hesabın var mı? giriş yap

  • stanis law lem dogu blogunun bilimkurgu yazarlarindan oldugundandir, ana akim bk yazarlari kadar eserleri yayinlanmamistir.
    bunun etkisi turkiyede de gorulmus uzun bir sure eserleri pek bulunamamistir. fakat okunduktan sonra bilimkurguda ozgun bir yeri olmasi gerektigi anlasilir. cunku bilimkurgu sadece bilimin oykulestirilmesi degildir. ayni zamanda sorulmasi gereken sorular ve bilimin sorgulanmasi demektir. stanislaw lem de zaten bunu yapmaktadir. okunurken kitaplarinin yazim tarihleri dikkate alinmalidir. o dogu blogunun soguk savas zamanindaki bir bilimadamidir. sirf bu acidan bile en azindan dikkate alinmayi hakkeder. kitaplarinda asagidaki temalar ise egemendir denebilir;

    1) genelinde soguk savasin etkisi gorulur. tabi ki de sovyetlerden ve abd den bahsetmez ama genelde her hangi bir guc dengesi nukleer silahlarla tasvir edilir. herhangi bir uzay gemisinin en ciddi gucu nukleer enerjidir. ve bu kaynaktan buyulu gibi soz edilir ve bu guc herseyin arkasindadir. silah olarak atom bombasina ise cok fazla vurgu yapilir. hem yenilmezde, hem de aden de insanlarin en cok merak etiigi sey karsi tarafin atom bombasina sahip olup olmadigidir. tum bu nedenlerden dolayi lem in soguk savastan, ve atom bombasinin yarattigi gerginliten etkilendigini soylemek yanlis olmaz.

    2) lem modernizm doneminde bilim herseyi cozer gorusu ile yogruldugundan hep bu dusunce ile savasir. solarisde ve yenilmezde insanlar gezengenleri aslinda yenemeyecegimiz hatta anlayamayacagimiz seyler de var oldugnu kabul ederek terkeder. su anda cok sik karsilasilan postmodern bir yaklasim da olsa o donemin guclu modernizm akimlarinda istisnai bir yaklasimdir.

    3) uzay gemilerinde calisanlar arasinda tam anlamiyla birozellesmevardir. her zaman bir kimyager, biyolog, astrofizikçi, matematikçi vs. vardir. bu bilimadamlari kendi alanlari disinda bir sey bilmezler. bu da o zamanin bilim adamlarina ozgudur. su anda tum astronotlar ve bilimadamlari kendi alanlari disindaki alanlarda da bilgi sahibidir. bu acidan da bu ozellesme kitaplarinda bir klişedir.

    4) cok ciddi ontolojik ve epistomolojik acilimlara sahiptir. hatta solarisde bilim kurgu ogeleri felsefi sorularin gerisinde kalir. bilim kurguyu felsefi temelleri tartismak icin kullandigi bir fon olarak gormek sasirtici olmamalidir.

    5) evrim teorisini cok sever. evrime gore aciklamalar sikca karsilasabilecek birseydir. aden ve yenilmez sadece evrim teorisinin baska canlilar uzerine kuruldugu gezegenlerdir. ustune usluk yenilmez de geri evrim teorisini ortaya atar.

    ve butun bunlarin yaninda sorusturma ve yıldizlardan donusadli kitaplari bazi farkliliklar gosterir. sorusturma determinizmin, yildizlardan donus modernlesmenin ve bir anlamda tuketim toplumunun elestirisi olarak digerlerinden ayrilir.

  • iletişim devimiz, gururumuz, selocanımız turkcell'imizin bir iletişim devine yakışır şekilde, twitter'a erişim engeli için dava açması.

    bunu yaparken twitter adreslerini askıya falan almadılar tabi. "twitter'a erişim engellensin diye dava açalım ama kaybederiz falan, hesabımızı açık tutalım, ne olur ne olmaz" mantığı var sanırım.

    sen ne büyüksün turkcell. sen ne yücesin turkcell. yönetim kuruluna atilla koç'un atandığı turkcell. ensar vakfının yılmaz destekçisi turkcell.

  • tüm dünyada oluyor diye normal olmayacak durumdur. bugün aynı şekilde bir ekmek kuyruğu bile olsa garipsenecek iken, bu durumun kanıksanması tüketim çılgınlığının ne kadar felaket boyutlarda olduğunu gösterir sadece.

  • açıklamasına stüdyo yazarken biraz utanılması gereken ilan. he amk stüdyo, warner bros sütdyoları, tom ve jerry'nin yeni maceralarını çekmek için dizayn etmişler...

  • gelin hepiniz itiraf edin, sucuklar o yangında nasıl nar gibi kızarmıştır diye ibnece düşüncelere daldınız değil mi? ben daldım valla, inşallah ölen yaralanan yoktur..

  • lazer epilasyona giden bir zahmet birazcık araştırsın yahu. o çok dalga geçtiğimiz kadınlar kulübü'ne girip bir baksa bile insan, sert kıllar dışında hiçbir halta yaramadığını şap diye anlar. bas bas bağırıyor insanlar. nedir iş yarayan bu bölgeler? genital, koltuk altı, belki bacaklar (çok kalın olması lazım tüylerin). bunun dışında kol, yüz ve diğer yerler için iğneli epilasyona gidin direkt. hem paranız cebinizde kalır, hem seanslarca sürmez, hem de bir daha o bölgeden tüy çıkma ihtimalini ortadan kaldırmış olursunuz. evet biraz acılı bir şey ama binlerce lira döküp sonuç alamamaktan iyidir.

