hesabın var mı? giriş yap

  • - aiyyyy polise bak polise nasıl vurdu çocuğa. bak bak hiç acıyo mu ya???? yazık ya yazık şu hale bak.

    2 saniye sonra;

    - bak bak zilliye bak zilliye nasıl kışkırtıyo polisi? vur vur...

    5 saniye sonra

    - tii allah cezanızı şu hale bak. yazıklar olsun.

    bana dönerek; bu varya aynı 80 dönemine benziyor. o zamanda evlerde bi akşam solcu saklardık, bi akşam sağcı...

    - ee şimdi gelip kapını çalsalar yine ne yaparsın?
    - evime gelen herkese kapım açık benim.

    feysi, tivitırı olmayan, sosyal medyanın gazından bi haber, kah vurulan gence ağlayan, kah polise üzülen olaylara saf apolitik bi insan gözüyle bakan anne..

    annem.
    inanıyorum ki şu boktan dünyayı ancak bu kadar saf gözlerle bakan insanlar, bu kadar saf kalmış yürekler kurtarabilir.

  • bu sezon başlamadan önce azıcık mücadele olsun öper başıma koyarım diye düşünüyordum. max'in potansiyeli yıllar geçtikçe arttı ve ilk yarışını kazanmak isteyen pek çok genç pilot var doğru ama izleyiciler olarak hamilton ve mercedes hegemonyasından gözümüzü açamıyorduk geçtiğimiz yıllarda. bu sezon ise hem heyecan anlamında hem de istatistik olarak tarihe geçti. çünkü yanlış öğrenmediysem şampiyonluk mücadelesi veren iki pilotun son yarışa eşit puanla girdiği sadece iki sezon olmuş şimdiye kadar. abu dhabi gp'yle de sezona son noktayı koymuş olduk. bu unutulmaz finalde neler yaşandı şimdi bir bakalım.

    mercedes takımı bu sezon aslında biraz rahata kaçmıştı. nasılsa her sezon galip geliyoruz, araç için kendimizi çok zorlamayalım odağımıza 2022'de gelecek kural değişikliklerine verelim diyorlardı. ancak christian horner ve redbull ekibi bir şampiyonluk bile olsa koparmak için müthiş dayanıklı ve hızlı bir araçla sezona giriş yaptı. bu noktadan sonra mercedes baktı ki takımlar şampiyonası bile riske giriyor, bir takım motor güncellemelerine gitti ve sezon sonunda hamilton'a roketten hallice bir motor sağladı. zaten son üç yarışa bakın mercedes'in eski dominant günlerine geri döndüğünü görebilirsiniz. bu nedenle abu dhabi gp'nin de her ne kadar yakın başlasa da heyecansız geçme ihtimali vardı. çünkü hem motor artık bambaşka seviyedeydi hem de hamilton max'in sezon boyunca uyguladığı yoğun baskıya rağmen tecrübesiyle birlikte soğukkanlılığını korumuştu.

    yine de max'in pole'ü alması yarış heyecanı için bir umut oldu. çünkü kimin hater'ı kimin fan'ı olduğunuzdan bağımsız olarak eğer f1 seviyorsanız 58 tur boyunca dişe diş devam edecek bir mücadele izlemek istersiniz. yarışın başında redbull'un daha iyi olduğu yumuşak lastikle başlaması da ayrıca bir avantajdı. ancak nasıl yapıyorlar bilmiyorum ama mercedes orta ve sert hamurda çok daha iyi performans gösteriyor. burada da hamilton kalkışta müthiş bir çekiş yakalayarak daha max'in yarış çizgisini kapatmasına müsaade etmeden birinci sıraya yükseldi.

    bu noktadan sonra yarışın ilk tartışmalı anını izledik. max, gözü kara bir pilot. bu güzel bir özellik ama bazen elindeki şansı hırsı nedeniyle kötü kullanıyor hala. hamilton'la girdiği ilk mücadelede de geç fren ile virajı kapatmayı denedi. ancak virajı o kadar genişten aldı ki hamilton'a gidecek yer kalmadı. lewis de dışarı taştı ve virajı kesip ileriden çıktı. daha sonra fia'nın yaptığı incelemede buradan kazandığı avantajı geri verdiğini öğrendik ama altındaki araç zaten uçup gittiği ve ham gerçekten kusursuza yakın turlar attığı için aradaki fark bir anda çok açıldı. ben bu noktada biraz max'i hatalı buldum. çünkü evet erken bir şekilde geçiş yapmak istiyor çünkü şu anki haliyle mercedes'e savunma yapmak onu kovalamaktan daha kolay. ancak geçiş yapacağı yeri yanlış seçtiği için ham'i kaçırmış oldu ve dezavantajlı duruma düştü.

