ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ölen kişiden geriye kalan en hüzün verici nesne
-
rahmetli dedemin cüzdanından çıkan, annemin kesilen ilk saçı, beyaz kağıdın içinde bi bukle.
45 sene taşımış cüzdanında.
huzur içinde uyu güzel dedem.
edit: güzel anneciğim 6 aydır kanser tedavisi görüyor, ameliyatını oldu; son iki kemoterapisini alacak. dularınızı bekliyoruz.
18 aralık 2022'den gelen adam
-
gidecek başka zaman dilimi bulamamış mı? gelmeseydi, zahmet etmeseydi. biz zaten 19 gün sonra gelecektik. *
hilal cebeci
-
(bkz: memintolar da tombiktoymuş)
çok sonradan edit: en beğenilen entrilerimin en tepesinde bunun olmasından utanıyorum.
imamoğlu'nun büfecilerin ekmeğine göz dikmesi
-
eminönü, kadıköy, bağdat caddesi gibi yerlerde 3 bin lira kirayla büfe işletenleri ortaya çıkarmış olay.
bugüne kadar bu millete ne kadar kayıp yaşattıklarını siz hesap edin.
albaydan milli güvenlik dersi almış efsanevi nesil
-
"peki hocam bizim hiç mi nükleer silahımız yok? bonba gibi bişi falan?" sorusunun ısrarla sorulduğu derslerdi. bol bol komplo teorileri sorulurdu bizim albaya. adam da ısrarla "türkiye cumhuriyeti'nin kendini savunacak gücü vardır." diye cevap verirdi. işte böyle ısrarlı sorulara bile sabırla cevap veren bir adamdı. iyi bir adam, iyi bir öğretmendi. müfredat neyse onu anlatır, geri kalan zamanda da soruları cevaplar, bizimle sohbet ederdi. öyle tekmil falan da istemedi hiç. hatta ilk ders kendini tanıttı, bizi tanıdı. "sorusu olan var mı?" diye sordu. arkadaşın biri "tekmil vercek miyiz komtanm?" diye sordu. o da "gençler burası kışla değil. siz de asker değilsiniz. siz öğrencisiniz burası da okul. ben de burada öğretmenim. bana öğretmenim ya da hocam diyebilirsiniz ama bana burada komutanım demeyin." demişti. işinden dolayı gelemediği bir hafta olduğunda, ertesi hafta derse girince gelemediği gün için özür dilerdi.
öyle bir albaydı kendisi.
beyaz yakalı şiiri
-
dayanamayıp katıldığım güzelleme, koçaklama, karşılama, bilmem ne.. güzel tespitler dostum, işte burada da benim tespitler gönlümden gönlünüze gelsin
by the way, bu gün cuma, firi fıraydey. hoppa
yıl başı partileri arka arkaya gelsin
soran olursa bu noel paristeyim dersin
yılı kapattın, primi aldın, daha ne istersin,
direktör olmasan da olur #beyazyakalı
kış geldi mi, snowboardla isviçreye
köyünde de mi kayardın, kar serpiştirince
yazın mutlaka dalış abi, başka çekilmez bu çile,
emekliliğe kaç gün kaldı #beyazyakalı
kale kafe, bebek starbucks, kahvaltı için seçilir,
kebap yemeye develiye gidilir,
izzet çapa yeni mekan açmış, ziyaret edilir,
nereden geliyor bu değirmenin suyu #beyazyakalı
devamı buradan.,
beyaz yaka güzellemesi
babaların garip huyları
-
gecenin bi yarısı kalkıp bişiyler yerken "tek başına boğazımdan geçmedi" gerekçesiyle eşini ve çocuğunu uyandırmak.
mesleğini söyleyince verilen cevaplar
-
-ne iş yaparsın oğlum
-biyomekanik mühendisiyim teyze
-olsun
leidenfrost etkisi
-
bu etkinin adını ilk defa gündelik bilmeceler isimli tübitak kitabında duymuştum. ama bu etki beni şubat 2005 bilim ve teknik dergisinde gördüğüm manyak fizikçi jearl walker'ın http://www.wiley.com/…005/pdf/leidenfrost_essay.pdf adresinde bulabileceğiniz makalesinin özeti sayesinde etkiledi. jearl hocam bir öğrencinin dikkatini çekmek için bir profesörün yapabileceği en etkili hareketin kendini sakatlama riski olan bir hareket yapmak olduğunu düşünerek ve leidenfrost etkisine güvenerek bir takım deneylere girişmiş.
bu deneyler 400 derece santigradda kaynayan cıvaya ıslak elini sokmaktan ağzına -200 derece santigradda sıvı nitrojen almaya ve hatta pek bir klişe olan kor üstünde yürümeye kadar değişiyor. gerçi kendisi bir kere dişlerini kaybetme tehlikesi geçirip, bir kere de ayaklarını yakıp bu işlerden elini eteğini çekse de, bunlara zamanında cesaret etmiş olması yeterince etkileyici.
aslına bakarsanız kendisi ayağını yaktığı gösteride sorumluluğu biraz da önceki deneylerinde göğsünde taşıdığı ama bu kazalı deney sırasında unuttuğu fiziğin temelleri kitabına bağlayarak; mezuniyet programlarının sonunda fizik öğrencilerinin bilime güvenlerini kanıtlamaları için kor kömür üzerine yürütülmelerini şaka yollu tavsiye etmiş. gerçi ben düşünüyorum da tam tersine "ulan şimdi yanlış çıkacak, ayaklarım yanacak" diye korkanların ayakları terleyip bu sınavı aşarlar.
bu arada bu etkinin adını, öncelikle 1932'de hermann boerhaave fark ettiği halde derinlemesine araştırıp bir makale yazan johann gottlob leidenfrost'tan aldığını da söylemeden geçmeyelim. bir de ütünün ya da tavanın sıcaklığa bakacağım diye biraz acele ederseniz(yani yüzey sıcaklığı 200 derece santigrat civarlarına gelmemişse) parmağınızı çok feci yakacağınızı da küçüklüğünde iki defa ütü bir defa da soba ellemiş biri olarak söylemeliyim.