hesabın var mı? giriş yap

  • çok mantıklı harekettir.burada türk turizmcisi tarafından dolandırılacağına parasının karşılığını alarak tatil yapmış kişilerdir.f/p olarak baktığınızda aynı paraya (euro kuruna rağmen) çok daha fazla hizmet almışlardır.

  • (bkz: gökhan semiz)

    kendisi daha önce bir başka trafik kazasından arabanın kapısını açıp atlayarak kurtulduğu için vefat ettiği kazada da aynı şeyi yapmış ve arabadaki kimsenin burnu bile kanamamışken, o kafasını bariyerlere çarparak vefat etmişti. ayrıntıları bilme sebebim akrabamız olması. hatta cenazenin yıkanması sırasında dedem de vardı. vücudundaki kaza izlerini anlatmıştı. çocuktum o zaman çok ürpermiştim.

    edit:imla

  • paradan atatürk'ü kaldırmak için ilk adım.
    tepki çekmezse yavaş yavaş önce madeni paralardan sonra kağıt paralardan atatürk'ü kaldıracaklar, bu da bunun nabız yoklaması.
    nasıl olsa şehitler ayağına kimse ses çıkaramaz diye istediklerini yapıyorlar.
    demişti dersiniz.

    edit: saçma sapan hatıra parası kavramıyla gelmeyin bana. 70milyon basıp piyasada kullanılabilen bir para hatıra parası falan olamaz, amacı farklıdır.
    yiyorsa git darphanenin sitesinde satılan diğer hatıra paralarıyla alışveriş yapmaya çalış, ondan sonra konuşalım.

  • bazen en olmadık yerde akla gelirler. hiç alakasız, aniden, böyle bir anda bundan beş yıl, on yıl, on beş yıl öncesinden annenizle babanız aranızda geçen bir konuşma aklınıza gelir ve ancak yıllar sonra anlam verirsiniz o konuşmadaki imalara. "çok yorgunum erken yatalım", "ben de yorgunum, yatıyorum, hadi oğlum yerine git sen de". tüylerim diken diken oldu yazarken bile... ne de safmışım. saat 20:00 p.m'de neyin yorgunluğu, neyin uyuması bu acaba günahkar bedenler???

    ya da ofiste (ofis: türkiye'de sözlük yazarlarınının yaşadığı yerlere verilen ad) aniden akla gelen liseden bir kız arkadaşın söylediği şey: "hafta sonu annemler yok. özge ve beril erkek arkadaşlarıyla bize gelecek, sen de gel, patates kızartırım". bakın burdaki genel imayı o zaman anlamamış ve ezgi'nin davetine sınıftaki en yakın arkadaşlarımdan yaşar'la gitmiştim. ama yıllar sonra ofiste anlayınca hayata isyan edesim geldi. ama yine de patates kısmı kafa karıştırıcı geliyor hala. onu niye söyledi lan acaba?

  • rte hakkında verdiği hafif negatif demeci hızlıca toparlayayım derken saçmalamış tamer karadağlı.

    dostoyevski'nin bir çalgı aleti olduğunu herkes bilir.

  • 2022 yılı korku ve gerilim açısından oldukça bereketli bir yıl oldu. bu yıl, her iki türde de pek çok film çekildiği için türleri iki farklı listede ele almaya karar verdim. esasında bu iki türü birbirinden ayırmak hiç de kolay bir iş değil. ancak elimden geldiğince ve biraz da kendi kararlarıma göre yapmış olduğum ikiye bölme sonucunda aşağıdaki listeyi oluşturabildim. listedeki filmler, özellikle de ilk sıradakiler gerçekten kaliteli filmler. eğer bu filmleri bu listeye almasaydım bir kısmını mutlaka en iyi filmler listesine almam gerekecekti.

    10) shut in (yön. d.j. caruso) 6/10
    tek mekanda geçen gerilim dolu filmleri seviyorsanız "shut in" filminin vaat ettiği gerilimi fazlasıyla vereceğine emin olabilirsiniz. ancak filmin, genel olarak bakıldığında iyi bir film olduğunu söylemek mümkün değil. filmin en korkunç dakikaları, kadının kilerde kapalı kaldığı sırada eve, kocasının çocuk istismarı geçmişi de bulunan arkadaşının geldiği sahneydi.

    9) fresh (yön. mimi cave) 6,5/10
    gerilim ve korku türünde kadın yönetmenlerin sayısı giderek artıyor. bu senenin dikkat çeken gerilim filmlerinden bir diğeri mimi cave'in de ilk uzun metraj filmi olan "fresh" oldu. oldukça sert ve mide bulandırıcı bir konuyu cıvık bir dille ele almayı tercih eden film, uzun tutulan açılış bölümünün (jenerik) ardından şaşırtıcı bir yola sapıyor. daha sert olmayı tercih etse belki hakkında daha farklı şeyler konuşabileceğimiz bu film, yine de dikkat çekici bir yapım olmayı başarıyor.

