hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.

  • durum o kadar kötü hale geldi ki kendini göstermeye asla ilgi duymaz dediğim kadın arkadaşlarım bile kafayı yemiş durumda.

    dm'ye giriyorum. neredeyse hepsine online ya da beş on dakika önce aktifti yazıyor. yanlarına gidiyorum ellerinde sürekli instagram yukarı kaydırıp duruyorlar, sırf daha çok görünmek için her gün en az 3-5 tane story atıyorlar hatta filtreler yetmeyince birkaç tanesi gitti estetik oldu.

    geçen biriyle konuştum, instagram'a bir tane fotoğraf atmak için yüz tane fotoğraf çekiyorum sonra yarım saat uğraşıyorum güzel görünsün diye dedi. 300'den az beğeni alırsa da kaldırıyormuş fotoğrafını. şok oldum. psikolojisi normal kadın kalmayacak sanırım yakında.

    edit: dünden beri bu konuda bilimsel araştırmaları okuyorum. bilgi açısından buraya da eklemek istedim.

    instagram, facebook, twitter gibi kişinin kendisini ve yaşamını paylaştığı sosyal medya platformlarının en çok narsisizm üzerinde etkisi varmış.

    hem narsistler kendini daha çok paylaşıp başkalarının hayatını daha çok takip ediyormuş hem de bu platformların bu amaçla kullanımı narsisizmi de anlamlı bir biçimde artırıyormuş. tam bir bok çukuru.

    özellikle son yıllarda gençlerde görülen narsisizm düzeyi daha önce olmadığı kadar artmış.

    ben bu platformları sadece bilgi paylaşımı için kullanan kişilerin bu gruba dahil olmadığını düşünüyorum.

    ekşi sözlük'te de mesela iki grup insan var. normal kişiler sözlüğü bilgi, fikir ya da eğlence amaçlı paylaşım yapmak ve okumak için kullanıyor, narsistler ise daha çok kendini ve derdini anlatmak, ilgi çekmek, ekşi itiraf, anın fotoğrafı gibi başlıklara yazmak için kullanıyor. aynı şeyleri ekşi sözlük için de söylemek mümkün.

    birinin narsist eğilimlere sahip olup olmadığını anlamak eskisinden daha kolay artık. sosyal medya profiline bakıp az çok anlayabiliyorsunuz ne olduğunu. belki böyle bir faydası olmuştur instagram'ın*.

  • valla partim bana bu kadar gerizekalı muamelesi yapsa bırak oy vermeyi önlerinden geçmem bir daha..

  • çok, çok, çok sevdiğinizde yapacağınız aptallıktır. kesinlikle özgüven kaybıdır ve yapılmamalıdır.
    telafisi zor yaralar açar.
    neden özür dilediğinizi bile bilmezsiniz.
    ama dilersiniz...
    bir şeyler daha fazla karışmasın diye...
    azıcık huzur olsun diye...
    daha fazla ağlamamak, kanamamak için...
    daha fazla çirkinleşmesini ve ilişkinizin yıpranmasını önlemek için...
    ama en çok da belki ben özür dilersem, hatalı olduğunu anlar, utanır diye...
    hatadır, aptallıktır.
    çünkü anlamazlar ve utanmazlar!

  • berat'ı hunharca alkışlayıp gevrek kahkahalar atarken bugünleri düşünmeyenlerin hezeyanıdır.

    batın gidin de kurtulalım hepinizden.

  • pek çok yerde böyle birini bulursan onu asla kaybetme diye sözler, fotoğraflar paylaşılmaktadır... kesinlikle katılıyorum; bu cümle içten söylendiğinde önemsemeyi, değer vermeyi gösterir. bir de bunu ergen tripleri, baskı unsuru olarak görenler vardır ki, merak ederim sorunları daha önce hiç önemsenmemiş olmaları mıdır yoksa karşısındakini önemsememiş olmaları mı?

    evet arkadaşlar, hayatınızda böyle biri varsa asla kaybetmeyin, sahip çıkın, vazgeçmeyin...

