hesabın var mı? giriş yap

  • erdal'ı sevmeme sebebine dair, bazı cümlelerinden yola çıkarak çıkarımlarım var.

    geçmişte, muhtemelen karısını başka bir erkekle yakaladı. bu ilişkinin yıllardır sürdüğü, erdal'ın doğum zamanı da dahil bu ilişkinin olması mümkün. yani, erdal'ın oğlu olduğuna dair hep bir şüphesi var.

    karısını döverek öldürmesi, erdal'ı hep dövmesi, onu kısır bırakması da kendi oğlu değil başkasının oğlu olduğu ve onun soyu devam etmesin diyeydi.

    "bana baba deme. baban değilim senin" diyerek tersleyip duruyordu. uyuşturucuyu iyi yaptığı zaman "aha şimdi oğlum olduğuna inandım" diyerek sonunda kendi oğlu olduğuna inandı.

    bu entryde geçen kişiler ve kurumlar elbette tamamen hayal ürünüdür.

  • bu halliburton adındaki holding çok şaşırtıcı bir
    holding. nedenmi diyeceksiniz işte nedenleri

    1) dünyanın en büyük 500 inşaat firmasından biri olan
    halliburton esas olarak petrol sektöründe çalışıyor.
    büyük petrol firmalarının inşaat,lojistik,yangın
    söndürme ve güvenlik gibi ihtiyaçlarını karşılamakta.

    2) halliburtonun firması olan kellog brown root ise
    askeri operasyonların yabancısı değil.1962-1972 arası
    pentagon bu firmaya on milyonlarca dolar ödedi. firma
    güney vietnamda amerikan ordusu için yollar,
    havaalanları, limanlar ve askeri üsler inşaa etti. bu
    firma en büyük parayı amerikanın hint okyanusundaki
    diego garcia üssünü inşaa ederek kazandı.

    3) 1990 senesinde baba bushun başkanlığında o zamanlar
    savunma bakanı olan dick cheney yeni bir proje
    başlattı buna göre amerikan ordusunun yiyecek,içecek
    ve temizlik gibi rutin bütün işleri
    özelleştirilecekti. bilin bakalım ihaleyi kim kazandı.
    halliburton yani kellog brown root.

    4) baba bushun seçimi kaybetmesinden sonra cheney iş
    bulmakta hiç zorlanmadı ve halliburtonun yönetim
    kurulu üyesi oluverdi. cheney 2000 de tekrar politika
    için görevinden ayrılınca yerine cheneyin yakın
    arkadaşı eski güney avrupa kuvvetleri komutanı general
    joe lopez atandı.

    5) bütün dünyada nerede amerikan askeri varsa brown
    root firmasının ekipleride oraya gider, barakaları
    kurarlar, yemekleri pişirirler, su ve kanalizasyon
    sistemi döşerler. kısacası brown root firması için
    savaş demek iş demektir buda halliburton holdingi için
    çok büyük ama delicesine büyük miktarlada para
    demektir.

    6) şimdi yazının en ilginç bilgisi kellog brown root
    firmasının abd ordusu ile anlaşma imzaladığı en son
    sözleşme irakta verilecek hizmetlere ilgili peki ne
    var bunda diyeceksiniz. çok şey var çünkü sözleşme
    2001 senesinde imzalanmış peki acaba hangi ay sakın 11
    eylülden önce olmasın.
    araştırmaya değer derim.

  • ağlamak. laf oyunu yapmıyorum, ciddiyim.

    aslında ağlamak dediğimiz olay üç çeşitten oluşuyor:
    1- temel gözyaşları: gözün kurumasını engelemeye yarayan gözyaşları. hiç gözünüzde koruma yokken motosiklete bindiniz mi, ya da arabanın penceresinden kafayı çıkardınız mı? gözünüze giren rüzgarın etkisiyle gözünüzden şapır şapır dökülen yaş bu sınıfa giriyor. tabi günlük hayatta da sürekli salgılanıyor ama normal koşullarda biz varlığını hissetmiyoruz.
    2- refleks gözyaşları: bir etkene tepki olarak salgılanan gözyaşları. mesela soğan doğrarken soğan değil de çocuğumuzu doğruyormuş gibi ağlamamız bu yüzden. bu gözyaşı tipi göze zarar verici etken algılandığında ondan kurtulmamız için salgılanıyor.
    3- duygusal gözyaşları: sadece insanlara özgü olan, ve antidepresan etkisi yapıyor derken kastettiğim gözyaşları. sevgilinden ayrılınca, kötü bir gün geçirince, acıklı bir film izleyince gözlerimizden süzülen yaşlar bu sınıfa giriyor.

