hesabın var mı? giriş yap

  • yine bir rezalet okuyacağız herhalde diye başlığa girdim ama hoca tamamen haklı. akşam saat 11'de beni yok yazmışsınız diye whatsapp'tan yazan öğrenciye ne diyeceksin başka? sanki acil bir durum olmuş. arkadaşın mı bu senin? git mail at derdini anlat, mesai saati içinde cevap verir elbet. insanların özel hayatına biraz saygı duyun ya, hakikaten hadsizlik bu.

    ülkede kişisel alana saygı olmadığından, biri atm'de ensenden nefesini verir, biri gecenin köründe saçma sapan iş için mesaj atar. az bile söylemiş hocan, git özür dile.

  • başlık: beyler fitness da hocaya
    entry: steroid hapları erkeklik hormonunu bozar mı dedim.. adam ''yok aşkım öyle şeylere inanma'' dedi nasıl rahatladım nasıl sevindim bilemezsiniz.

  • sahibi olduğum arabamla uzun yolculuklarımda dinlenmek için yaptığım aktivite.

    200-220 km/h hızla gelen mercedes'ler bmw'ler porsche'lar bir anda 110'a nasıl düşüyor, şaşırıyorum. izlerken bi sandviçimden ısırıyorum bi nesquik çikolatalı sütümden fırt çekiyorum.

    enfes.

  • eğer ki soyadınız garipoğlu olmasa, değil üzerinde kan lekesi bulunan anne babanızı bütün sülalenizi içeri alırlardı, ebelerini de skerlerdi. bağıra bağıra yıllardır söylüyorum. hem de adaletin üç sac ayağından birine mensup biri olarak. bu ülkede adalet yok. bu ülkede hukuk yok. bu ülkede bağımsız yargı yok. var diyenin de ta....

    normalde en küçük bir yaralamada bile sanık hakkında tutuklama kararı verilebiliyor.-ki başıma geldi. ancak bu adamın anne babası, üzerlerinde kan lekesi bulunmasına rağmen, delil karartabilecekleri şüphesi olmasına rağmen, suçu ve suçluyu gizleme ihtimalleri olmasına rağmen anında serbest bırakıldılar. savcının yaptığı itiraz da reddedildi...

  • bu ikisi arasında kesinlikle doğru orantı vardır. farkındalığınız ne kadar artarsa o kadar yalnızlaşıyor ve kafa dengi insan bulmakta zorlanıyorsunuz. etrafınızdaki insanların yaptığı çoğu şey boş ve anlamsız gelmeye başlıyor. hatta dönüp geçmişinize baktığınız zaman kendinizin de ne kadar boş birisi olduğunuz yüzünüze tokat gibi çarpıyor ve zamanında ben de dışarıdan böyle mi gözüküyordum diye kendinizle ufak bir çatışma yaşıyorsunuz.

    fakat bu durumun en güzel yanı ise bu durumun farkına varmış olmanız. işte tam bu farkındalık noktası sizin yalnızlığınızın kesiştiği nokta oluyor. bundan sonra hayatınıza alacağınız insanları adeta bir elekten geçirir gibi sorgulamaya başlıyorsunuz.

    sizi mutlu ve mutsuz eden şeyleri daha net ayırt edebiliyor, hangi tarzda insanların size iyi hissettireceğinin ayrımını daha iyi yapabiliyorsunuz.

    insanın kendisine yapabileceği en iyi şeylerden birisi budur. farkındalığınız arttıkça kendinizi daha iyi tanıyor ve aslında etrafınızdaki insanlarla çok yüzeysel ve saçma ilişkiler kurduğunuzun farkına varıp kendinizin kıymetini daha iyi biliyorsunuz. bu durum da beraberinde güçlü olmayı getiriyor.

    çünkü sahte ilişkiler yerine kaliteli ve bilinçli bir yalnızlık her zaman daha iyidir.

  • bana kalırsa yurt dışı oy verme vergisi adı altında vergi alınsın 1000 euroyu ödeyen oyunu kime istiyorsa versin. bak nasıl düzeliyor herşey.

  • pek efsane nesil değildir. bilgisayar sınıfımda 20 tane bilgisayarım var hepsi windows 98 yüklü (hatta second edition değil) kullanan en küçük öğrenciler 5. sınıfa gidiyor onlar da 2004 lüler. (bilgisayarlarım 8. sınıf öğrencilerinden bile eski) toplam 200 tane öğrencim hala aktif halde kullanmaktadır. bari sözlük yardım etsin ellerinde bulunan eski bilgisayarlar varsa, en azından xp yüklü bilgisayar varsa kullanmadıkları bana paslayabilirlerse en azından bu 200 öğrenciyi efsanelik nesilden çıkartırsınız çok büyük sevaba girersiniz ey sözlükteki arkadaşlar.