    neyse ki redbull'da sergio perez diye bir faktör var. perez bu sezon inişli çıkışlı bir performans sergilese de eğer günündeyse gerçekten şahane bir pilota dönüşüyor. zaten max hariç şu an koca grid'de hamilton'ı tutabilecek iki isim var. biri perez, öbürü de alonso zaten. perez de redbull'un sözleşmesini uzatmasının hakkını vererek diğer pilotların yaptığı pit stop'un ardından pistte kalarak adeta hamilton'ın önüne bariyer çekti. max ile aralarındaki yaklaşık 8 saniyelik farkı 2 saniyeye falan düşürdü. ki bugün kimi'ye oy atmamış olsam kesinlikle günün sürücüsü olarak onu seçerdim. ama işte hamilton bugün çok iyiydi. şöyle söyleyeyim eğer f1 yarışı için yapay zeka yazıp mükemmel tur ve yarış temposu belirleseniz hamilton'la aynı performansı gösterirdi. ki perez çekildikten sonra hamilton max ile arasında olan farkı tekrar açmaya başladı.

    bundan sonra giovinazzi, sanırım yarışın fazla sıkıcı olabileceğini düşünüp aracı bozmaya karar verdi. fia hemen virtual safety car'ı çıkardı ve horner'ın beklediği mucize gerçekleşmiş oldu. yoksa max gerçekten yarışı kaybetmek üzereydi. ki hamilton üzerinde baskı olsa da yarışın sonuna kadar tek pit stop ile gidebilecek gibi görünüyordu. burada sezonun diğer sezonlardan nasıl farklı olduğunu da görmüş olduk. normalde rb'den sonra mercedes'in de hamilton'ı pite çağırmasını bekliyor insan. çünkü geçtiğimiz sezonlarda yarışları güle oynaya kazandıkları için strateji bile pek önemli olmuyordu. burada ise hamilton'ı pist üstü avantajını kaybetmesin diye pite almadılar. bu da mercedes'in max ile yakın mücadele etmek istemediğini gösterdi.

    ancak bu durumda bile max'in tur başına yaklaşık 1 saniye falan kapatması gerekiyordu ki hamilton'ı yakalayabilsin. o zamanda bile hamilton 15-20 tur attığı sert lastiklerle yüksek performans gösteriyordu. zaten aralarındaki fark da gelip gelip 11 saniyelerde takıldı. bu noktada redbull'un bir mucizeye daha ihtiyacı vardı ki o da latifi'nin kazasıyla gerçekleşti.

    bu andan sonra michael masi'nin neden gelmiş geçmiş en kötü yarış direktörlerinden biri olduğunu görmüş olduk. bu yarışı kimin kazandığıyla da alakalı değil. cidden adam yarış yönetmeyi bilmiyor ve ne yaparsa yapsın bir şekilde ortaya tartışmalı bir karar çıkmasını sağlıyor. normalde güvenlik aracı varken ne olur, tur yemiş olan pilotlar yerlerini geri alabilir ama geçiş yapmak yasaktır. bu çok basit bir kural. ama masi, hamilton öndeyken buna izin vermedi önce. herkes de stratejisini buna göre belirledi. güvenlik aracının çekilmesinden bir iki tur önce de sadece ön taraf için buna müsaade etti ve max, hamilton'la yan yana gelmiş oldu.

    ha ben max'in şampiyonluğu kazanmasına sevindim yalan yok aramızda. ama hakem kararları, işin komiserler kuruluna taşınması falan hoşuma giden şeyler değil bir izleyici olarak. yarış direktörlerinin sadece pist üstünde yapılan adil mücadeleyi koruyacak şekilde müdahil olmasını istiyorum. şimdi mercedes garajında eminim kararı nasıl değiştiririzin planları yapılıyordur ve sezon bitmiş olmasına rağmen bu gündem çok uzun bir süre boyunca (hatta muhtemelen yıllarca) konuşulmaya devam edecek. masi'nin bu yaptığı hadi bi kere olsa insanlık hali dünyanın gözü senin üzerindeyken stresten yanlış bir karar verdin, sonuçta milyar dolarlık organizasyonda karar merciisin derdim ama masi bunu hep yapıyor. daha sezon başında gördüğümüz dördüncü virajdaki kural değişikliği bile konuşuluyor. bu nedenle umarım max'in şampiyonluğunda bir değişiklik olmaz ve masi bir an önce şu direktörlük işinden el çektirilir.

    sonuç olarak bence bu sezon olabilecek en iyi şekilde geçti ve sonuçlandı. hamilton'ın muazzam bir çalışma azmi var (7 şampiyonluk kazanan adamın kaskında still we rise yazması falan. kırılmadık rekor bırakmadın daha nereye yükseleceksin be abim?) ancak pilotlar şampiyonluğunda da rekoru kırdıktan sonra önümüzdeki yıl yerini biraz biraz russell'a bırakabilirdi. şu an ise aşırı hırslı bir hamilton gelecek. ayrıca 2022'de değişen araçla birlikte genç pilotlar arasında muazzam bir çekişme olacak. bu nedenle bu sezonun finalinde yaşananlar beni gelecek için inanılmaz heyecanlandırdı. umarım 2022 sezonu da bu şekilde mücadelenin yoğun olduğu bir şekilde geçer.

