hesabın var mı? giriş yap

  • menüde çorba varsa dibi geldiğinde evdeki gibi kaseyi kafaya dikme sakın. bırak kalsın amk ağlamaz arkandan.

  • napacağız?

    araba pahalı araba alma,
    ev kiraları uçtu eve çıkma,
    iphone pahalı iphone alma,
    et uçmuş, yumurta uçmuş onları da yeme,
    euro uçtu yurtdışında tatil yapma,
    bilgisayarlar pahalı, ekran kartı uçmuş oyun oynama,
    giyim markalarının fiyatları uçmuş onları da giyme,
    ayakkabı alan kerizdir.

    napacağız kolumuza serum bağlatıp acilde mi yatacağız 7 gün 24 saat.
    alacak abicim, cebinde 5 kuruş para kalmayan adam bile gidip istiyorsa iphone da alacak, araba taksidine de girecek.

    çünkü 1 defa yaşıyorsun, canının istediği hiç ama hiçbir şeyi yapamayacaksan niye yaşarsın. o enayilik, bu enayilik.

    ne istiyorsunuz? haftanın 5 günü 6 günü, günde 8-10 saat çalışan insanlar yukardakilerin hiçbirini yapmayacaksa ne için yaşayacak?

  • ortalama türk insanı'nın portresidir.

    - her türlü lüksü dibine kadar kullanıp, ortamlarda mütevazı görünmeye çalışmak,

    - gelenek- göreneklere bağlı, milliyetçi, muhafazakar bir görünüm ile bu kesimin sempatisini kazanarak istediği yere yönlendirmek ve tabi bundan menfaat elde etmek,

    - ideolojisi , niteliği fark etmeksizin maddi güç , mevki , popülarite sahibi iş insanı, sanatçı, siyasetçi, bürokrat ile ''nolur n'olmaz , ileride işimiz düşer'' menfaatiyle iyi geçinmek,

    kısacası omurgasızlığın binbir türlüsünü barındırır.

    tipik bir sakaryalıdır...

  • avrupa ülkeleri için konuşuyorum, pasaport dahi göstermeksizin başka ülkeye uçtum

    size yemin ederim italya-fransa yolculuğum, zincirlikuyu-avcılar'dan daha kolaydı

  • bir kutu çekirdek kahvelerinden alınca beleşe verdikleri ufak boy kahve "uygulamasını" kaldırmışlar. gün sonunda lavaboya döktükleri şu bayat filtre kahveden de mi veremiyorsunuz derseniz bile "maaleseff" diye vermiyorlar.
    ama şimdi ne yapıyorum, gidiyorum cafe nero'ya, gloria'ya, carribou'ya, diyorum ki "bu çekirdek kahveden bir kutu alınca starbucks'ta yanına bir kahve hediye ediyorlar". tabi ki yanıt her zaman "ne demek efendim biz de hediye edelim" oluyor.
    yani demem o ki eyy starbucks!! senin sayende hediye kahvemizi her yerden yine alıyoruz, ama bir farkla, kahveyi senden almıyoruz. haberin olsun..

  • ben hep sabah saat 9'daki mesaim için saat 8'de uyanıp, duş alıp giyinip, kahvaltı edip, saçı başı şekle sokup, 7 dk.'lık yürüme mesafesindeki işime gittiğim için beni etkilemeyen mesele.

    deniz olmayan yerde nasıl yaşıyorsunuz yeaaa.

    aha işte böyle.. ne zor dii mi deniz olmayan yerde yaşamak?

  • bir adam et yemeğinin yanında ekmek yemiyorsa zengindir arkadaşım, net.

    bir de bir tabağa komple antep koyup aralıksız happıdı huppudu yiyebiliyorsa da zengindir.

    benim bunlardan başka harhangi bir kriterim yok.

  • uzun zamandır magazinsel bir başlığın tüm entrylerini okumuyordum.

    bunu okudum ve insanımıza ve insanlığımıza ait ümitlerim iyice azaldı.

    milli takımlar saygıdeğerdir ve her yerde saygı görmelidir orası ciddi bir mesele uluslararası arena filan ama bu net ergen şakası elinde de şahsi telefonu var bunun neresini izlanda halkına mal ediyoruz? hangi akıl ve izanla?

    olm biz ampute maçında rakibi ıslıkladık (ingiltere maçıydı) bunu afrika’da da, güney amerika’da da yapmaz kimse. milli marş ıslıklama olayımız da özellikle güçlü ülkelere karşı hep oluyor. nedeni de maalesef ezikliğimiz.

    valla kusura bakmayalım adamların salaklıkları bireysel oluyor bizimkiler toplumsal.