hesabın var mı? giriş yap

  • hoca artık dellenmiştir
    hoca: fear yeter artık numaran kaç senin
    fear: 227
    hoca: (elindeki kağıda 227 yazıp arkasını döner, masasına doğru yürür)
    fear: 8x xx
    hoca: ?
    fear: ama gece 11 den sonra aramayın internette oluyorum hocam.
    hoca: (kulaklarından duman çıkararak) oğlum ben ev numaranı değil, okul numaranı soruyorum! numaran kaç?
    fear: (sanki sonuna başka bir numara ilave edecekmiş gibi bir tonlama ile) 400
    hoca: (4 yazar, bekler) dörtyüz kaç oğlum?
    fear: (aynı gıcık tonlama ile) 400
    hoca: ya tamam da dörtyüz kaç?
    bu bir süre böyle sürer
    fear: hocam dörtyüz işte. ille de sonuna rakam istiyorsanız dörtyüz kök üç olsun.
    hoca: (iptal olur) çabuk git kendini disipline ver!!!
    sınıf: (dağılır)

  • avrupa'da kuduz virüsü ile mücadele edebilmek adına 1979 yılında başlayıp doksanlı yıllara kadar devam etmiş olan ilginç uygulamadır.

    ikinci dünya savaşının başladığı yıllarda avrupa'da aynı zamanda kuduz virüsü de yayılmaya başlıyor. önce polonya'da taşralarında vahşi hayvanlardan geçen ısırıklarla yayılıp yıllar içinde dalga dalga batıya doğru ilerliyor ve en son 1967 yılında isviçre'ye kadar varıyor.

    bu durumdan pek hoşnut olmayan isviçreliler önce virüsün yayılmasını önleyebilmek için virüsü en çok yayan hayvan türü olan tilkileri öldürüp virüsten kurtulmaya çalışıyorlar, ancak ne kadar hayvan öldürürlerse öldürsünler virüsün önünü alamıyorlar.

    bu yöntem işe yaramayınca hükümet "e biz isviçreliyiz, isviçreli bilim adamlarına sorsak ya" diye düşünüyor ve virüse çare bulabilmek için bilimsel çalışmalara başlanıyor.

    bunun için virüsü yayan hayvanların aşılanması üzerine düşünüyorlar. o yıllarda böyle bir konsept yeni olduğu için bilinen pek bir yöntem yok. amerikalılar bunu yapmayı 1960'lı yıllarda denemişler ama hayvanları yakalayıp tek tek aşılamak pek işlerine gelmemiş. daha sonra hayvanlara uzaktan iğne fırlatacak türden aşı tuzakları gibi şeyler denemişler sonuç olarak hiçbir yol kullanışlı olmamış.

    isviçreliler ise olaya farklı bir açıdan bakıp aşıyı iğneyle yapmak yerine yenilebilir hale getirmeye çalışmış ve 1971 yılında bunu başarmışlar. ilk başlarda yenilebilir aşı yönteminin virüsü engellemek yerine daha çok yayacağı düşünülmüş. bu sebepten 1978 yılına dek araştırmalar yapılmış ve nihayetinde franz steck isminde bir veteriner izole bir alanda yenilebilir kapsülleri kullandığında hiçbir şekilde virüsün yayılmadığını göstermiş.

    virüsün bu şekilde yayılmadığını anlayınca artık virüsle savaşabilmek için pratik bir yolla vahşi hayvanların yaşam alanlarına aşı içerikli yem bırakmaları gerekiyormuş. bunun için aşı kapsüllerini köpek maması, yumurta, sosis gibi şeylere saklamaya çalışmışlar ama bu yemler pek işe yaramamış. en sonunda deneye yanıla tavuk kafalarının tilkileri fazlasıyla cezbettiğini fark edip aşı kapsüllerini tavuk kafalarının içine saklamaya başlamışlar.

    steck ve ekibi başta cenevre'de 4050 tavuk kafası ile deneme yaparak tavuk kafası yönteminin gerçekten de virüsü azalttığını tespit etmiş. bunun üzerine tavuk kafası yöntemi dikkat çekmiş ve devlet bu yöntem için seri üretime geçmiş.

    virüsle mücadele ekipleri aşıları tavuk kafalarının içine yerleştirip tavuk kafasıyla dolu helikopterlere binmiş ve bu tavuk kafalarını taşra bölgelerde, ormanlarda ve benzeri tilki yaşam alanlarında gökten yağdırmışlar. 1984 yılına kadar toplam 52.000 tavuk kafası yağdırılmış.

    bu yöntemin işe yaradığını gören almanya, fransa gibi diğer avrupa devletleri de kendi tavuk kafası yağmurlarını başlatmış ve bu işleme 1996 yılına kadar devam etmişler.

