hesabın var mı? giriş yap

  • ingiliz yargıç gece yarısı parktan geçen kızı korkutan adama 7 yıl 7 gün hapis verince şaşıran gazeteciler sormuşlar:

    - adam kıza elini bile sürmedi, kaçan kızın çığlıklarına yetişenler de adamı yakaladılar. bu 7 yıl 7 gün çok değil mi?

    yargıcın cevabı hukuk tarihine geçecek düzeydedir:

    - kızı korkutmanın karşılığı 7 gündür. 7 yıl, ingiliz kızlarının gece yarısı parkta dolaşma özgürlüklerine saldırmanın cezasıdır.

    (bkz: geç gelen adalet, adaletsizliktir)

  • çıktığı gibi, hiç geri adım atmadan, hapisteki diğer gazetecileri, tutuklu üniversite öğrencilerini, tüm düşünce tutuklularının hakkını savunarak, omurga nedir kimde bulunur, nasıl sosyalist olunur, haklı adamın duruşu nasıl oluru da göstermiştir.
    hem cemaat'e, hem cemaat basınına, kıvırmadan, şirin gözükmeden, dümdüz gitmiştir.
    ve bu komployu yapanlar hapse girene kadar adalet yerini bulmayacak demiştir.

    bu gece, sıcak yatağındaki, güce tapınan bir çok dönek, sabaha kadar gözünü kırpmayıp, boş boş tavana bakıp, inşallah bu cemaat göründüğü kadar güçlüdür, yoksa boku yedik, buralarda yaşanmaz demiştir. bir grup da, nedim ve ahmet için olumlu bir yazı yazmışmıydım diye arşivlerini karıştıracak. arşivinde vicdan parçacıkları arayacaktır.

    bir yıl hapiste, suçsuz yere seni tutsunlar, sen hala tutuklu öğrencilerin derdindesin, geride kalanların derdindesin. bu ülke ancak senin gibilerin omuzlarında insanlık katında yükselir. ama senden o kadar çok az var ki, sana bile tahammül edemiyorlar.

  • "yaşlandık vallahi, eskiden bir ileti yazardık 10 kişi beğenirdi.. şimdi bir tek necati beğeniyor.. necati sen de her iletimi niye beğeniyon .mına koyyim, ipne misin nesin :p"

  • araştırma görevlisi olduğu andan itibaren;

    a) danışman hocasının kadrolu kölesidir. bina içi, binalar arası hatta kampüs dışı, araştırma görevlisi oluşuyla ilgili/ilgisiz her tür ayak işine koşturmakla mükelleftir.

    b) tez izleme komitesindeki diğer hocaların da emir eridir. danışman hocasının yüklediği kadar olmasa da, onların "rica ettiği" her tür işi seve isteye yapmak, sağa sola gitmek zorundadır.

    c) bölümdeki diğer hocalar da denk getirebildikleri anlarda ona iş yüklemekte beis görmeyeceklerdir. zira ülkedeki en güçlü dokunulmazlık profesörlere verilmiştir ve zavallı genç akademisyenimizin tüm kariyeri bu hocaların çoğunluğunu oluşturacağı veya etki altına alacağı jürilere bağlıdır.

    d) hocalar genelde bilirkişilik, ödenekli projeler, danışmanlıklar gibi, asli görevleri olan eğitim/öğretimden çok daha mühim(!) işler peşinde olduklarından, derslere girmekte pek de istekli olmayacaklar ve araştırma görevlimize "hadi sen gir de bugün bir uygulama yapın" falan diyeceklerdir. sınav zamanları gelince de hocalar sınıfa, amfiye 5-10 dakika uğrar, kalan 1 hatta bazen 2 saat boyunca ise araştırma görevlileri ayakta sınavı takip ederler.

    ezcümle; akademik hayatında, iç mekan - dış mekan ayrımı olmaksızın, yaya olarak en fazla kilometreyi araştırma görevlisi olduğu süre boyunca kat edeceği, en çok ayakta kalacağı süre de bu döneme denk geleceği için dayanıklı ve rahat bir ayakkabı seçmek zorundadırlar.

    ne yapaydı? makosen mi giyeydi?

