hesabın var mı? giriş yap

  • yer: metrobüs durağı.

    iki sevgili metrobüs bekliyor. metrobüs geliyor. kapı açılınca kız beklemeden içeri atlıyor ama erkek, arkalarındaki boş metrobüsü işaret ederek inmesini istiyor. kız tam inecekken kapı kapanıveriyor. kız "ay ay ay ay ay ay kapıyı açın" diye bağırınca kapı açılıyor. kapı açıldığında kız kendini dışarı atarken aynı anda da erkek içeri atlıyor. daha bunlar ne olduğunu anlamadan kapı tekrar kapanıyor. erkek, şoföre el kol hareketi yapıyor ama "ay ay ay ay ay ay" diye bağıramadığı için metrobüs hareketlenip gözden kayboluyor.

    kavuşabildiler mi bilmiyorum ama zaten hiç anlaşamıyorlardı, kavuşamamışlarsa da hayırlarına olmuştur diye umuyorum.

  • insan beyninin calışma şekilinin getirdiği bir sonuçtur. insan yeni bir bilgiyle karşılaştığında, bu bilgiyi hafızasına iki şekilde alır. 'accomodation': kişi yeni gelen bilginin ışığında kendinde var olan bilgileri yeniden düzenler ve bu bilgiye göre konuyla ilgili görüşünü değiştirir. 'assimilation' kişi yeni bilgiyi kendinde var olan bilgilerle harmanlar ve var olan bilgiler ışığında bu yeni bilgiyi eritir, kendine uydurur. genellemeler assimilation yönteminin ürünleridir, önyargılar, stereotype'lar, kalıpyargılar, çoğu zaman yanıltıcı olmakla beraber aynı zamanda işlevseldirler ve genellemeler üzerinden varlıklarını sürdürürler. günlük hayatımızın çok içinde olmayan, hakkında çok detaylı bilgilere sahip olmadığımız, ben-öteki ayrımını yaptığımız, yada korktuğumuz, bizi rahatsız eden konular hakkında genellemeler üzerinden fikir üretiriz. bu düşünce tarzı bir taraftan yanında ayrımcılık, izolasyon, ve bazen şiddet gibi olumsuz olguları getirsede öte yandan, kişinin akıl sağlığını koruması açısından-kimi durumlarda- faydalı bile olabilirler.

  • bir kutuda duran bu bacı kuantum konusunu açıklamada önemli bir semboldür.

    kutuya bakarsan saldırıya uğramamıştır,
    bakmazsan gezide o potansiyel vardır.

    bacı aynı anda iki durumda da olabilir.

  • ilk zamanlar sms atıldığına bile inanmıyordum ben. sms oylaması diye, reytinge pek etki etmeyenleri eliyorlar diye düşünüyordum. bir poşete 25 kuruşu vermeyen insanlar hakikaten sms atıyorlar ya, gram akıl yok hacı.

  • howard hughes, amerika'nın en renkli ve ilginç kişiliklerinden biriydi. 1905'te houston, texas'ta doğdu. genç yaşta ailesinin zenginliğine kavuştuğunda, bu servetiyle neler yapabileceğini görmek istedi. ve gerçekten de birçok alanda dikkat çekici şeyler yaptı.

    filmlere olan ilgisiyle hollywood'a dalış yaptı. ilk yönetmenlik deneyimi "hell's angels" adlı filmle oldu. bu film, havacılığa olan tutkusunu da yansıtıyordu. ancak hollywood'da sadece bir yönetmen olarak değil, aynı zamanda birkaç ünlü aktrisle yaşadığı ilişkilerle de gündeme geldi.

    havacılığa olan ilgisi, sadece filmlerine yansıtmakla kalmadı; aynı zamanda bir pilot olarak da rekorlar kırdı. özel olarak tasarlanmış uçaklarla dünya çapında hız ve mesafe rekorlarına imza attı. ancak bu başarılarının yanı sıra, uçak kazaları da yaşadı. bu kazalar, onun fiziksel sağlığını olumsuz etkilediği gibi zihinsel sağlığını da etkileyebilirdi.

    sonraki yıllarda, hughes giderek daha münzevi bir yaşam sürmeye başladı. halkın gözünden uzaklaştı ve tuhaf alışkanlıklar geliştirdi. kendi tasarladığı otellerde kaldı, odaları kapattı ve yıllarca dış dünya ile minimum iletişim kurdu.

    1976'da uçakla seyahat ederken hayatını kaybetti. ölümünden sonra bile, mirası, serveti ve özellikle de yaşam tarzıyla ilgili birçok spekülasyon ve teori ortaya atıldı. ancak şunu kesinlikle söyleyebiliriz ki, howard hughes, 20. yüzyılın en ilginç ve çok yönlü kişiliklerinden biriydi.

  • arkadaşla kadıköyde akşamüstü vakti bir mekanda buluşulduktan sonra taksime geçilmiş, gece uzadıkça uzamış ve kalabalık olunmuştur.

    sabaha karşı taksim taraflarında başka bir arkadaşın evinde kalınır, öğlene kadar uyunur edilir..

    ertesi günü aynı şekilde geçer, zaten taksimde herkes, akşama doğru çıkılır evden yine içilir eğlenilir dans edilir, taksimde oturan aynı arkadaşta kalınır..

    3. gece taksimde içilirken ilk gün kadıköyde buluşulan arkadaşın cep telefonuna mesaj gelir;
    "ekmeğe gerek kalmadı."
    arkadaş bi duraksar, bi dalar ve bi anda suratı renk değiştirir..

    haliyle meraklanıp sorulur "ne oluyor lan ?"
    cevap : "abi ben ekmek almaya diye çıkmıştım."

  • tenis maçı seyretmek için tv'yi açmış ergenin halet-i ruhiyesini parçalayan olay.

    "sharapova servis mi kıracak acaba?" diye bakarken cart diye "flaş gelişme!!!" giriyor ekrana. aziz tahliye edilmiş, çağlayan karışmış falan. taraftar başkanını omuzlara almış, ağlayanlar var. o sol taraftaki adam... lan?!

  • randevu vermedikleri için randevusuz gitmiştir. ana muhalefet başkanını almak zorundalar, alacaklar, almıyorlarsa o zaman yalan istatistik paylaştıklarını kabul ediyorlar demektir. gerçi görünen köy kılavuz istemez.

    tabi @2 kafasındakilerin bu işine gelmediğinden aptallık olarak lanse etmeye çalışıyorlar orası ayrı konu.. allahtan aklımız var, farkındalığımız var.

    edit : paralı troller yeşillendirmeye başladı. arada akıl izan sahibi olan bir arkadaşım ise kaynak ekler misin? diye sormuş

    kaynak

    teşekkürler (bkz: gocibari)