hesabın var mı? giriş yap

  • anadoludan kop gel düz git
    ankarayı geç sağdan
    bursanın biraz yukarısı
    altunizadeden sonra köprünün hemen aşağısı
    avrupa yakası

    babamın otoritesini geç
    annemin damat takıntısı
    abimin şöhret sevdası
    gençliği solla
    kariyeri fulle
    çayını da demle
    son durak
    avrupa yakası
    avrupa yakası
    avrupaaaa yakasııııııı

    velhasıl;
    (bkz: avrupa yakası)

  • - ya sevgilim ben neden sayfa açamıyorum bu bilgisayarda şunu bi yapsana.
    - bak şimdi aç internet explorerı. toolsdan internet optionsa gel.
    - ya bana anlatma gel yap şunu iki dakikada işim çok acele noolur.
    - ya ben her zaman yanında olmayabilirim. kendin yapacaksın, öğreneceksin!
    - sonra öğrenirim söz. şimdi sen yap.
    - illa bana balık ver diyorsun ya! hayır vermeyeceğim. balık tutmasını öğreteceğim sen yap benim dediğimi toolsdan options....

    gecenin ilerleyen saatleri yatay vaziyetler.

    - hanimiş benim minik kuşum gel bakiim buraya bik bik.
    - necmi dur şimdi bişi öğreticem sana.
    - oo öğret bebeğim öğret
    - şimdi ellerini benim üstümden çek.
    - ee
    - göbeğinin üstüne koy. sonra yavaşça aşağı indir.
    - nası yani? böyle mi, eee?
    - eesi ben her zaman yanında olmayabilirim!
    - hönk?!?
    - işim acele diyoruz hâlâ yok tools yok options... indir elini indir. hah, tuttun mu balığı şimdi, eşşoğlueşşek seni be!

  • yüz kızarması, belirli zihinsel süreçlerin üst üste gelerek, utanma güdüsü oluşturması ve sonuçta da fonksiyon yetersizliğine sebep olması nedeniyle ortaya çıkan durumdur.

    zihnimiz karıştığında, simpatik sinir sistemimiz devreye girer ve çevresel kılcal damarlarımız vazodilatör maddelerin de etkisiyle genişlemeye başlar. bunun sonucu olarak kan akışımız hızlanır ve yüzümüzle boynumuzun çevresine daha fazla kan pompalanır. bütün bu tepkileri göstermemize neden olan hipotalamustur.

    utanma durumunda vücut genelinde de bir sıcaklık artışı görüldüğü için kan çabuk soğuyabileceği noktalara doğru pompalanır. bu noktalarda eller, ayaklar ve yüzümüzdür.

  • cam diyorum. kumu, soda ve kireçle karıştırıp, 1000 dereceden daha yüksek bir sıcaklıkta eriterek bir karışım elde ediyorsun. sen nasıl bir kralsın arkadaş.

    limited edition : debe listesine 1.sıradan girmişiz. ilginiz için teşekkürler.

  • başlığın şükela entry'lerine bakayım dedim; kullananda akıl yokmuş, onlar zaten ölsünmüş, ne de olsa doğal seçilimmiş... siz ne zalim, ne taş kalpli insanlarmışsınız ya. birileri yazmış diğerleri de bu görüşlere alkış tutmuş. "ölsün" diye atıp tuttuğunuz insan lan. sizin gibi nefes alıyor, seviyor, sokakta falan yanınızdan geçiyor.

    daha geçende içen 3 kişiye rastladım. anadolu'nun kuş uçmaz kervan geçmez bir yerinden gelmişler. konfeksiyon atölyesinde çalışıyorlarmış. aldıkları para kuş kadar, tahsil yok, yol gösteren yok, mahalle boktan, hayat boktan, hayaller yıkık, tünelin ucu bombok bir yere çıkıyor. tutunacak bir dal, bir çıkış yolu aramışlar ama bulamamışlar. sarıldıkları malzeme bu olmuş. "canını seven bonzai kullanmaz" falan diyorsunuz ya... o adamların öyle sevilecek bir hayatı yok zaten.

    sözlükte türlü türlü antidepresanın altına "hayatımın en kötü döneminde karşıma çıkan müthiş ilaç."diye yazmayı biliyorsunuz... o insanların tüm ömrü sizin "hayatımın en kötü dönemi" diye tanımladığınız şekilde geçiyor, belki de daha kötü şekilde... fakat onların karşısına "çıkıveren" antidepresanlar yok çünkü imkan yok, az buçuk imkanı olana ise yol gösteren yok. onların antidepresanı bonzai olmuş.

    sözlükte bonzai güzellemesi yapanlara bakmayın. bu malzemeyi bilerek ve tercih ederek kullanan insan sayısı çok çok az. buzdağının görünmeyen kısmını, yaşadığı berbat hayattan bir süreliğine de olsa uzaklaşmak isteyen ama cebinde sadece beş lirası olanlar oluşturuyor. çok bir şey istemiyorum; biraz empati kurun, bu insanları ve onları bu hale getiren sistemi de biraz sorgulayın. neyse saat geç oldu, yatayım. siz de uyumadan önce vicdanınızı üzerinize örtün, yoksa kalbiniz soğuyup taş kesiliyor.

  • millet ikinci dozu bitirdi üçüncü dozu vurdurmaya başladı* ancak hala hakkında gırla dedikodu dönüyor.

    öncelikle:

    - corona / korona ispanyolca (ve belki latince) taç* demektir ve korona virus, yuvarlağımsı şeklinin etrafındaki taçlardan ötürü bu ismi alır

    - işte bu vurduracağınız mrna aşısı da en basit tabirle o taçları vücuda tanıtıyor ve böyle bir durumda ne yapılması gerektiğini öğretiyor

    - mrna ile önceden eğitim yapmış olan vücut bağışıklık sistemi de gerçek taç başlıklı covid'i görünce allah verdi demeden başlıyor kenetlenip vurmaya

    - bunu da işte her 100 olayın 95'inde başarıyla yapıyor ki pfizer biontech aşısının %95 başarı oranı böylece ortaya çıkıyor

    - mrna nucleus içine girmediği için dna'nızı değiştirmiyor. hoş girse de nasıl değiştirecek o ayrı konu

    - türkiye'nin üzerinde en azından burada oynanan herhangi bir oyun yok. bütün israil ve amerika birleşik devletleri'nin çoğunluğu bu aşıyı kullandı. israil bu aşı sayesinde covidden ölen sayısını sıfırladı

    - son olarak uğur şahin ve özlem türeci'ye sevgiler, saygılar ve teşekkürler

    haydi hayırlı vurdurmalar.

  • bu arkadaşımıza küçük bir hücrede 100 temel eseri okuma cezası vereceksin ve 100 temel eser okunduktan sonra yapılacak 100 sınavın her birinden 100 üzerinden en az 90 alana kadar hücresinde kitaplarla yaşamaya devam edecek.