  • oldukça ilginç bulduğum bir nlp tekniği. öncelikle kısaca nlp nedir ona değineceğim. nlp'nin açılımı "neuro linguistic programming", yani beyin dili programlaması. "nlp 1973 yıllarında henüz bir öğrenci olan dr. richard bandler ile linguistik (dilbilim) profesörü olan john grinder’in milton erickson, virginia satir, fritz perls, gregory bateson gibi zamanın en büyük terapist ve dilbilimcilerinin zihin süreçlerinin modellenmesi yoluyla ortaya çıkmıştır."* oldukça tartışmalı bir yöntem olsa da bundan fayda sağladığını söyleyen pek çok kişi ve uygulayıcı var. nlp'nin amacı kısaca; düşünmeden yaptığımız zihinsel kodlamaları olumlu yönde yeniden programlamak. çapa atma tekniğinin de bu amaçla oluşturulmuş oldukça etkili bir teknik olduğu iddia ediliyor. şahsen ben nlp'ye her ne kadar şüpheyle yaklaşsam da, katıldığım bir seminerde bu teknikle kaydettiği ilerlemelerden bahseden eğitmeni dinlerken "keşke olsa böyle bir şey" diye düşünmüştüm. o yüzden burada da bahsetmek istedim.

    pavlov'un köpeğini bilirsiniz. şartlı refleksler üzerine yapılan bu çalışma, nlp'nin çapa dediği uyarıcıları inceleyen ilk çalışmadır. çapa atma tekniği, çağrıştırma ya da çapalama (anchoring), kişinin olumsuz duygularını olumlu duygulara çevirmeye yarayan bir teknik. olumsuz bir hissin kişiyi engellediği bir anda, olumlu bir uyarıcıyla bağlantı kurması sağlanan kişinin içinde bulunduğu olumsuz ruh halinden sıyrılması hedefleniyor. bu da önceden atılmış bilinçli çapalarla yapılıyor. çapalar aslında hepimizde olan görsel, işitsel, tensel, koku kaynaklı ya da bunlar gibi etkenlerle açığa çıkan uyarıcılar. örneğin kaybettiğimiz birinin parfümünün kokusunu aldığımızda oluşan o buruk his bir çapa ya da bize çocukluğumuzu hatırlatan pokemon kartlarını gördüğümüzde içimize dolan mutluluk da bir çapa fakat bizim kontrolümüzde oluşmamış, bilinçdışı çapalar bunlar.

    çapalar iki şekilde oluşuyor: duygusal yol ve zihinsel yol. bir çapanın duygusal yolla oluşması daha kolay, bazen tek sefer bile yetiyor. yine sevdiğiniz insanın kokusu örneğini vereceğim. bir sefer aldığınız bu koku, her duyduğunuzda size onu hatırlatır. zihinsel çapa biraz daha farklı ve uyaran haline gelmesi için tekrar etmesi gerekiyor çünkü içinde duygu barındırmıyor. buna örnek olarak da reklamlar verilebilir. örneğin kola gördüğümüzde aklımız direkt coca-cola'nın o kırmızı beyaz şişesine gidiyor ya da bir şarkı, eğer bir reklam müziği olarak kullanılmışsa bize o reklamı hatırlatıyor. örneğin reklam müziği yazar yazmaz benim aklıma anında yıllar öncesinin "derimod" reklamı geldi: "ben erkeğimin hangi halini, ben erkeğimin hangi halini, ben erkeğimin derimod halini severim." kim yalın'ın bir şarkısını duyunca cornetto'yu hatırlamaz ki?

    peki kontrollü çapa nasıl atılır? bir örnekle ilerleyeceğim, bu katıldığım seminerdeki eğitmenin verdiği örnekti aynı zamanda ve çoğu kişinin muzdarip olduğu öz güven problemiyle alakalı olduğu için ilgi çekti. diyelim ki topluluk önünde bir konuşma yapmanız gerekiyor fakat siz çok heyecanlısınız; topluluk karşısında titremeye başlıyor, kekeliyor ve kendinize engel olamıyorsunuz. bu sorunu aşmak için çapa atma tekniğine başvurduğunuzda, çapayı atacak olan kişi sizden öncelikle kendinizi en fazla öz güvenli hissettiğiniz bir anınızı düşünmenizi istiyor, böyle bir anınız yoksa da varmış gibi kurgulamanız sağlanıyor. siz bu anıyı gözünüzde sanki şu an yaşıyormuş gibi canlandırırken, öz güveninizin zirveye ulaştığı o doruk noktasında, çapayı atan kişi vücudunuzda önceden belirlenmiş (örneğin kol) bir yere dokunuyor. daha sonra sizden bunu aralıksız olarak belli bir süre, bir hafta, kendi kendinize tekrarlamanız isteniyor. doğru anıyla çalıştığınız takdirde çapayı atmış oluyorsunuz ve ne zaman topluluk önünde konuşurken kendinizi tedirgin hissetseniz, çapa atarken dokunduğunuz yere dokunarak iyi hisleri çağırıyorsunuz. bunu bir uzman yardımıyla değil, kendiniz de yapabilirsiniz. aynı zamanda olumsuz bir çapayı da benzer yollarla olumlu bir çapaya dönüştürebileceğinizi söylüyor nlp uzmanları. bunu da önce kendinize olumsuz çapa atıp sonra attığınız olumsuz çapanın üzerine olumlu çapa atarak yapıyorsunuz.

