hesabın var mı? giriş yap

  • arkadaşları olan biz bekar erkekleri doğal pezevenkleri olarak görürler. olum bizde de bize kadar var.

  • aha budur

    lan gugılda örümcek diye aratınca bir tane bile resmi çıkmaz mı. yok arkadaş çıkmıyor. sanki hepimizin evinde karadul, tarantula var amk. niye kimse sallamıyor olm bu hayvanı. türkiyede istisnasız her evin demirbaşı olan bu hayvandan neden kimse bahsetmiyor çıldıracam.

    lan var ya bu hayvancağızı keşfetmemişlerdir bile ha. latince adı bile yoktur garibimin. o derece siklenmiyor, hayvanlar aleminin mustafa akbaba'sı :(

  • çok galatasaraylıyım. çok ama.

    futbolcuları sahada sırılsıklam olup sıçana dönerken, ceketinin üstüne yağmurluk giymeyi reddetmesi ve bütün maçı o ıslak ceketle tamamlaması...

    böyle teknik direktörüm olsun, her maç 110 gol yiyelim... helal sana bilic.

  • bence %100 psikolojik olmayan hastalik. serotonin eksikligi ya da azalmasi da bu krizleri tetikleyebiliyor.
    kendimden bir ornek.
    yil 97, guzel bir yaz aksami, esim ve cok sevdigim bir kiz arkadasimla eve dogru gidiyoruz. kopruyu gectikten az sonra... ellerim ve ayaklarimda bir bosalma hissi, ardindan gogsume giren aci bir sanci, nefes alamama durumu, bir de hayatta daha once hic yasamadigim ates basma ve titreme durumu. soyleyebildigim tek sey.. "oluyorum, beni bir doktora goturun" oldu. arabayi zar zor saga cektim, arkadas gecti direksiyona ve beni muhtemel bir kalp krizi icin, hemen siyami ersek kalp ve gogus cerrahisi'ne goturdu. bu arada kendime neler oldugunu bir turlu anlayamiyor, avazim ciktigi kadar oluyorum diye bagiriyordum. nihayet hastanenin acil kapisina geldik. aslinda butun panik atakli hastalarin hastaligi ogrenmeleri bu sekilde oluyormus... nereden bilebilirdim ki? acil doktoru geldi sikayetimi sordu, olanlari anlattim. adam bir elektro cekti, muayene etti duzgunce. sonra.. kalbinizle ilgili en ufak bir tehlike yok prayer hanim dedi. neyse bir yarim saat yattim, sonra ciktim hastaneden. eve geldik, sikinti gecmisti ama ben hala ne oldugunu anlayamamistim. yemek yedim, yattim. bu olay cuma aksami olmustu. ertesi gun sabah biraz gergin kalktim. kahvalti ederken ayni sey tekrar oldu, delirecegim nasil bir sikinti bu? tekrar basladim, oluyorum beni bir doktora goturun demeye... beni tekrar yaka paca ayni hastaneye goturduler, bu kez doktor farkliydi... oraya vardigimiz zaman sikinti halen devam ediyordu. yine bir elektro cekip muayene etti. doktor hicbir seyimin olmadigini, turp gibi saglam oldugumu soyluyordu. hatta ben, bu kalple ilgili olarak, size 80 yil omur bicerim bile dedi. peki oyleyse ne oluyordu bana. sonra adam sizinle biraz yalniz konusabilir miyiz dedi bana. ben de tabi dedim. sizin dun aksam da gelmistiniz buraya degil mi diye sordu. evet dedim. bana bu yasadiginiz sikintilar kesinlikle kalp ile ilgili bir sikinti degil. kesinlikle endiselenmeyin dedi. peki oyleyse nedir sorun doktor bey? dunden beri yasadigim su sikintiyi hayatim boyunca yasamadim ben dedim... doktor panik atak dedi. panik atak mi? evet. nedir bu? bir hastalik mi diye sordum? evet dedi. sizin icin benim yapabilecegim bir sey yok, bence hemen bir psikiyatriste gidin dedi. cok sasirmistim, neden olur, niye olur hicbir sey anlatmamisti. bana bir sakinlestirici yapti ve eve dondum. o gun ayni sikintidan hic yasamadiysam en az bes kere daha yasadim. insani delirtecek kadar igrenc bir seydi bu. olup olup diriliyordum sanki. pazartesiye kadar dayanip, hemen bir psikiyatrist buldum sagdan soldan arastirip. hatta bulabildigim en kotu doktoru buldum. cunku bu iste doktor inanilmaz onemliymis... bunu yillar sonra anladim. doktorun iyisi, meslegine saygili olani pek kalmamis bu tip hastaliklar konu olunca... yaz yesil receteyi, bagla hastayi kendine deli gibi. ben de oyle oldum. aldigim agir yesil receteler sonucu bulutlar uzerinde ucuyordum. bir gun sabah kalktim ve ben artik iyilestim icmiyecegim bu ilaclari artik dedim kendi kendime... biraktim aniden. iste asil felaketler ondan sonra basladi. yasadigim sikintilari sizlere anlatmam mumkun degil... neyse, bu hastalik yuzunden bir suru tanidigim psikolog, psikiyatrist, anti depresan ve gercek arkadas oldu. hatta baska cok onemli seyler de ogrendim yasama dair. cok geyik gelecek belki ama yasamanin ne denli guzel bir olay oldugunu ogrendim. aradan 8 yil gecti. bu hastaligi %90 yendim. bunu gururla soyluyorum. ama bu hastaligin %100 sifirlandigina gercekten inanmiyorum, aslina bakarsaniz tip ta inanmiyor. gittigim hicbir doktor tamamiyle gecer demedi bana. kimi zaman tamamen bittigini zannedebiliyorsunuz, aradan 3 yil geciyor, tekrar kriz gecirebiliyorsunuz durup dururken. bende bir takim sacma sapan huylar yaratmadi degil, olsun. onlarla da basedebiliyorum artik. bu krizleri cok cabuk gecirebilme konusunda nacizane bir iki onerim var.. oncelikle cok siki bir dost tavsiye ederim, ardinda da bol bol yuruyus ve suyla temas. ilaclar mi? hikaye onlar. bir de, kesinlikle cok aci ama cikolata ve kafeinli iceceklerden de mumkunse uzak durun... cunku bunlar fazla serotonin salgilamaniza neden olup atak gecirtebiliyor.

