hesabın var mı? giriş yap

  • bu gece ortaya çıkan gerçektir.
    bilal bir türlü laftan anlamayınca koskoca başbakan sinirleniyo tabi haklı olarak. sonra kürsüden bize bağırıp çağırıyo hırsından o da haklı.

  • -kırmızı yarra yering.
    +maalesef efendim..
    -o zaman beyaz yarra yering.
    +o da yok maalesef..
    -gidin bulun..amınıza korung..

  • garip bir gerçek. adam dünyaya adam olarak gelmiş mübarek.

    ne kadar eski klipleri karıştırsam da bu sanatçımızın gençlik hali yok. clint eastwood'un var, jack nickolson'un var, ibrahim tatlıses'in var bu abimizin yok.

  • iç kapasitesi 250 ton olmasına rağmen asıl amacı üzerinde bir şey taşımaktı. evet bildiğimiz tepesinde, sırtında. bunun nedeni de abd’nin aya yaptığı yolculuk esnasında kullandığı mekiği bir kargo uçağı sırtında taşımasıydı. ruslar bunun altında kalamazdı ve zaten mevcut olan yine antonov yapımı en büyük uçak baz alınarak, 32 tekerlekli, 6 turbo fan motorlu bu insan harikası üretildi.

    savaş uçakları dahil olmak üzere, rusların abd’ye göre üstün olduğu konulardan birinin havacılık olduğunu düşünüyorum. antonov ukraynalı olduğundan dolayı sovyetler de diyebilirim.

  • robert frost zekası:

    ikinci dünya savaşından sonra ezra pound faşistlerle işbirliği yaptığından tutuklanmış, önce cezaevine sonra da akıl hastanesine kapatılmıştı. abd'li sanatçılar pound'un salıverilmesi için kampanya başlattılar. başsavcıyla görüşmesi için robert frost'u washington' gönderdiler. bir süre sonra da pound serbest bırakıldı.
    arkadaşları "ne dedin de serbest kalmasını sağladın diye sorarlar frost'a.
    "ne diyeceğim?" diye güler frost. "içerideyken herkesin onunla ilgilendiğini söyledim. bırakırsanız gündemden düşer, kimse yüzüne bile bakmaz, unutulur gider." dedim.

  • liseliler bilmez. biz ergenliğe yeni adım attığımız yıllarda saç düzleştirici denen gavur icadı yoktu. belki de vardı ama sadece zenginlerde.
    ilk kez benden birkaç yaş büyük bir kızın dümdüz saçlarına bakıp "aa naaptın saçlarına??" demiştim. "ütüledim" dedi. "ütü sıcakken mi soğukken mi?" dedim. annemin "bu kızı iyi de besledik niye böyle mal oldu" bakışını hala görür gibiyim. öyle de salak bir ergendim işte.

    sonra bu moda hızla yayıldı ve zavallı kızcağızların boyunları omuzları eşek kadar ütü yanıklarıyla doldu. saçlar çatır çatır kırılıyordu ama ütüden vazgeçmiyorduk. o düz saçlar ne pahasına olursa olsun bizim olmalıydı.

    sonra saç düzleştirici çıktı ve kirlendi dünya...

  • 1997 yilinda 39 yasindayken annapurna'da cig altinda kalarak hayatini kaybetmis efsanevi rus kokenli kazakistanli dagci. 8000 metre ve uzerindeki zirvelere tam yedi kere oksijensiz tirmanmistir. olumunun uzerinden neredeyse 10 yil gecmesine ragmen hala bazi yuksek irtifa hiz rekorlarinin sahibi kisidir. butun bu basarilari, hayattayken kendisine 'himalayalar'in tiger woods'u' yakistirmasinin yapilmasina sebep olmustur.

    dagcilik basarilarinin yaninda, kendisi en cok 1996 everest trajedisinde yaptigi kahramanca kurtarislar ile bilinir. kendisi, zirveden donmekte olan bazi dagcilari 8400 metre irtifada yakalamis olan ani bir firtinada, gozgozu gormez bir haldeyken yardim icin cadirinden cikmis ve dagda olmek uzere olan ve yon duygusunu tamamen kaybetmis 3 dagciyi teker teker resmen cadirlarina kadar surukleyip donmaktan kurtarmistir; akabinde daha yuksek bir irtifada yardima muhtac durumda olan ve kendisinin de rehber olarak dahil oldugu grubun lideri scott fischer'a yardim etmek icin tirmanmis, malesef cabalari fischer'i kurtarmaya yetmemistir. butun bunlari everest'in zirvesine oksijen tupu kullanmadan gerceklestirdigi tirmanistan hemen sonra yapmistir.

    olmeden once yazdigi the climb adli bestseller kitabi, 1996'daki trajedi hakkindadir ve ayni kitapta jon krakauer'in ayni olayi temel alan kitabi into thin air'de kendisi hakkinda yaptigi bazi suclamalara cevap verir.

    hayatini kaybettigi annapurna eteklerinde adina yapilmis mutevazi anitta kendisine ait su sozler yazar:

    "mountains are not stadiums where i satisfy my ambition to achieve, they are the cathedrals where i practice my religion - daglar, basarma hirsimi tatmin ettigim stadyumlar degil, dinimi tatbik ettigim katedrallerdir"

  • beşiktaşlıyım. adımı bile efsanelerimizden birisinden aldım.

    okur okumaz aklıma gelen ilk şey "mahalle yanarken bazılarının yaptığı şeyler" oldu.