    *https://www.psikoaktif.com/nlp-izmir/

  • simdi bundan 10 sene sonra bu atlayan insanlar simdiki amerikan baskanlarina sorulsa ,denilseki irak'a girmek icin binlerce insan kendini camdan asagiya atti ,degermiydi buna ,adamlarin diyecegi sey evet degerdi olacaktir ..

    1996 da saddam huseyin'e ambargo adi altinda , ilacsizliktan, yiyeceksizlikten 567,000 evet dogru okudunuz kayitlara gecen rakam bu ,bes yuz altmis yedi bin cocuk oyle yada boyle oldu ...

    video bir haber programindan , spiker soruyor madeleine albright'a 500000 cocuk oldu , hirosimada olen insan sayisindan daha fazla ,degermiydi buna ?

    madeleine albright'da evet degerdi ,diyor ...bu atlayan insanlar "collateral damage "olan masum amerikan vatandaslaridir..

    500000 irakli cocugun olumune degerdi...

    bu videodaki olen masumlarin bahanesiyle sadece irakta 3 milyon masum insan olduruldu. ..
    eksisozlukte hic kimse bana olen insan sayisi 3 milyon degil diyemez biliyormusunuz cunku artik irakta olen insanlar sayilmiyor 2010 yilindan beri sayim yapilmasi birakildi ..

    amerikalilarin bir soylemi vardir bu oluler icin "collateral damage"...

    bu olen masumlarda amerikanin deyimiyle ,amerikanin kendi collateral damage'i maalesef...

    47 kisi hedef alindi ama 1141 kisi olduruldu ,insansiz hava ucaklariyla..

    insansiz hava ucaklari

    drone saldirilarinin yuzde 98'i siviller..

    saldirinin hemen sonrasi oldurulen siviller

    gazete haberi heron ile oldurulen siviller.

    drone=strike=dead children

    bu arada son iki gunde irakta oldurelen masumlari merak ediyorsaniz ..

    recent events

    thursday 21 may: 25 killed

    hawija: 12 executed.
    fallujah: 6 killed in bombardment exchanges.
    baghdad: 1 by ıed; 5 bodies.
    baquba: 1 body.

    wednesday 20 may: 17 killed

    baghdad: 6 by ıeds, gunfire; 2 bodies.
    fallujah: 6 in bombardment exchanges.
    balad: 1 body.
    basra: 1 cleric by gunfire.
    anbar: 1 15-year-old boy in clashes.

    son iki gunun biloncosu bu ...

    gormediginiz savas ..

    11420 cocukta suriyede oldurulmus ..

    link isteyenlere ,yazdiklarimin hepsinin linkilerinide ekledim..

    bu entryim bir anda en begenilen entrylerimden biri olmus ,3 dunya savasi hakkinda ,isid hakkinda david icke goruslerini soyluyor..

    david icke ve 3.dunya savasi -

    'isis come out from nowhere ,incredibly well armed and incredibly funded around 2 billion dollars and walking into towns and in ıraq ......"

    ropartajin bazi yerlerinin turkcesi -
    planlari muslumanlari keskin bir sekilde parcala ve kontrol etmek idi ,sii muslumanlarin ve sunni muslumanlar arasinda ..

    isis bir anda ortaya cikti ,sunni muslimleri temsil ettigini soyleyerek ..

    amerika /isreal butun yillar boyunca planlari iran idi ..

    isid bir anda inanilmaz bir sekilde finance edilerek 2 milyar dolar civarinda bir para ile ,inanilmaz silahlar ile ,bir anda ortaya cikti ..

    (bkz: #44583859)

    david icke nin bahsettigi albert pike ve manzininin mektupu hakkindaki video ..

    3.dunya savasi ,albert pike ,manzini letter

    haberiniz varmi bilmiyorum ama israil/abd destekli suudi arabistan yemeni bombalamaya basladi 3 haftadir ...

    iran ,rusya ,cin ,hindistan ,almanya cinde yeni bir banka kurdular ..

  • amerikan film klişelerinden biridir. ne vakit bir cinayet, bir hırsızlık olsun, ister dandik bir el kamerası ister güvenlik, görüntüyü milyor kere büyüterek ordan burdan yansımalardan suçlu bulunabilir...

    - görüntüyü durdur meri!
    - noldu sitivın?
    - cesedin gozune zoom in yap...
    - yapiyorum
    - aha! çapağın yanında laboratuvardaki mikroskobun lamelinin yansıması var! 50 kat daha büyüt... uy67 ayarlarıyla oyna bi de.
    - aman yarabbi!
    - aman yarabbi tabii... lameldeki tavandaki avizenin kristalinin yansımasından rahatça anlaşılabileceği gibi katil polis şefi. bir 600 kere daha büyüt
    - aman yarabbi!
    - evet, burun kıllarını almamış katil... yazık.