hesabın var mı? giriş yap

  • hp marka bilgisayar vardı temizdi sıfırı 2999 tl 3000 yani. alalı 3 ay olmuştu. sonra şirket daha iyisini verince doğrudan 2000 tl fiyat yazdım koydum. adamın biri aradı abi öğrenciyim vb 1500 olur mu dedi.
    olur gel dedim
    çıktı geldi.
    1450 var dedi yanımda
    tamam önce kimliğini göster dedim.

    -ne kimliği abi?
    ÷öğrenciyim dedin ya
    - ya kimlik yok yanımda.
    ÷ hangi okuldasın? bölüm ne?
    - keem küm. aslında ben öğrenci değilim.

    fiyat o zaman 2500 tl işine gelirse dedim yolladım.

    öğrenci olsa verecektim o fiyata. sonra bizim güvenliğin oğlu üniversite kazanmış ona hediye ettim.

    daha da mutlu oldum.

    edit: direk -> direkt -> doğrudan :)

  • milkshake makinesi.

    birlikteliğimizin 3.yılı bitti.. henüz bırakın kullanmayı fişe bile takılmadı. umarım çalışıyordur, en azından keşke bu kadarını bilebilseydim onunla ilgili.. tezgahta bulunduğu yere yapıştı kaldı.. işin kötüsü bide göz alıştı artık, her geçen sene gereksizliğini farkettiğim anların sayısı gittikçe azalıyor.. sanırım kısa bir süre sonra hiç farketmemeye başlayacağım.

    büyük umutlarla eve giren bu zırva alet şimdi okulunu bitirip memleketine dönmesi beklenen, pek sesi çıkmayan zararsız bir ev arkadaşı sadece..

  • yaş 21, ekim 2007, 450 tl maaş aldım. anneme, babama, kız kardeşime 50'şer lira verdim ve eve gelmeden önce 100tllik erzak aldım. sonra babamın kredi kartını alıp kendime 6 taksitle nokia n73 telefon aldım. 100 tl daha babama verdim. 100 tl param kalmıştı 2 gün içinde o ilk maaşım bitti. o zaman anladım işte 1 ayın ne kadar uzun bir süre olduğunu, emeğin ise ne kadar değersiz...

  • birebir şahit olduğum iki olay ile biraz olsun anlaşılabilecek durum;

    mekan : barcelona'da bir cadde.

    bir adam 6-7 yaşlarındaki 4-5 çocuğu gezdiriyor. çocuklar yorulmuş olmalı ki el ele tutunmuşlar ve taksiye binmek içim kampanya yapıyorlar:

    taksi porfavor!
    taksi porfavor!

    diye küçük küçük bağırıyorlar.

    adam onları yürütmekten vazgeçip taksi tuttu mu bilmiyorum ama bu kadar sevimli bir şekilde ihtiyaçlarını dile getiren çocuklara karşı geldiğini sanmıyorum.

    şimdide ikinci olay.

    yer : istanbul, ikea.

    5 yaşında falan bir çocuk, ter içinde kalmış, yürümekten yorulmuş, babasının önünü kesip bacaklarına sarılıp kendisini kucağa aldırmak istiyor. babanın eli kolu dolu, kucakta yer yok. bunun üzerine çocuk çığlık atarak ağlamaya başlıyor. baba çocuğu sakinleştirmeye çalışıyor ama çocuk ancak kucağa alınırsa susacak. sonunda baba dayanamayıp elindekileri bırakıp çocuğa tokatı çakıyor. çocuk daha da bağırmaya başlıyor. ama baba rahatlamış gözüküyor.

    "şimdi ağla" deyip yoluna devam ediyor. yani "ağlamaya değer bir şeyin olsun" der gibi.

    bu kadar.

  • elleri kıyma makinesine sokmaya yakın sonuçlar doğurabiliyor.
    kuzum ben seni niye atayım aşağı ki?
    nereden girdi aklına bu düşünce?