    duygusal gözyaşlarının amacı bizi daha iyi hissettirmek. bunu da iki yolla yapıyor.
    öncelikle bu gözyaşlarını etrafımıza sinyal vermek için kullanıyoruz. gözlerimizin sulanmasıyla görüşümüz bulanıklaşıyor, ve savunmasız bir hale geliyoruz. çevremize yatıştırılma, ilgi, şefkat ihtiyacı içerisinde olduğumuzun sinyalini veriyoruz. evrimsel bakış açısından bakarsak, dilin olmadığı dönemlerde gözyaşları sayesinde sağlanan bu iletişim sonrasında hayatta kalma şansı artmış oluyor. yapılan bir araştırmada, ağlayan insan fotoğraflarından fotoshop kullanarak gözyaşları silinmiş ama insanların yüz ifadeleri aynı bırakılmış. katılımcılar fotoğraflara bakıp insanların üzgün olup olmadığını değerlendirdiklerinde, gözyaşı olan fotoğraflardaki insanlar çok daha üzgün olarak nitelendirilmiş.
    evrimsel ve sosyal boyutu bir kenara bırakırsak, duygusal gözyaşlarının asıl yaptığı şey bir takım hormonlar salgılayarak stres seviyemizi azaltmak. duygusal gözyaşlarının diğer tip gözyaşlarına göre yapısı da bir hayli değişik. mesela temel gözyaşlarının büyük çoğunluğu sudan oluşurken, duygusal gözyaşlarının içersinde bolca acth denen ve stresle yakından ilişkilendirilen bir protein var. ağlamanın acth'ın vücuttan atılmasını hızlandırdığı düşünülüyor. aynı zamanda duygusal gözyaşlarıyla beraber vücutta eucine enkephalin (doğal bir ağrı kesici imiş) gibi stres seviyesini düşürücü hormonlar salgılanıyor. duygusal gözyaşları bu sayede bizi ağlamamız bitince pamuk gibi bir kıvama getirmeye çabalıyor. yapılan bir araştırmaya göre insanların büyük bir kısmı ağladıktan sonra kendilerini rahatlamış hissettiklerini söylüyorlarmış.

    kendimi mutsuz hissettiğimde youtube'dan acıklı videolar açıp ağlamak gibi garip bir huyum var. bu araştırma sağolsun bu hareketimi bir akıl mantık çerçevesine oturtmuş oldum. "erkek adam ağlamaz" diyenlere de "ağlama melis" diyenlere de kapak olsun. rahat rahat ağlayın beyler bayanlar. laf eden olursa bu çalışmaları paket yapın gönderin.*

    orijinalini izlemek isteyenler için esas kaynak olan video
    bunlar diğer kaynaklar: 1 2 3 4 5 6

  • kendisi favorimdir.

    ne superman gibi kripton'dan gelip uçup kaçıp uçak taşıyor.

    ne spiderman gibi böcek ısırmış da ya ben duvarlara tırmanayım suçlu avlayayım diyor.

    ne captan amerika gibi ultralaştırılmış ve işi asker olan biri.

    ne flash gibi aşırı hızlı gitmekten fazlası olmayan biri

    ne de thor gibi bir tanrı.

    bu adam küçükken ailesi gözlerinin önünde öldürülen bir milyarder. ar-ge'de çok ileri gitmiş kendi döneminin teknolojisinin önünde bir şirketin sahibi. çok zengin. ama bu adam paranın tadını alıp bırakmıyor, eğlenceye düşerek acısını dindirmeye çalışmıyor. ailesinin ölümüne sebep olan suçla dolu sokakları temizlemeye çalışıyor.

    bir de ötekilere bakın. thor, spiderman, superman, flash kırmızı giyiyor. captan amerika mavi. arrow yeşil. * ama bu adam siyah giyiyor, çok temiz olmadığının da halkın önünde şov yapacak bir şovmen olmadığının da farkında. onun için geceleri, siyah giyerek yapıyor işini.

    bilmiyorum ama hikayesinden etkilendim ben onun, daha küçükken. ve saygım azalmadı hiç. gitgide arttı hatta.
    ister çocuk diyin bana ister başka bir şey.

    ama gerçekten bir kahraman varsa o da batman'dır benim için.

  • ben vatandaşlığı vereyim, 250 bin doları bana versinler. madem türk vatandaşı olmanın bedeli bu, 250 bin'e de satılıyor olabilmeli.

  • kırsaldan kente göçmüş lümpen proleterya’nın çocuklarının okuyunca kendilerini marjinal sanma durumları. kibar feyzo’daki o paraya öküz alınacak denilen öküz kadar aklınız kalmamış.

  • her tarafına silikon yaptıranlarla aynı sektörde olmasına rağmen doğal göğüslerdir. takdir edilesi.