ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
telefonunun ekran parlaklığı full olan insan
-
benim lan bu. sevgilim felan olmayınca bitmiyo pilim felan, bende ışıl ışıl takılıyom.
cumhurbaşkanımız sallanmadı diye sevinen adiler
-
sallansa daha çok sevineceklerdir.
üstünde coca-cola yazan bomba
londonphile
-
12 yıl kadar geçmişin olacağına fındık kadar... neyse bizi de uçurmasınlar şimdi.
msn hatıraları
-
beklenen kişi çevrimiçi olduğundaki o yürek çarpıntıları. daha da güzeli sana "selam" yazdığında duyduğunuz o "dırıdıdıdık" sesi...
bir de sözleşipte girerdik. yarın akşam 8de aynı yerde gibi. güzeldi.
ışın kılıcının rengi
-
- kilicini cekmek en son dusunecegin sey olmali padawan..
- neden ustam, ne guzel renkli isik saciyor, kizlar bayiliyor..
- radyasyon padawan..
- gercekten mi ustam?
- evet, efendi yoda'yi biliyor musun?
- tabi ustam..
- eskiden yesil degildi..
neden pahalı olduğu anlaşılamayan şeyler
-
(bkz: altın) hiçbir boka yaramıyo.
kitap okuyan insanla dalga geçmek
-
terlikli halde kitap okunamayacağını düşünen bir adet dingil tarafından dalga geçilmektir. kitap okumayı karı kız düşürme aracı olarak gören bir beynin kitaba bakış açısından ne beklenebilir amk.
pişman olmak istemeyenlere tavsiyeler
-
önce pişmanlık nedir onu iyice bir öğrenmek. yoo dostum, her hayıflanmanız pişmanlık değildir. günün birinde içine sine sine yapmış olduğun şey başka bir gün başına kabaklar patlattığında yaşadığın üzüntü de değildir pişmanlık.
pişmanlık en başta kendinden ve yaptığın şeyden tiksinmeyi, alternatifleri reddedip kendini o hale bile isteye sokmuş olmanın getirdiği yabancılaşmayı içerir. hayatta üzülecek, baya bi kırılıp dökülecek, zaman zaman sürüneceksiniz, bunların kaçarı yok, ama pişmanlığın kaçarı var: içinize sinmeyen hiçbir şeyi çok büyük bir mecburiyetiniz, hayat memat meseleniz yoksa yapmayın.
kişiyi en acıtan yabancılaşma kendine olandır, kendinizi yine ta kendinizden yıpranmış, ter kokmuş, yakası paçası kaymış bir tişört gibi çıkarıp atmak istemiyorsanız -işte pişmanlık tam olarak budur- yaptığınız her şey önce sizin içinize sinecek. ananızın, babanızın, kuzeninizin, komşuların, whatsapp kanka grubunuzun, iş yerindeki fatma'nın değil.
her eyleminizde bir crush on durumu yaşayın, bu sadece aşk değil, iş, arkadaşlık, yeni bir kıyafet, gezilecek görülecek bir yer, eve alınacak bir koltuk da olabilir, ama ona tutulun.
herkes akın akın evleniyor diye "benim bundan çocuğum olsa nasıl güzel olur" hissi yaratmayan biriyle evlenmeyin, herkes oraya gidiyor diye size çivili koltukta oturuyor hissi yaratacak yere gitmeyin, herkes alıyor diye "eve gitsem de şunu üzerimden fırlatıp atsam" diyeceğiniz o rahatsız bluzu almayın. herkes size "aaa biraz manyak galiba" diyor diye onların diliyle konuşmaya başlamayın. düşecek ama kalkacaksınız da, kimsenin yara izi bir başkasında sızlamaz, kaşınmaz, sadece uzaktan bakıp "acıyor olmalı" dersiniz, (burada yara ve iz kelimelerini yeni nesil ağlak edebiyatçılar gibi sadece aşk meşkle iniltili kullanmıyorum) sizin kendi yara izleriniz olsun yoksa öğrenemezsiniz, hem "yara izi yarayı açan kılıçtan daha etkilidir"* tecrübeyi gösterir. kendiniz olun ve sonunda batsanız da çıksanız da vurulmadığınız hiçbir şeyin peşinden gitmeyin, tercihlerinize laf söyleyen insanlara karşı mottonuz da şu olsun: "sa-na-ne a......."
22 ocak 2021 burak yılmaz'ın mesut özil açıklaması
-
açıklama
edit : videosu
burak yılmaz: "mesut özil'e başarılar dilerim ama benimle birlikte milli takım formasıyla savaşmış arkadaşlarımla alakalı konuşsam daha iyi bence." demiştir.
sanki cephe savaşında savaştılar aq