, görsel2 (önemli)
    - çok tercih edilen esnetme yöntemine karşı korumak için de; evin içinde kalan, dıştan monteli emniyet kilidi çözüm olmaktadır. bu kilitler birbirine geçmeli olarak kilitlendiği için kapının yatay ve dikey eksende esnetilmesini önleyecektir. ayrıca içeriden monte edildiği için dışarıdan müdahale şansı da bulunmamaktadır. dışarıdan anahtarla, içeriden de mandalla kilitlenebiliyor. kale kilit'in 167 modelini tavsiye ederim. görsel1, görsel2 (çok önemli)
    - kapınızın çerçevesiyle duvar arasında boşluk olmamalı. mutlaka beton dökülmeli. tabi kapı yapıldıktan sonra artık bu pek mümkün değil. o yüzden çelik kapınızı evinize kendiniz yaptırıyorsanız mutlaka çerçevede hava boşluğu kalmamasına çok dikkat edin. esnetmeler bu boşluklar sayesinde yapılabiliyor. (önemli)
    - alarm taktırılabilir. ancak ucuzuna kaçılması durumunda alarmlar pek etkili olmamaktadır. alarmın kendi yedek güç ünitesi olmalıdır ki; hırsız elektriği kesince çalışmaya devam edebilsin. darbelere karşı sağlam ve açılmaz bir kasası olmalıdır. sesi çok yüksek olmalıdır. dışarıya evde alarm olduğunu belirtecek şekilde yanıp sönen led takılmalıdır. (tercihen)
    - kamera sistemi koymak genelde çok pahalı bir çözüm olacağından, sahte kamera ile hırsızları bir miktar caydırabilirsiniz. bunun için kapının üstüne kablosu içeri giren bir webcam koymanız yeterlidir. (tercihen)

    şeklinde maddeleyebiliriz. bunlardan hepsini aynı anda uygulamak şart değil ama birkaç tanesini aynı anda mutlaka uygulamalısınız. benim tavsiyem en azından; "kırılan barelli kilit" + "rozet" + "167 emniyet kilidi" kesinlikle taktırılmalıdır.

    bir çoğumuz evden her çıkışımızda ya da uyumadan önce üşendiğimizden tüm kilitleri kilitlemiyoruz. unutmayın ki hırsızı ne kadar zorlayıcı ya da oyalayıcı şey olursa, vazgeçme ihtimali de o kadar yüksek olur. o yüzden güvenlik önlemlerimizi alıp, aynı zamanda da kullanmaktan imtina etmemeliyiz.

    tüm bu yöntemleri uygulamamıza rağmen hırsız yinede kapıdan girmeyi başarabilmişse, ben o hırsızın alnından öperim, elini sıkarım, salona davet edip bir çay veririm arkadaş. böyle de emeğe saygılıyım.

  • gecen gun rastladim da bayagi iyiymis :)

    - ne ictiniz usta?
    - abzolut
    - ne yediniz?
    - kerevit.. abzolut kerevit.
    - pompalamaya devam..

    ...

    - erken bosalma sorunum var.
    - kacta bosaldin abi?
    - saat 7 falandi.
    - harbiden erkenmis..

  • 1 saat yürüsem 5 km. bu sırada 2 sigara içsem 75 kuruş. 75 bölü 5 desek kilometrede 15 kuruş yakıyorum, toyota gibi adamım

  • alburnoides eminea: ismi, prof. dr. davut turan’ın annesi emine turan’a atfedilmiş.

    alburnoides velioglui: ismi,rize devlet hastanesi hastane yöneticisi opr.dr. hasan basri velioğlu’na atfedilmiş.

    alburnoides recepi: ismi, arazi çalışmalarına önemli katkıda bulunan recep buyurucu’ya atfedilmiş.

    - peki biz bunu yedik mi?

    sanmıyorum.

    allah bilir veli de padişahımızın dedesinin filan adıdır.

    neyse ki hayvanlar balık lan. düşünsene yıllarca dış dünyadan bir şekilde saklanmışsın, kimse sana bulaşmamış. bir gün çıkıp geliyorlar karına emine sana recep diyorlar. kabus gibi.

    allahtan balık hafızası diye bir şey var. ara sıra da olsa unuturlar. biz her gün aynı kabusa uyanıyoruz.

  • haftada bir arızalanıyor, gün aşırı sefer sırasında yavaşlıyor, bazen iki durak atasında dur kalk gidiyor. arada elektrik kesildiği için denizin altında yolcularını indiriyor, denizin altındaki tüneli size yürüyerek geçirtiyor. zaten normalde bile 10 dk'da bir çalışıyor. bütün bunlar olurken, kalabalıkta, omuz omuza trenleri beklerken mesela biraz şikayet edin, hemen bir tane gürbüz sesli savunucu peydah oluyor:

    - beğenmeyen binmesin kardeşim.

    lan geri zekalı iyi de mümkün mü bu ?

    marmaray seferleri başladığında ido sabah 8'deki bostancı-yenikapı deniz otobüsü seferini kaldırdı. istanbul'un iki yakasının en önemli ulaşım merkezlerinden ikisi arasında sabah trafiğinin en yoğun olduğu saatler olan 7.30-9.30 arası çalışan bir tane bile gemi yok.

    ben bostancı iskelesine kadar sakin sakin 10 dakika yürüyüp gemiye biniyordum, yolculuk sırasında (uyuyup / kahvemi içip / kitap okuyup) 30 dakika sonra yenikapı'da inip yine sadece yürüyerek işime gidiyordum. şimdi önce 20 dakika yürüyüp (ya da yağmurda çamurda arabayla) e-5 üzerindeki metroya gidiyorum, oradan ayrılıkçeşmesi'nde aktarma yapıp marmaray ile yenikapı'ya geçiyorum. deniz otobüsü ile oturarak yaptığım ve yürüme dahil 45 dakika süren yol, hem koşturmaca, hem aktarma hem de ayakta sıkış tıkış metro-marmaray ile 1 saatten fazla alıyor.

    benim alternatifim yok ki. anadolu yakasında minibüs yolu ve civarındaki birçok kişinin karşıya geçmek için metro-marmaray'dan başka alternatifi mi var? bostancı-yenikapı deniz otobüsüm vardı sabah 8'de, artık yok. yine deniz otobüsü ile bostancı-kabataş yapıyordum arada, oradan tramvay ile geçiyordum, hatta hava güzelse yürüyordum, martı projesi sebebiyle o ihtimal de uzun bir süre yok. yahu hatta eskiden trenle haydarpaşa'ya gider, vapurla sirkeci'ye geçerdim arada, mis gibi deniz havası için. ama artık tren de yok, ne zaman açılacağı da belli değil. ondan sonra;

    - "biyinmiyin binmisin"

    deniz otobüsü çalışsa yanına yanaşmayacağım bunun da işte. neyse.