hesabın var mı? giriş yap

  • bence %100 psikolojik olmayan hastalik. serotonin eksikligi ya da azalmasi da bu krizleri tetikleyebiliyor.
    kendimden bir ornek.
    yil 97, guzel bir yaz aksami, esim ve cok sevdigim bir kiz arkadasimla eve dogru gidiyoruz. kopruyu gectikten az sonra... ellerim ve ayaklarimda bir bosalma hissi, ardindan gogsume giren aci bir sanci, nefes alamama durumu, bir de hayatta daha once hic yasamadigim ates basma ve titreme durumu. soyleyebildigim tek sey.. "oluyorum, beni bir doktora goturun" oldu. arabayi zar zor saga cektim, arkadas gecti direksiyona ve beni muhtemel bir kalp krizi icin, hemen siyami ersek kalp ve gogus cerrahisi'ne goturdu. bu arada kendime neler oldugunu bir turlu anlayamiyor, avazim ciktigi kadar oluyorum diye bagiriyordum. nihayet hastanenin acil kapisina geldik. aslinda butun panik atakli hastalarin hastaligi ogrenmeleri bu sekilde oluyormus... nereden bilebilirdim ki? acil doktoru geldi sikayetimi sordu, olanlari anlattim. adam bir elektro cekti, muayene etti duzgunce. sonra.. kalbinizle ilgili en ufak bir tehlike yok prayer hanim dedi. neyse bir yarim saat yattim, sonra ciktim hastaneden. eve geldik, sikinti gecmisti ama ben hala ne oldugunu anlayamamistim. yemek yedim, yattim. bu olay cuma aksami olmustu. ertesi gun sabah biraz gergin kalktim. kahvalti ederken ayni sey tekrar oldu, delirecegim nasil bir sikinti bu? tekrar basladim, oluyorum beni bir doktora goturun demeye... beni tekrar yaka paca ayni hastaneye goturduler, bu kez doktor farkliydi... oraya vardigimiz zaman sikinti halen devam ediyordu. yine bir elektro cekip muayene etti. doktor hicbir seyimin olmadigini, turp gibi saglam oldugumu soyluyordu. hatta ben, bu kalple ilgili olarak, size 80 yil omur bicerim bile dedi. peki oyleyse ne oluyordu bana. sonra adam sizinle biraz yalniz konusabilir miyiz dedi bana. ben de tabi dedim. sizin dun aksam da gelmistiniz buraya degil mi diye sordu. evet dedim. bana bu yasadiginiz sikintilar kesinlikle kalp ile ilgili bir sikinti degil. kesinlikle endiselenmeyin dedi. peki oyleyse nedir sorun doktor bey? dunden beri yasadigim su sikintiyi hayatim boyunca yasamadim ben dedim... doktor panik atak dedi. panik atak mi? evet. nedir bu? bir hastalik mi diye sordum? evet dedi. sizin icin benim yapabilecegim bir sey yok, bence hemen bir psikiyatriste gidin dedi. cok sasirmistim, neden olur, niye olur hicbir sey anlatmamisti. bana bir sakinlestirici yapti ve eve dondum. o gun ayni sikintidan hic yasamadiysam en az bes kere daha yasadim. insani delirtecek kadar igrenc bir seydi bu. olup olup diriliyordum sanki. pazartesiye kadar dayanip, hemen bir psikiyatrist buldum sagdan soldan arastirip. hatta bulabildigim en kotu doktoru buldum. cunku bu iste doktor inanilmaz onemliymis... bunu yillar sonra anladim. doktorun iyisi, meslegine saygili olani pek kalmamis bu tip hastaliklar konu olunca... yaz yesil receteyi, bagla hastayi kendine deli gibi. ben de oyle oldum. aldigim agir yesil receteler sonucu bulutlar uzerinde ucuyordum. bir gun sabah kalktim ve ben artik iyilestim icmiyecegim bu ilaclari artik dedim kendi kendime... biraktim aniden. iste asil felaketler ondan sonra basladi. yasadigim sikintilari sizlere anlatmam mumkun degil... neyse, bu hastalik yuzunden bir suru tanidigim psikolog, psikiyatrist, anti depresan ve gercek arkadas oldu. hatta baska cok onemli seyler de ogrendim yasama dair. cok geyik gelecek belki ama yasamanin ne denli guzel bir olay oldugunu ogrendim. aradan 8 yil gecti. bu hastaligi %90 yendim. bunu gururla soyluyorum. ama bu hastaligin %100 sifirlandigina gercekten inanmiyorum, aslina bakarsaniz tip ta inanmiyor. gittigim hicbir doktor tamamiyle gecer demedi bana. kimi zaman tamamen bittigini zannedebiliyorsunuz, aradan 3 yil geciyor, tekrar kriz gecirebiliyorsunuz durup dururken. bende bir takim sacma sapan huylar yaratmadi degil, olsun. onlarla da basedebiliyorum artik. bu krizleri cok cabuk gecirebilme konusunda nacizane bir iki onerim var.. oncelikle cok siki bir dost tavsiye ederim, ardinda da bol bol yuruyus ve suyla temas. ilaclar mi? hikaye onlar. bir de, kesinlikle cok aci ama cikolata ve kafeinli iceceklerden de mumkunse uzak durun... cunku bunlar fazla serotonin salgilamaniza neden olup atak gecirtebiliyor.