  • o an, birilerine, o halis beyoğlu hanımefendilerinin, beyefendilerinin arz-ı endam ettiği zamanlar için "ahh" çektirdi belki de bu kare. neredeydi değil mi o eski beyoğlu?

    ve şu an, bizlere, 8 ocak 2002 için "ahh" çektirdi bu kare. e haklıyız abi. haklıyız çünkü biz istiklal caddesi'ni böyle gördük. asfalt döktükleri yetmedi, kan döktüler!

    bence şu anda da şiir gibi. şiir dediysem, öyle turgut uyar dizeleri gibi değil. karanlık, korkunç, siyah bir edgar allan poe dizesi bu abi!

    sahi, neredeydi o eski beyoğlu?

    edit: solan linkler yeşerdi.

  • yıllar önce izlediğim, takip eden yıllarda kasetlerini onlarca kere dinlediğim, hala tadı damağımda, esprileri dimağımda yer alan keyifli oyun.

    boris vian alıntılarıyla, günlük gazete yorumlarıyla, sazıya sözüyle... eşsizdir.

    --- eskilerden kısa kısa ---

    -pırasa 1500 lira... tane ile almak lazım, hatta "pı" kısmını alayım "rasa"sı kalsın.

    -varsayalım beethoven'ım, çalıyorum da çalanı duymuyorum. *

    -anlamayışınıza hayranım hanımefendi... bakkaliyeyi değil, only telefonu devraldım...
    -ne yani, benim geçtiğimiz 10 yıl içinde size 1 tursil 1 vernel göndermişliğim var mı?

    -laf ola beri come back

    -sayın canan canıyan"mışş"

    --- eskilerden kısa kısa ---