hesabın var mı? giriş yap

  • debe'ye giren entry;

    http://prntscr.com/84fuzz

    sukela modunda baslik altindaki entryler;
    http://prntscr.com/84fv1g

    seklinde rezalettir.

    baslik basima editi:

    basligi acan bozer c nickli suser ve 2. entriyi giren sqcym nickli suser ucurulmus. haliyle baslik bana kalmis.
    farkeden kisi ben degildim sadece ss'leri almistim bozer c telefondan girip alamadigi icin.
    onlar da neden ucurulmuslar bilemiyorum. ama dusununce ya icimizdeki irlandalilarin sikayetleri ya da basimizdaki dürüm sultaninin isidir demekten de kendimi alikoyamiyorum.

  • ankara - altınpark'ta bir çay bahçesi. arkadaşımla birlikte birer çay içer konuşuruz diye gitmişiz. iki kişiyiz ve başka müşteri yok. çay bahçesini yeni devraldıkları belli çünkü şark köşesinde yerleri olduğunu 3 defa hatırlattılar.

    garson- (arkadaşıma) ne alırsınız?
    arkadaşım- iki çay lütfen
    garson- (bana) siz ne alırsınız?
    ben- ben arkadaşın çaylarından birini içerim.
    garson- ????????

  • ----------
    hatay'da başına gelen gaz kapsülü ile hayatını kaybetteiği söylenen genç. umarım bir hata vardır.
    10.09.2013 01:17 limon kimyon zorro
    -------

    sırf densizin biri çıkıp hatırasını benim üzerimden kirletmesin diye şuraya yazdığım iki satırı on kere değiştirdim. hissettiğim acıyı bile tarif etmiyorum ki adını kullanıp ajitasyon yapıyor demesinler. varsın ben susayım delikanlı kardeşim, nasılsa senin adın özgürlükle beraber anılacak bundan sonra.

    yakında hepimiz unutulacağız, sen hep hatırlanacaksın.

    bir anlamı olur mu bilmiyorum ama seni anmak için bugün taksim'e yürüyeceğim.

    --------
    doğumgünü olan 17 şubatta adına açılacak kütüphane ile ilgili detaylar için bakınız.

  • açılın tamda bu maliyetin içinde olan birisi olarak ;

    nişan evde halledildi para harcamadık maksimum 10 bine çözüldü.

    beyaz eşya: 55 inç tv , buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi 100bin.

    salon , çekim albüm , organizasyon , kuaför 50bin.

    oturma gurubu, yatak odası, halı, perde, masa daha almadık ancak ön görüm 150bin.

    yemek 200 kişilik 60 bin.

    balayı ayırdığımız bütçe yurt dışı 100bin.

    takılan altın bizde kalacak masraf saymıyoruz.

    şimdilik bu tempoda öngörüm 650-750 bin gidecek gibi , tabi bunu hatunla ortak yapıyoruz , en önemlisi de beraber hallettiğimiz için iki tarafta en az şekilde yıpranıyor.

    zaten enflasyon hat safhada olduğu için ne varsa karttan geçiyorum, bir gün sonra bile fiyatlar farklılık gösteriyor.

    ben küçük bir ilçede yapıyorum , ondan dolayı salon masrafları değişiklik gösterebilir.

  • yolda biraz hızlı yürünür, mekana oturunca;

    b : çok hızlı yürüdük, terledik baya. benden ter kokusu geliyor mu?

    o : hayır, benden?

    b : çok hafif. ben de ondan sordum zaten ama sıkıntı yok terin soğuyunca geçer.

    aslında yola çıkmadan önce kokuyordu, en azından hızlı yürüyünce kokuyorum demek ki falan diye düşünür de dikkat eder dedim. (bana kalsa söyleyip insanları kırmaya gerek yok ama yine başka biri rencide eder de mahcup olurlar diye uyarmakta fayda var.)

  • - anne tv'de within temptation çıkınca şu demirlere gelip kafa sallıyoruz tamam mı?
    + ay bu televizyonun önündeki demirler ne oğlum?
    - sahne önü anne burası.
    * ay peki şu kağıtları bileğimize niye taktın?
    - ya şükran teyze allahın adını verdim bi sus ya. onlar festival bilekliği. seninkini beyaz yaptım kombine. bizimkiler sarı kampçıyız. hadi anne şimdi çadırımıza gidelim azıcık otur.
    + allah belanı versin şükrü*. çocuğu evde tuta tuta asosyal ettin. izin vermiyosun hiç bi yere mal oldu çocuk... ay oğlum dur çarpıp durma bana...
    - hadi şükran teyze hadi daha hızlııı.. salla kafayı...sanktuooooss espirtuooooss

  • tarihin başından beri varolan bir kavram olmasına rağmen somut ve metodik bir şekilde ortaya koyulması napoleon bonaparteın meşhur code de napoleon'a (code civil des français eğer çok lösvijömapel hissediyorsanız kendinizi) nasip olmuştur.

    fransız devrimine değin sadece aristokrasinin keyfini sürdüğü hakların halka da açılmasını öngören bu kanunlar bütünü "işi bilene verecen ağa, öyle topun tüfeğin başına sadece yukarı ildöfranz kontu onsekizinci janpol geçerse halimiz harap, arada orleyanlısı (delikanlının harman olduğu yer) ne bileyim kaley'lisi falan da geçsin" şeklindeki yaklaşımını getirmiştir.

    elbette eksiksiz değildir ama ana fikri güzel oturtmuştur. sonuçta aynı napolyön bonapart der ki "fırsat olmadan yetenek hiçbir şeydir" (impossible is nothing değil olm cahil gibi konuşmayın). işte bu gerçeğin ışığında, ülkenizin (ya da kurumunuzun, işletmenizin vs.) çıkarını düşünüyorsanız işin başına geçecek ehil insanlara bu fırsatıı sunmanız gerektiği savunulur.

    tek başına "ben bu işin ustasıyım hemen müdür yapın beni fikrini" savunmaz meritokrasi. hatta ehil (merit) sahibi kişilerden çok imkan sağlayıcıların yani yöneticilerin içselleştirmesi gereken bir düşünce tarzıdır bu yüzden biraz elitist olduğunu düşünürüm hep. yine de torpil (friends in high places, wasda vs.) sistemine (!) karşı en ideal seçimdir.