hesabın var mı? giriş yap

  • isveç'te profesör olamayacak adamın beyanatıdır. isveç'te burhan kuzu'ye benzeyen adamlar baya vardır. türk ve kürt kökenli bu arkadaşların isveç'te ne işler yaptığı da malumdur. burhan da isveç'e gitse bırak profesörü, çöpçü olamaz.

    burhan kuzu cebinde milletvekilliği sayesinde aldığı pasaport olmasa isveç'ten vize alamaz.

  • hoşlandığınız çocuğu okulda görmek. evet bu kadar basit. 26 yıllık ömrümde bu kadar heyecandığım an sayılıdır.

    üniversitedeyim o zamanlar.

    yıllar evvel baya* hoşlandığım çocuğa uzun bir stalking sürecinden sonra bulup facebooktan mesaj atmıştım. o zamanlar facebookta ekli olmadığın kişilerin mesajları diğer kutusuna düşüyordu ve okuyup okumadığını bilemiyordun, tik işareti ya da okundu bilgisi yoktu. neyse. ben buna biraz komik biraz romantik bir şeyler yazmıştım kendimce. üzerinden bir gün geçti tık yok.

    mesajı gönderdiğimin ikinci günü okul çıkışında gördüm ben bunu uzaktan ama mesajını almadan onu görmeye hazır değilim ve hiç olmadığı kadar heyecanlıyım. nabız 120-130 kesin. kalbimin sesinden başka ses duyamıyorum. ondan başka kimseyi de seçemiyorum, önüme koca bir duvar koysalar duvara tek başıma girerim o derece. ayaklarımın bağı çözüldü titriyor resmen, topuklu da giymişim zar zor yürüyorum. bayılıp kalacam ondan korkuyorum, kaldı ki ben soğukkanlı diye geçinirim ama inme geldi o an. neyse ki farketmedi bu beni arkadaşlarıyla geçip gitti yanımdan.

    ama şimdi evliyiz ve çok mutluyuz. iyi ki atmışım o mesajı.. demek isterdim ama diyemiyorum amk. acayip g.t oldum, bir insan ne kadar g.t olabilirse ben daha büyük g.t oldum. yıllar geçti üstünden hala gelen giden mesaj yok. mal. mal diyorum çünkü o mesaja ancak bir mal kayıtsız kalabilirdi.

    debe editi: ay yine bi heyecanlandım. sayesinde ilk debem. bi işe yaradı sonunda :)

  • az önce canlı yayında bir kadının "yalnızlık benim için evin kolonlarına sarılmaktır, o duvarlardan bile elektrik almaktır." diyerek durumunun zorluğunu açıkladığı program, jamiryu!

  • bu işin japonu, almanı, amerikanı pek fark etmez.

    euro4 - euro5 ve euro6 standartlarını karşılayan neredeyse tüm arabalar tahmininizden daha fazla koşarlar.

    ticari taksilerin arabalarının bir çoğu italyan, fransız nadiren de japon ve koreli dir. ticari taksiciler 500.000 - 700.000 km yapmadan aracı elden çıkarmazlar zaten beş yılda bir değiştirme zorunluluğu var. ticari de bir yılda ortalama 100 - 140 bin km koşarlar.

    yeni avrupa taşıt komisyonu’na göre beğenmediğiniz dacia bile yarım milyon km koşar. (bakımlarını aksatmadığınız takdirde.

    100 bin de, 200 bin de, hatta 300 bin km’de bile araç alınır binilir. durumu iyiyse, illede o araba isteniyorsa, bütçeniz o kadar el veriyorsa alınır.

    şimdi bazı arkadaşlar diyor ya “ alman veya japon olmazsa alınmaz “ tamamen bu da bütçeye bağlı bir söylemdir. zaten bütçe el vermediğinden yüksek bir km’li araç alınacaksa eğer kesinlikle alman yada japon alınmamalıdır. sürekli ufak tefek yürüyen arızaları oluşacağı için alman veya japon’un masrafları araca verdiğiniz kadar para tutacaktır. ama ülkemiz de üretimi yapılan italyan, kore, fransız gibi araçların popülaritesinden ve ülkemizde üretilmesinden dolayı parçaları alman ve japon’a göre bi-hayli ucuz olacaktır.

    bir yanlış düşünceyi de düzeltmekte fayda var. aracın motorundan bu kadar da korkmayın. motor sandığınız kadar maliyetli onarım gerektiren bir donanım değil.
    bir motoru revizyona sokmak ortalama 1.000 - 3.000 lira.
    fakat şanzıman olsun yürüyen olsun direksiyon kutusu olsun bunlar motordan daha fazla dert açar başınıza.
    motoru rektifiye ettirirsiniz ama çoğu zaman şanzımanın yenisini veya en iyi ihtimalle çıkmasını almak zorunda kalırsınız. ortalama bir şanzıman maliyeti 3.000 - 10.000 lira arasında olur.
    bir direksiyon kutusu, hidrolik ise ortalama 1.500 - 3.000 elektrikli ise 4.000 - 13.000 arasında olur.
    ön aks bağlantı takımı en kötü arabanın işçilik dahil maliyeti 2.000 - 6.000 lira olur.

    ekspertiz sonrası duruma göre 500.000 km’de de araç alınır.