    1996 yılına gelindiğinde artık kuduz neredeyse yok olacak düzeyde azalmış. o yıla dek ise gökten toplam 74 milyon tavuk kafası yağdırılmış.

    kaynak: theatlantic

    ileri okuma için: kuduz ve tilkilerin ilişkisi

    kuduzla mücadele yöntemini görüp merak etmemi sağlayan kurzgesagt videosu

  • özelleştirme adı altında elde ettikleri, aslında türk milletine ait tüm mal varlıkları 1 (bir) kuruş bedel ile kamulaştırılmalıdır,

    aldıkları tüm ihaleler namuslu sayıştay denetçileri tarafından tek tek incelenmeli, haksız elde edilen tüm kazançlar yasal faizi ile geri alınmalıdır,

    silinen tüm vergi borçları da yasal faizi ile geri alınmalıdır,

    bu konuda tek yetkili, türk milleti adına karar veren türk mahkemeleri ( istiklal mahkemeleri ) olmalıdır. ingiltere monarşisine bağlı londra mahkemeleri yok hükmündedir.

    bir kez daha hatırlatalım; sivas kongresinde ilan edildiği günden bugüne manda ve himayenin bu topraklarda hükmü yoktur.

  • özkan uğur türk rock tarihinde önemli bir yere sahiptir. mfö öncesinde yaptığı işlerden bahsedeyim. 70'li yıllarda psikedelik ve progresif rock altyapılı gruplarda bas gitar çalmıştır. erkin koray, barış manço, edip akbayram, seyhan karabay, selda gibi isimlerle çalıştı.
    kaygısızlar'ın son zamanlarında bas gitarist olarak gruba dahil olmuş, ardından kurtalan ekspres'ilk kadrosunda yer almıştır. foto1
    ölum allahın emri / gamzedeyim deva bulmam 45'liğini 1972 yılında çıkartan barış manço ve kurtalan ekspres 1973 yılında ise gönül dağı / genç osman 45'liğini çıkardı. foto2
    1974 yılında ise barış manço&kurtalan ekspres nazar eyle, nazar eyle / gülme ha gülme 45'liğini çıkardı. basta yine beter ali'miz özkan uğur vardı...

    1972 yılında barış manço askere gidince grup kısa bir süreliğine dağılmış ve özkan uğur, aydın çakuş ve nur yenal ile birlikte "ter" grubunu kurarak erkin koray ile birlikte çalmıştı. 1972 yılında erkin koray&ter-hor görme garibi / züleyha isimli 45'liği yayınlandı. ter, kurtalan a göre daha progresif, sert bir gruptu. züleyha deyip geçmeyin. yutup link babalar efsane çalmış.
    sonra dostlar grubuna katılarak edip akbayram ile birlikte 1973 yılında degmen benim gamli yasli gönlüme / yakar ınceden ınceden 45'liğinde çaldı.

    barış manço askerden dönünce 74 yılına kadar kalarak kurtalan ile birlikte yukarda bahsettiğim plakları çıkarttı ve gruptan ayrıldı.
    1975 yılında dadaşlar grubundan taner öngür ayrıldı ve onun yerini aldı.
    ersen ve dadaşlar ile ilk plağı olan dostlar merhaba / ne sevdiğin belli ne sevmediğin 45'liğini çıkarttı. bu grupta 2. plağını ise yine 1975 yılında çıkarttı. gafil gezme şaşkın / güzele bak güzele 45'liği. foto 4

    özkan uğur sonra kardaşlar grubuna geçti. yıl 1975...
    seyhan karabay&kardaşlar ile kan davası / dam üstüne çul serer 45'liği çıkartan özkan uğur 1976 yılında ayhan sicimoğlu'nun da aralasında bulunduğu mazhar'lı fuat'lı ve galip boransu'lu "ipucu beşlisi"ni kurdu. sonra 1978 yılında galip boransu ve cengiz teoman ile grup karma'yı kurdu. eurovision yarışmasında imkansız adlı parça ile 4.lük elde edildi...(türkiye finali)

    sonra mfö kuruldu ve olaylar gelişmeye devam etti. *

    büyüksün özkan abi, seviyoruz seni.

    edit: dostlar ile çıkan 45'likte basta vecdi ören yer almıştı. parliament night blu ray uyarmadan editleyeyim. *
    kendisine yine tesekkurlerimi sunuyorum,
    ozkan, garip/kaslarin karasina 45'liginde calmis. sene 1974...