  • kaç yaşında insanın cümlesindeki gevşekliğe bak. bağırta bağırta, kanırta kanırta, cidden ergen misiniz nesiniz?

    akp'nin günümüze hediye ettiği leş siyasetçi üslubundan bir kesit izlediniz.

  • (bkz: gazete damga ne amk?)

    hazır konu açılmışken yazayım, dinleyin lan taksici sürüsü, sizin plakalara bayıldığınız para bizi ilgilendirmiyor. işler bu noktaya gelene kadar her türlü itliği şerefsizliği çakallığı yapıp über gelince "gorsan bunlaaar" diye feryat etmeye hakkınız yok. bu saatten sonra adam olmazsınız, pislik yuvası mafya meslek odanız kıçını da yırtsa artık insanların size itimadı kalmadı. bokunuzda boğulun..

    edit: başlığı açan taksici borazanı anti-uber fikirlerini benimle özelden paylaşıyor şu an. bu uber hakkında ilk başlığı değil, ve maksatlı olduğu da çok belli. sadece bir haberi duyuruyormuş. ticari dergilerdeki haber kılıklı reklamlarla gerçek haberi ayırt edebilecek düzeydeyiz aslanım.

    edit2: evet taksicilerimiz medeni bir şekilde haklarını arıyorlar işte hak arayışları lan bu adamların kullandığı arabalarda yemin ederim kelle koltukta yaşıyoruz.

  • amerikadayım o zaman. tatil için eve gelecem, kardan dolayı uçak ertesi sabahın körüne erteledi. telefonda anneme söyledikten sonra yattım uyudum.
    o zamanlar modemler dial up, hattım da tek. kabloyu bi telefona bağlıyorum, bi modeme, öyle bağlanıyorum. gece de yatmadan azcık internette takılmışım, sonra da unutmuşum, telefon kablosunu modeme takılı bırakmışım.cep telefonunun da şarjı bitmesin mi?
    neyse ben sabah saatin alarmıyla kalktım, hazırlanıyorum filan, kapı çaldı. alla alla dedim, sabah 7 mi ne zira.
    uyku mahmurluğuyla açtım, karşımda bir kadın, türkçe olarak "anneniz sizi aramış ulaşamamış, uçağınız varmış, sizi uyandırmamı istedi."
    ????
    kimsin ya sen? neden türkçe konuşuyorsun? annem seni nerden tanıyor? neler oluyor? ben nerdeyim? yoksa ben aslında türkiye'ye gittim de kar-mar hepsi rüya mıydı? ya da manyak mısınız?
    meğer neymiş, sonra çözüldü: evimin hemen yanında bir türk restoranı vardı, annem bana ulaşamayınca ağır uyuduğumu da bildiğinden uçağı kaçırırım korkusuyla gitmiş internetten o restoranı bulmuş, aramış, rica etmiş, kadınceyiz de kırmamış gelmiş.
    ama yuh yani. ben o an aşırı dumur olmuştum, sanırım bi daha o kadar dumur olmadım hatta.