  • oyunlar inkâr edilemez bir şekilde uygarlığın getirdiği tabii bir sonuçtur. hatta en ilkelleri bile belli seviyede karmaşıklık gerektirir. en önemlisi ise, oyunlar; soyut biçimde düşünebilme ve düşünceleri mantık çerçevesinde idare edebilme yetilerini gerektirir. böylece biçimsize biçim verip, büyük esrarengizliklerin gölgesinde küçük ve fark edilir modeller yaratırız.

    bu oyunlardan en önemlileri olan ve uzakdoğuda "3 oyun" diye tabir edilen oyunlar; tavla, satranç ve go'dur.
    bütün oyunlar, -ister aydınlanmaya ister tam tersine yol açsın- mental enerjileri yönlendirir, fakat '3 oyun'u kendi sosyal durumlarında düşünmek daha anlamlı olacaktır. çünkü bu sayede her birinin genel ya da bölgesel tipin bazı temel karakteristiklerini nasıl yansıttığını görebiliriz.

    örneğin batının büyük tarihi oyunu satranç; kralı, orduları, yıkımı ve sonuç olarak bir şahın diğer şah tarafından yıkımını içerir. oyun, mahabarata'dan roland'ın şarkısı'na kadar batı'nın büyük efsanelerinin çizgisine tamamen yönlendirilmiş biçimde görünmektedir. bir kahramanın devrilmesi ve yeni kahramanın taçlandırılması.. şahtan piyona kadar tüm taşlar, güçleri katı biçimde tanımlanmış ve sınırlandırılmış hiyerarşik ve piramidal toplumun resmini verir.

    tavla, yakın ve orta doğu'nun favori oyunu zihni şans ve kısmet hakkında sorularla meşgul eder. zaten dinlerin doğduğu bu coğrafyada oluşan bu oyunun, din tesiri altında olmaması mümkün değildir. bu oyunun neresinde din tesiri var diyebilirsiniz. bu oyunda zarlar kader ve kısmeti temsil eder. ne kadar profesyonel ya da önde olursanız olun her zaman sizin haricinizde de bir kontrol mekanizması vardır. oyunun gidişatını bir anda değiştirebilecek bir güç vardır. bu da zardır yani mecazen kaderiniz. oyuna ne kadar iyi başlarsanız başlayın, ne kadar usta olursanız olun kaderiniz neyi gösterirse onu oynayacaksınızdır.

    go ise doğru insan, iyi toplum olmanın ön planda olduğu felsefelerin ve dinlerin yaygın olduğu uzak doğuda ortaya çıkmıştır. tüm taşların eşit değerde olması ve başlangıcında bomboş tahtada tamamen kendi hamlelerinizle sıfırdan bir yapı kurulur. bu da 'açık uçlu ve bilinmezlik dolu' budizm öğretisindendir.
    amaç yıkmak değil de geniş alan yapmaktır. yani birey değil toplum önemsenir. bir taşın gücü konumuna ve içinde bulunulan ana bağlıdır. bütün tahta üzerinde gelişme ve zayıflama, hareket ve hareketsizlik, küçük yenilgi ve geçici zafer dönüşümleri meydana gelir.

    tavla, satranç ve go beraber düşünüldüğünde uyumlu bir dünya görüşü oluşturduğundan, '3 oyun' kullanışlı ve mantıklı bir sınıflandırmadır.
    dolayısıyla bu '3 oyun' insan ruhundaki temel ihtiyaçlara cevap vermektedir. insanlar her yerde zihinlerini sosyal yapılar, mevkiler ve statülerle meşgul etmektedirler (aynı satrançta olduğu gibi). ayrıca, düşünme yetisine sahip her birey bazen kendi özel ilişkilerini şans ve kadere bağlar (tavladaki gibi). go ise hiçbir şeyi olmadan sadece zekasıyla yola çıkan insanların ruh halini yansıtır. herkes boş bir tahtayla başlar ve hiçbir kısıtlama yoktur ve o andan sonra meydana gelenlerin hiçbiri şans, varlık ya da sosyal statüyle değil de sadece sizin kendi aklınızın niteliğiyle ilgilidir...

  • bayan lan orman çocuğu arabayla dikkatsizce umursamadan motorsikletliyi öldürmeye hakkı var. neden? bayan lan bayan anlamıyor musun?

    keşke iş sadece tutanak tutmak olsa. bir şekilde halledilir ama kadın resmen adamın canına kast etti. muhtemelen çarptığını bile anlamadı.