ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
esenler otogarı'nın alt katı
-
mis gibi cs mapı olur.
tesla'dan çok daha iyiyiz
-
bilim, sanayi ve teknoloji bakanı fikri ışık'ın yaptığı talihsiz açıklama. ayrıca, "bir şirketin yaptığından daha iyisini bir devlet yapacaktır." diyerek ilk altı ayda anne sütünün önemini bir kez daha vurgulamıştır.
ilgili açıklama: http://mobil.hurriyet.com.tr/…-daha-iyiyiz-40101023
debe editi: gamzecim doğum günün kutlu olsun ;)
uzaylıların hep amerika'ya inmesi
-
ıstanbul'u ziyaret ederlerse tecavüz edildikten sonra öldürülüceklerini bildikleri içindir.
iş hayatı
-
yıllar yılları kovalarken ve sen her gün aynı sandalyede dünyayı kurtardığını sanırken, pencerenin dışında dönen mevsimler... ilkbahar- yaz-sonbahar-kış.
egolarını tatmin ederken sen, çürüyen hayatlar... evet kölesin. ama modern!!
aslında duygularımın tercümanı yine bu adam.
kocca şiirinden bir kuble..
can yücel den geliyor:
sabah 9, akşam 18
sonra başka mecburiyetler
sıkışıp kaldık.
sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
bu kadar ağır olmamalı.
hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
ne saçma...
bisikletle işe giden kadının hayatını kaybetmesi
-
lütfen bu ülkenin trafiğinde bisiklet kullanmayın. biz o seviyede değiliz. lütfen.
bornova meydanı'nda umursamadan dans eden genç
-
avrupa'nın herhangi bir yerinde yapılmış olsa çağın ilerisinden tutun, özgür genç nesil gibi bir sürü imrenilen benzetmeler yapılırken; ülkem topraklarında yapıldığı zaman geri zekalı veya salak damgası yakıştırılan, kafası rahat gencimizdir.
kötülediğimiz çoğu şeyin aslında cesaret edemediğimizden yapamıyor olmamız büyük ve genel bir gerçektir.
counter-strike global offensive
-
400 dolara molotof aldığınız oyun. pahalı fransız şarabı mı yakıyoruz?
edit: radiohead'in creep'ten sıkıldığı gibi sıkıldım bu entry'den.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
-hayattan beklentin nedir.
-bir ev, bir araba, mutlu bir aile yasantisi, (omrumun sonuna kadar kiclarini yikayip bakmak zorunda kalacagim) sevimli 2 tane cocuk. yani genel olarak bunlar. (ne bekliycem mina koyiim. yeteri kadar parayi kaldirip istifayi basmak ve sizin gibilerin olmadigi yerlere yelken acmak.)
hayata dair iç burkan detaylar
-
sene başında yeni tanıştığım öğrencilere flüt tutmayı gösterirken en öndeki öğrencimin sol elinin küçük parmağını da kullandığını gördüm, uyardım. çocuk geveledi. neden geveliyor diye dikkatlice bakınca anladım ki sağ elinin bir parmağı eksik ve bunu gizlemeye çalışırken ben de onu uyarmışım, bir şey diyemiyor, bir yandan da eziliyor yanlış tuttuğu için. o an dedim allah'ım ne olur bir dakika öncesine dönelim ve ben bu çocuğu uyarmadan önce bu ince ayrıntıyı görmüş olayım. ama olmadı tabii. gözler doldu, boğaz düğümlendi, diğerlerine çaktırmamaya çalışılarak göz kırpıp "süpersin böyle devam et" denildi ama ne fayda. her şeyi geçtim, o çocuk eksik parmağıyla bütün bir dönem en zor parçaları bile flütle çalmaya uğraştı, oysa kıytırık(!) müzik dersi işte.
demem o ki hatırlandığında bile göz dolduran, iç cızlatan detaylardır.