    önemli not: hiçbir bok bilmeyen ve kıçındaki kıla bakmadan sizin minik tüylerinize laf eden erkeklerin "lazer epilasyona gitsene yaa", "lazere git lazere" , "lazere gitsen ne güzel olur", "2013 yılındayız hala lazere gitmeyen kadınlar var" türü laflarına aldırmayıp, her bölgeye en uygun epilasyonu seçmenizde fayda var.

    sanıyorlar ki lazer, içi sıvı dolu bir küvet. kadınlar giriyor çıkıyor, hooop bütün tüyler gitmiş.

    hey gidinin efesi!

  • anlamadığınız şey tam olarak nedir?

    bu ve tayfası; gidip karikatürler üzerinden para kazanan sayfa ve siteleri dava etseler, kimse ses etmez. "haklısınız" der hatta.

    ama bu adamlar bunu yapmıyor ki?
    radyoloji sitesindeki bir forumda bir kullanıcı karikatür paylaşıyor. ve onu dava ediyorlar.
    radyoloji sitesindeki bir yazıda, karikatüre yer veriyorsun diye dava ediliyorsun.
    kişisel bir blogda 65 yaşında bir kadın iyi bayramlar karikatürü paylaşıyor ve 33binlik oluyor bir anda.

    edildiğin davanın tutarı da öyle 50-100 lira değil. 33 bin lira.

    yani bu ve tayfası diyor ki; sizin radyoloji sitenizin 5 senede kazandığı 3-4bin lirayı, benim karikatürüm sayesinde kazandın. şimdi bana para ödeyeceksin.

    bunun adı telif kovalamak falan değil arkadaşım. bırakın artık kendinizi kandırmayı.

    tüm içeriğini, parasını karikatürlerin telifli eserlerinden kazanan adamları dava edersen haklısındır.
    ancak konusu, kazanç yöntemi vb. hiçbir şeyinin senin karikatürünle en ufak bir bağı bile olmayan siteleri/blogları/forumları dava ediyorsan sen kötü niyetlisindir.

    berlin'de hamurunuza, suyunuza ne katıyorlar bilmiyorum.
    ancak bu insanların avukat masrafı yapmalarına, adliye adliye koşturmalarına, ülke içindeki bin tane sıkıntı arasında bir de sizin 30bin liralık telif davalarınızla uğraşmalarına vesile oldunuz ya. umarım bunun acısı sizden çıkar. umarım.

  • benim annem de hangi umutlarla buna izin verdi bilmiyorum da tum evi boyamama ragmen resim becerim sifir. tablolarin sergilendigi muzelere gitmeye bayilirim cunku dukkanlarinda cok guzel seyler satiliyor. hatta gidip dukkani gezip bir tane tabloya bakmadan cikmisligim da coktur. ama cocuklugumda sehpalarin altina girip terslerini bile boyardim. adeta bir resim asigiydim. ranzanin ustune cikar bos kalan yerleri de degerlendirirdim. cok mukemmel ciziyordum ya o yuzden.
    annem koltuk minderlerinden ev yapmama da karismazdi. hatta tencereleri asmak istedim diye salonun ortasina ipler germisti. ne kadar tencere tava varsa asmistik. onlari calip dans ediyordum. oyle gerzomat cocugum olursa dover miyim acaba ya simdi onu dusundum. bir de mayo giyip kendimi de boyuyordum cunku kizilderiliymisim. annem karismazdi, bazi seylerin esyadan, evden daha onemli oldugunu biliyordu cunku. ya da benden bikmisti:/ hatirliyorum da o ev hala cocuklugumuzdan kalma resimlerle dolu iken evi boyatmaya verecekleri para ile bana teleskop, mikroskop almislardi. ev bir sene daha oyle kalmisti da arkadaslarimi cagirmaya utaniyordum.
    sonra bir komsumuz vardi, kizi arkadasimdi, duvarlari boyamayi birak oyuncaklarini bile sirayla oynayabiliyordu, daginiklik olmasin diye. iste boyle psikopat olmayin. ben cok eglendim cocukken. annem sacma sapan seylere yasaklar koymadigi icin super bir cocukluk gecirdim. ha tabii soyle bir konusma da oldu aramizda:
    s: cocukken hic beni dovesin gelmiyor muydu?
    a: camdan bile firlatasim geliyordu bazen
    s: tamam:(
    sonucta firlatmamis:/ dovmemis de, boyle olmusum. bi garip yani o yuzden siz bilirsiniz bu izin verme konusunu millet.

    cocugum olsa ben de hic karismam. boyali duvardan daha guzel bir sey olabilir mi? cizsin her yeri, koltuk minderlerinden de ev yapsin, sandalyeleri ters cevirip sandal yapsin, carsaflardan cadir yapsin, camlari bile boyasin - ben boyamistim.
    o boyamazsa da ben boyar cocuk boyadi derim valla.

    10 yıl sonra gelen edit: çocuğum oldu ve birçok şeye izin veriyorum evet. ancak sınırlar konusu var insan bunu çocukla yaşarken öğreniyor. oğlum duvarı boyamaya çalışmadı, çalışırsa odasını boyamasına izin veririm tüm evi değil. çünkü sınırlar. ve burada yazdıklarım hiçbir şeymiş meğerse. ne biçim sınavlardan geçiyoruz oğlan çocukla, bunlar ne ki:)