    8) emergency (yön. carey williams) 6,5/10
    iki yakın arkadaş olan sean ve kunle, "legendary tour" denen bir parti turunu tamamlayan ilk siyahi öğrenciler olmayı amaçlamaktadır. ancak hayalleri, talihsiz bir olayın ardından suya düşecektir. evlerine geçtikleri gün, salonun ortasında baygın halde yatan küçük yaşta bir beyaz kız çocuğu bulurlar. polise haber vermeleri halinde durduk yere başlarının belaya gireceğini düşünen ikili ve onların ev arkadaşı carlos, çözümü başka yoldan bulmaya çalışır. fakat buldukları çözüm onları daha da büyük bir belaya sürükleyecektir.

    7) cerdita (yön. carlota pereda) 6,5/10
    ispanya-fransa ortaklığında çekilen ve "piggy" ismiyle de bilinen film, 2019 yılında aynı yönetmen tarafından yine aynı isimle çekilmiş kısa filmin uzun metraj hali aslında. sinema eleştirmenleri tarafından oldukça beğenilen film bana göre afişinde bile vaat ettiği şiddeti tam olarak veremiyor. sara, yaşıtları tarafından zorbalığa uğrayan ve ailesi ile birlikte bir kasap dükkanında çalışan obez bir genç kızdır (bu arada sara'yı canlandıran oyuncu 1986 doğumluymuş). serinlemek için havuza girdiği bir gün yine arkadaşlarının hem fiziksel hem de sözel saldırısına maruz kalır. ancak daha sonra başına gelecekler onu intikam temalı müthiş bir ikilimde bırakacaktır.

    6) fall (yön. scott mann) 6,5/10
    "shut in" filminin ardından bu sene dar mekanda geçen diğer bir gerilim filmi de "fall" oldu. maceradan maceraya koşan iki genç kadının yaklaşık 600 metre uzunluğunda olan ve halihazırda da kullanılmayan bir radyo kulesinin tepesinde kapana kısılışlarını anlatan film, duygusal iniş çıkışları haricinde kesinlikle heyecan verici bir film olmayı başarıyor. özellikle benim gibi yükseklik korkusu olanlar bu filmi izlerken sürekli diken üstünde olacaktır.

    5) the menu (yön. mark mylod) 7/10
    dünyaca ünlü şef julian slowik, zengin müşterileri için özel bir menü hazırlamıştır. şefin menüsünden çıkan birbirinden lezzetli her bir yemek, içerisinde misafirlere has sürprizler de barındırmaktadır. en büyük sürpriz ise yemeğin sonuna saklanmıştır. sınıf çatışmasını temel alan "the menu", bence boyundan büyük bir işin altına girmiş. amerikan filmlerinin sınıf çatışmasını doğru düzgün anlatabildiğine ben pek şahit olmadım zaten. fakat, sadece eğlenmek ve bir miktar da gerilmek için "the menu" uygun bir seçim.

    4) kimi (yön. steven soderbergh) 7/10
    steven soderbergh, son zamanlarda kendisini deneysel filmlere adamış gibi görünüyor. tahminimce kendisi, çok fazla yapım masrafına girmeden, minimum sayıda oyuncu ve kısıtlı bir alanda ne kadar yaratıcı filmler çekebilirim derdinde. "kimi" de tam olarak böyle bir film. neredeyse tek bir mekan, az sayıda oyuncu ve görece düşük bir bütçe... ortaya çıkan sonuç ise bence fena değil. pandemi ve teknoloji korkumuz üzerinden soderbergh, bu şartlarda çekebileceği en iyi filmi çekmiş.

    3) watcher (yön. chloe okuno) 7/10
    yine bir kadın yönetmen ve onun ilk uzun metraj filmi... romanya'lı kocasının işi sebebiyle onunla birlikte bükreş'e taşınmak zorunda kalan julia, diline ve kültürüne alışık olmadığı bu ülkede kendine yaşanabilir bir alan yaratmanın derdindedir. ancak karşı apartmanlarında oturan bir adamın onu sürekli izlediği şüphesine kapılan julia, kocasının da kendisine bir türlü inanmaması sebebiyle kendisini kanlı bir gerilimin ortasında bulacaktır.

    2) emily the criminal (yön. john patton ford) 7,5/10
    bu senenin en şaşırtıcı gerilim filmi ise kesinlikle "emily the criminal" oldu. oldukça düşük beklentilerle izlediğim film, bu senenin en iyi suç-gerilim türündeki filmlerinden biri olmaya çoktan aday bence. maddi anlamda sıkıntı içinde olan emily, para kazanmak için başta basit görünen; ancak yasal olmayan bazı işlere bulaşmak zorunda kalacaktır. fakat yaptığı her iş sonrası bulaştığı pislik, onu içinden çıkılmaz bir belaya bulaştıracaktır.

    1) speak no evil (yön. christian tafdrup) 8/10
    listesinin ilk sırasında "speak no evil" dışında bir filmin olması beklenemezdi. hatta gerilim filmlerine özel böyle bir liste hazırlamasaydım bu filmi kesinlikle yılın en iyi filmleri arasına da alabilirdim. politik doğruculuk meselesini merkezine alan film, biri hollandalı diğeri de danimarkalı olan iki aile üzerinden izlemesi oldukça rahatsız edici mükemmel bir psikolojik-gerilim örneği sunuyor.