hesabın var mı? giriş yap

  • halil diye bir arkadas var, kulaklari cinlasin, doksanli yillarin sonunda universite ogrencisi. kiz arkadasi da punk bir kiz arkadas, ki hayattaki alternatif durusunun duru duragi yok, oylesi ki alternatifi kavram olarak yikip yikip tekrar yogurup hamurundan fak yu heykeli yapar. neyse, erkek istemek kismina gelirsek, kiz bir aksam artik ne derecede bir icmekse, aliyor efendi gibi iki yuz elli gram baklavasini kolunun altina, halil'in ailesiyle kaldigi katin kapisi calip "hayirli bir is icin geldim" diyor. buyur ediyorlar, iceride halil'i istiyor "oglunuza talibim" diye. yuzunu yikayip kahve icirip yatirmislar o gece. hala hatirlayinca guleriz, de halil benim oglum olsa, canim gelinim diye bagrima basardim yeminler ediyorum.

  • askerde sık sık parti yapardık. parti dediysem askeriyenin yanındaki lojmanın marketine belli saatlerde girme iznimiz vardı. oradan cipsler kolalar alıp gazinoda toplanıp yer içer eğlenirdik. o markette kiloluk çiğ köfte, lavaş falan da olurdu. haliyle partimizin starı da çiğ köfteydi. genelde de lavaş yetmezdi. tabi o zamanlar böyle doritoslu dürümler ortada yok. arkadaşlardan birisi lavaş bitince doritosun üzerine koyup yemeye kalktı. tadının harika olduğunu söylese de hepimiz iğrenir gözle izledik onu. sonra birisi daha cesaret etti. o da çok beğendi. birisi daha birisi daha derken hepimiz bu eşsiz tadı denemiştik. artık partilerimizin starı doritoslu çiğ köfte olmuştu.

    zaman böyle akıp gitti biz terhis olduk. terhisten bir kaç ay sonra gördüm ki komagene bu doritoslu dürümleri listesine eklemiş. o yüzden hiçbir zaman kim olduğunu bulamadım ama bu fikri komagene'ye veren kişinin benim devrelerden birisi olduğuna eminim.

  • ulan hala anlamadınız mı ? termos pahalı değil, biz fakiriz. araba pahalı değil, biz fakiriz. rakı pahalı değil, biz fakiriz. kitaplar pahalı değil, biz fakiriz. yani şunu anla güzel kardeşim, biz türk halkı f a k i r i z.

    edit: tamam termos pahalı amk. kabul ediyorum, pahalı termos. mesaj atmayın yeter.

  • motordaki sıcak hava arkada olur, girişte değil. dolayısıyla kafes erimez.

    lakin, motorlarda mühim olan tertemiz boku çıkmamış havanın fan'a ve akabinde kompresöre alınmasıdır. bozulmamış havayı alırsanız, o havadaki enerjiyi üst düzeyde kullanabilirsiniz.

    şimdi kafes koyduğunuz zaman, teller bir kere havayı yavaşlatacak, tellerde oluşabilecek sınır tabaka ve akış kopması nedeniyle mis gibi hava yerine ne bok olduğu belli olmayan, kaotik ve türbülanslı bir hava fan'a ve akabinde kompresöre giriş yapacaktır (turbofan motorlardan bahsediyorum).

    böyle olunca o havayı sıkıştırması vs. yakması için daha fazla enerji gerekecek ve yakıt sarfiyatı artacaktır. dolayısıyla böyle bir şey mümkün değildir, motorsuz uç daha iyi.

    edit: sarfiyat yerine gaza gelip tasarruf yazmışım, fusion2dx'ye uyarı için teşekkürler.

  • başlık: beyin göcünde araya kaynadim amk simdi nasadayim

    entry: lise terk halimle beyin göçü yapan tayfaya katıldım. nasa'da büyük bir ekrandan giriyom sözlüğe.
    müdür geliyor, uzayı açıyorum.

  • sen almanya'da çalışıp çil çil avroları biriktir, tatile giderken pintilik edip mehtap family diye otel seç.

    çok da güzel iyi olmuş bence dediğim, rezalet olmayan olay.

  • birisi sizi evlendiğiniz, çocuğunuz olduğu ya da iyi bir mevkiye geldiğiniz gibi sebeplerle tebrik ediyorsa, ona cevaben "teşekkür ederim." demek.

    "darısı başına" oldukça kısıtlayıcı, kaba ve karşı tarafı küçük düşürmeye yönelik bir cevaptır.