ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
esnafın z.burnu belediye başkanına verdiği ayar
-
bu ulkede anadolu insaninin birseylerden vazgecmek icin illa olaylarin direk olarak kendi ceplerine dokunmasi gerektiginin kanitidir.
pos makinesi çalışmıyor furyası
-
paket servislerde, "tamam, pos makinen çalışınca gelirsin", restoran gibi yerlerde, "bu benim telefon numaram, pos makinen çalışınca ara beni", mağaza vb. yerlerde, kibarca, "ürün kalsın" cümlelerini kurduğunuzda, mucizevi bir şekilde çalışan pos makinesinin bir yerlerden çıkageldiği, talihsiz tahsilat durumudur.
çılgına dönüp kudursalar da tercihim erdoğandır
-
iktidar partisinin önerdiği başkanlık sistemine hayır demeyi "çıldırıp kudurmak" olarak niteleyen bir muhalefet partisi lideri...
söyleyeceklerim bu kadar.
bir fotoğraf yüzünden 2 yıl ceza almak
-
londra'lı genç bir ingiliz kızı, havanın iyice karardığı bir saatte, yolunu kısaltmak için regent park'tan geçerek evine gitmek istiyor.
genç kız, gece elektriklerin az aydınlattığı karanlık yolda yürürken, magandanın biri çirkin lâflar atıyor, kızı korkutuyor.
dehşete düşen genç kız çığlıklar atarak kaçmaya başlayınca, etrafta bulunan ve kızın sesini duyan ingiliz gençler koşup saldırganı yakalıyorlar.
adam yargılanıyor. ingiliz hâkim ona “7 yıl ve 7 gün hapis cezası” veriyor.
hâkime soruyorlar:
“adam kıza elini bile sürmemiş, sadece korkutmuş. bu 7 yıl, 7 günlük ceza çok ağır değil mi?”
ingiliz hâkimin cevabı :
“kızı korkutmanın cezası sadece 7 gündür. 7 yıllık ilâve ceza ise ingiliz kızlarının gece parkta dolaşma ve parktan geçme özgürlüklerine saldırmanın cezasıdır!”
kisinin hak ve ozgurlugune yapilan tecavuzdur. az biledir. emsal teskil etmelidir. kimse kimsenin fotografini, hele ki edep yerlerini, ce ke mez.
mağazaya sıçan 22 yaşındaki kız
-
ingiliz yetkililerin "çok uzağa gitmeye gerek yok bakın 2015 yılının başlarında türkiye'de de bir teyze hastaneye sıçmıştı. sıçmak insanın fıtratında var." diye açıklama yapacağı olay. yola gelin, batı bizden örnek almaya başladı. medeniyet anadolu'dan doğuyor.
15 temmuz'da atm kuyruğundaydım hemen eve kaçtım
-
-15 temmuz 2016'da eğlenmeye gidip, sevgilimle kavga etmiştim. zar zor eve geldim ki arkadaşım aramış. darbe oldu dedi. e dedim telefon çalışıyor lavuk.. bu nasıl darbe? açtım twitter'ı evet olmuş. lan dedim twitter facebook her bok çalışıyor...
- twitter ne dede?
-o zamanın iletişim şeysi işte evladım... neyse dedim ki tv'ye bakayım. açtım, fetöcüler darbe yaptı diyor.
-fetöcü ne dede?
*beyle i..e gibin p..t gibin bişey evladım. neyse, dedim ki "eğer bu darbe başarılı olursa, bu fetöcüler, akp'lileri skertir. yok başarılı olamazsa akp bunları skertir... demek ki benlik bir durum yok. yesinler birbirilerini. o esnada camiden sela verilmesin mi?
-cami ne dede?
-o da işte o zamanın alışkanlıklarından biri...
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
-
skim böyle başak burçluluğu... bilgisayardaki sistem dosyalarını düzenlemek:(
levent diye, o devrin digimon'u bir arkadaş toplamıştı ilk bilgisayarımı. sene 95. ilk günün akşamı evde kurcalıyordum, tek tek bütün klasörlere girip her bir dosyaya tıklıyordum peki buna basınca noluyo, e peki buna basınca noluyo diye diye.. böyle kurcalarken fark ettim ki aynı dosyalardan birden fazla yerde var. bir win32 mi windows mu ne öyle bir yerde var, bir program files diye bir yerde var, içlerinden bazıları başka bi yerlerde daha var... "dağınık levent tabi (anne tonlamasıyla verip de veriştirdim levent'e) elli kez kopyalamış aynı dosyaları bilgisayarın hafızası dolacak boşuna" diyerek kolları sıvadım ve müthiş bir işgüzarlıkla sabaha kadar benzer/aynı adlı tüm sistem dosyalarının eşlerini silip silip tek klasör altına topladım hepsini. sonuç olarak da sabaha bilgisayarı kucağıma almış halde ıkına sıkına 3 otobüsle bakırköy'den hacıosman'a gidip, suratımda takınabildiğim en sempatik "ben bi bok yidim" gülümsemesiyle levent'in ziline basmam gerekti.
yalnız o vakitler bilgisayardan alınan zevk bile başkaydı be... windows plus'ta mı ne gelen, tren istasyonlu wall paper'ı görmek için evden kalkıp 2,5 saatlik yolu tepip sarıyer'deki arkadaşa gitmişliğim olmuştu. wall paper görmeye bak sırf. bu da mallık değil mi? değildi işte. abimden ablamdan çok seviyordum be o ilk bilgisayarımı. ne de güzel bilgisayardı... pentium 133 mmx, 16 mb ram, cücük kadar hard disk. autocad'e tıkladıktan sonra yatardım on dakka uyuyum o açılana kadar diye.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: kız arkadaşım 4 yıldır mesaj atmıyor
1. az işim var ben sana mesaj atarım demişti
bugün tam 4 yıl oldu artık şüphelenmeye başladım
acaba ne yapıyor ki merak ettim
ne işi var bu kadar ya
mesaj atsam mı?
yanlış anlar mı?
ona güvenmediğimi düşünür
of of
niğde'de 1938'de çekilmiş şaman bebek fotoğrafı
-
(bkz: güzele ne giyse yakışır)
bebeyi nazardan korumak için çirkinleştireceğiz diye yola çıkmışlar ama bu sefer de karizmanın öz evladı olmuş. ver eline baltayı, vikinglerle yağmaya çıksın.
christopher lee
-
orc'ların, uruk-hai'lerin başı sağolsun..
bu sabah yağmur var isengard'da
gözlerim dolu dolu oluyor..