hesabın var mı? giriş yap

  • baba olacak sevgilinin şirinleştiği anlar. karnımla bıdır bıdır konuşması.

    -kızıııım, ben senin babanım. babbaa. burdayım bak, vur bi bakiim. hadi kızım vur bi bakalım babanın eline. anne gitti korkma, vur sen.

    biri içimde, diğerini de böyle içimde saklayasım geliyor.

  • kafasından zeka fışkıran, muhtemelen istanbul'da üniversiteyi yeni kazanmış bir öğrencinin tespiti.boğaz köprüsünü de satın almazsın sen bu zekayla.

  • izmir'de kıbrıs şehitleri caddesi'nde geçen bir öyküsünü duyduğum şair ve dobra adam.
    hikaye şöyledir: can baba, bir takım hayranları ve arkadaşlarıyla bir yerlerde içer, sohbet eder. aynı grup, sabahın 5'i 6'sı gibi pek de kimsenin bulunmadığı kıbrıs şehitleri caddesinde yürürken, şair birden durur ve yere yatar. yanındakiler de aynı şeyi yaparlar. şair, gözlerini kırpmadan gökyüzüne bakmaktadır. hayranlardan birisi dayanamayıp sorar:
    - baba, ne görüyorsun, bize de söyle...
    üstat, gözlerini gökyüzünden hiç ayırmadan, ondan ulvi ya da şairane bir cevap bekleyen vatandaşa şöyle cevap verir:
    - çok sarhoşum, .mına koyim...

  • üniversite ikiye giderken oda arkadaşımın aldığı telefondu bu. antensiz olması o dönemde bir devrimdi ve çok şaşırmıştım. benim telefonum olmadığı için odadaki diğer arkadaşımın 5110'u ile yılan oyununu oynardım ama o telefonun tuşları sebebi ile pek randımanlı olmazdı. 3210 ise bu konuda sanırım rakipsizdir. zira 3210'la yılan oyununu birinci seviyden sekizinci seviyeye kadar tek tek bitirmiştim.

    yılanın devasa boyutlara ulaşıp kalorifer peteği gibi oluşunu an be an izlemek ve sonlara yaklaştıkça etraftakilerle beraber nefesini tutup bitmesine tanık olmak çok heyecanlıydı (heyecan duyduğumuz şeye bak rezalet). fakat dokuzuncu seviyede tüm uğraşlarıma rağmen bitirememiştim. son denemem ders esnasındaydı ve oyunun bitimine çok az kalmıştı, sağımdaki solumdaki arkadaşlar da dersi bırakıp göz ucuyla izliyorlardı, fakat hocanın korkusuyla bir anlık kafamı çevirmemle yılandan devşirme kaloriferin peteğinin pörtlemesi bir olmuştu.
    o telefon da çarşafını katlamaya çalışan arkadaş yüzünden ranzanın ikinci katından yere kapaklanıp telef olmuştu.

    mutsuz son.

    ps: geniş aile gibi başlayıp, yaprak dökümü gibi bitti lan hikaye :(

  • (s=serseri,k=kız)bir arkadaştan alıntıdır:
    s-pardon bayan
    k-efendim?
    s-benimle çıkar mısınız?
    k-hayır!
    s-bravo,çok doğru bir karar,eğer evet deseydiniz yarrağı yemiştiniz.

  • ülke, basit arapça duaları ezbere bilen ateist, deist, agnostik vs. dolu. akıllı bebeyse, ilerde anlamadığı duayı neden vurgularıyla okuması gerektiği hakkında tirat atanların içinde "türkçesi ne bunun acaba?" diye düşünecektir.
    gerisi gelir sonra.

  • " türkiye'nin 90%'ı calgon kullanıyor " dedikleri halde, calgon'un 10% için verdiği mücadeleyi takdir ediyorum.