hesabın var mı? giriş yap

  • gulmenin bulasici oldugunu gostermis cocuklardir. aksam aksam guldurdu sevimli sey, nasil da kikir kikir guluyor.

  • dünyanın en sikko deyişlerinden biridir.
    ulan zaten dünyada insan hayatının en değersiz olduğu ülkelerden birinde dünyaya gelmişsin. bedava alman gereken (çünkü deli gibi vergi veriyorsun) sağlık, eğitim gibi hizmetlerin hepsi mantar. üstüne üstlük yurtdışı çıkış harcı, deprem vergisi ve parasını çıkardıktan sonra bedava olacağı söylenmesine rağmen paralı kalan köprü geçişlerine kadar devlet eliyle soygunun diğer adı olan daha birçok gereksiz şey ödüyorsun. ondan sonra hıyarın biri çıkıyor ve "vatan borcu, namus borcudur" diye bir laf ediyor. bunu söylerken de kendi çocuğunu askerden yırttırabilmek için amerika'da okutuyor.
    arkadaşlar kimseye borcunuz falan yok. siz zaten vergilerinizle devlete yeteri kadar para kazandırıyorsunuz. dünyanın en pahalı benzinini ve en pahalı pasaportlarından birini kullanıyorsunuz. bir gün biri çıkar da "sen hala vatan borcunu ödemedin mi?" diye sorarsa, ona en okkalısından "hassssktir ulan" demek insani bir görevdir.

  • fransa'dan yeni döndüm. kusura bakmayın da almanya ve ingiltere hariç (ingiltere'nin de ne kadar kıta avrupasında olduğu tartışılır), avrupa ülkelerinin durumu türkiye'den daha parlak değil. fransızlar dahi sarı yeleklilerden, grevlerden ve hükümetten bıkmış durumda. fakirlik orada da var. ay sonunu orada da getiremiyorlar. evler kutu gibi. hayat pahalı, paris'te de trafik var. ne yazık ki halkın geniş bir kısmı patronlara, hükümetleri de onların çıkarlarına çalışıyor. elbette insanlar birbirlerinin hayatlarına türkiye'deki kadar müdahil değiller, ancak fransa'da da senede yaklaşık 160'a yakın kadın eşleri, sevgilileri ya da yakınları tarafından katlediliyor. göçmen gözünden bakacak olursak da ne kadar entegre olursanız olun siz bir yabancısınız. kıta avrupasının liberal geleneği ne yazık ki abd ve kanada kadar gelişmiş değil. daha dün telefonda görüştüğüm bir fransız arkadaşım, neden aniden döndüğümü sordu. fikirlerimin, onlarınki gibi olmadığında ne kadar değersiz ve işe yaramaz görüldüğünü söyledim. hiç de liberal olmadıklarını belirttiğimde bunları onaylamak zorunda kaldı.
    evet, aniden döndüm. pişman da değilim. döneli henüz birkaç hafta oldu, işlerimi yavaş yavaş yoluna koyuyorum. eğer tekrar yurtdışına çıkarsam, gideceğim ülke kesinlikle kıta avrupasında olmayacak.

    edit: durumun ingiltere'de daha beter olduğuna dair süser arkadaşlardan mesajlar alıyorum. şunu eklemem gerekiyor ki; ben fransa'da expat ya da bir şirkette çalışan olarak bulunmadım. master ve doktora eğitimimi orada tamamladım. akademinin diğer alanlara göre daha özgürlükçü ve liberal olması beklenir. böyle olması doğaldır zira fikirleri tartışıp ortaya temel hipotezler koymak esastır. ancak üzülerek belirtmem gerekiyor ki fransa'da onlar gibi düşünmediğinizde düşüncelerinizin hiçbir değeri olmuyor, direkt olarak bunlar yanlış damgası yiyorsunuz. bu durum fransa'da bu işi yapan bir alman ya da amerikan araştırmacı için daha farklı olabilir. ancak sorun tam olarak burada başlıyor. geldiğiniz ülke itibariyle sizi ikinci üçüncü sınıf insan yerine koyarak, kendi doğrularını empoze ediyorlar. bunu biraz da türkiye'den giden avrupa sevdalısı akademisyenler bu hale getirdi. bunlardan farklı bir profil sergilediğinizde atipik kategoride değerlendiriliyorsunuz ve hayat sizin çekilmez bir hâl alıyor.

    edit 2: italya'da da durum aynıymış yok mu artıran ?
    edit 3 : almanya daha da betermiş.
    edit 4 : kervana belçika da dahil oldu.
    edit 5 : norveç'te böyle dertler yokmuş. iskandinav ülkeleri denenebilir.

  • özellikle etsiz çiğ köfte diye başlık açılmasına rağmen "nolur çiğ köfte demeyin buna :(" diyenleri var. ne diyelim ulan daha? taklitçi pezevenk çiğ köfte mi diyelim, anasına mı sövelim? etsiz çiğ köfte diyoruz işte! a aaa, hayret bişey...

  • "ajda pekkan, şarkıda "arada sırada aklıma geliyor." diyor.

    bu yaşta, o kadar geldiğine dua et. babaannem senin yaşındayken, kenan evren'i kocası sanıyordu..."

  • sorunu doğru tespit eden açıklama.

    "siz" yolunuza devam ediyorsunuz. bizlerin çoğu yolda kaldı, kalanı da sürünerek ilerliyor.

    umudumuz, yola sizin olmadığınız bir rotada tekrar devam etmek.

  • başar'le pelin'in düğünü için davetli listesinde yorgo 'nun tanıdıkları vardır:

    -(ihsan) ver bakiyim şu listeyi bana. bu ne be, neyin listesi bu! yunan ikinci piyade alayının mı! daha birinci sayfada 10 tane alex, yirmi tane nikos var
    +(feraye) onların çoğu yorgo'nun akrabaları, ihsan.
    -nerde bizim akraba listesi?
    +(sevinç) ne yapacaksın bu saatten sonra listeyi?
    -ekleme yapacagım. askerlik çağına gelmiş, eli silah tutan tüm tanıdıklarımızı.

    bonus:

    -senin için bir türk atasözü var. yorgo gitti kavga bitti.