  • ped, çocuk bezi, diş macunu gibi ürünler temel, kullanılması zorunlu ürünlerdir ya kullanmayalım ne olacak denilmeyecek türden. bu gibi malzemelere halkın ulaşımının kolay olmasının sağlanması sadece bireylerin faydası için değil sağlıklı ve medeni toplum yaratmak için mecburidir. bu bir lüks değildir bu yüzden evet 20 tl çok fazla.
    ped dediğiniz şey normalde beş lira etmeyecek ürün ama son bir senede fiyat ürünün ötesine geçmiş durumda.

  • "metin oktay öldü: cennet artık tek forvet.
    lefter öldü: cennet artık çift forvet
    aykut kocaman öldü: cennet tekrardan tek forvet. lefter artık sol açık."*

  • buna kişisel olmayan bir örnek de verebileceğimi fark ettim:

    bizim bi arkadaş, böyle internetten tanıştığı bir kızla konuşurken kız buna: 'ya evin boyanması lazım' diye atmış oltayı. bu da zokaaaa diye giymiş metin özülkü işçi tulumunu, atlamış gitmiş kızın evine. bütün gece mala vurmuş, ama bildiğiniz mala. duvarlara vurmuş, fayanslara vurmş. pasta cila, slikon, kaloriferin havasının alımı derken evin her işini buna yaptırmışlar. gerçek hikaye bu.

    bunun dışında kadınlar da angarya'dan muaf değil. en bilinen örneği de, benim de sıklıkla başvurduğum,

    ''ya çok acıktım, bu saatte açık yer nerede bulacam, biri olsa da yemek yapsa'' çirkinliğidir.

    hamarat olduğunu ispat etmeye çalışan kadının börek yapıp gelmesi ile nihayetlenen bu aktiviteler ise ancak duruma göre angaryaya girer. çünkü erkek tarafı karşılığını vermeye çalışır. elinden geleni yapar. tabakta bırakmaz. öyle yetiştirilmişiz, ne yapalım. bunu da bulamayan varlar ile, arkandan ağlarlar ile.

  • bana hediye alınmasından pek hoşlanmadığım gibi başkasına hediye almayı da pek sevmem. ama sevgili eşimin ve oğlumun hediyeleri hayatımın bir parçası olduğundan bundan kaçış yok maalesef.

    hayatımın en ilginç hediyesini oğlumdan aldım. yıl 2015 ama bana 2009 yılı beşiktaş ajandası almış. hediye

    sayfalarına bir şeyler yazmış. yazılar

    hadi gelin beraber okuyalım. önce birinci kısım. bölüm 1
    tercümesi : beşiktaş takımına ezik derler. ben inanmam. en iyi takım o. fenerbahçe galatasaray bana göre ezik. bizim takım beşiktaş.

    sırada ikinci kısım var. bölüm 2
    tercümesi : bjk güçlü. gs fb ezik. hava atmayın lan. yoksa statta gollerim sizi.

    devam ediyoruz. bölüm 3
    tercümesi : 1903'te kuruldu beşiktaş. atatürk'te o takımdan. severdi çocukları sevdiği gibi beşiktaş takımını.

    ve final. bölüm 4
    tercümesi : kara kartal uç, gagala, çiz fb'nin gs'nin kürkünü. golleri bas kaleye ve kazan. ez onları.

    belli ki arkadaş çevresi ona beşiktaş'ın ezik olduğunu ifade etmiş o aralar. o da "ben inanmam" diyor. bizim takım güçlü diyor. hava atanları "gollemekle" tehdit ediyor aynı zamanda. görüyoruz ki tam bir atatürk sevdalısı. atatürk'ün istediği gibi saldırmış beşiktaş. ve finalde "gagala, çiz" diyor kara kartala. golleri kaleye basalım istiyor. sevgili oğlum te 600 km öteden bana hayat ışığı olmaya devam ediyor.

    çocuk olmak çok güzel dimi ekşi ?

    debe edit: hiç yapmadığım bir şey. en azından bir çıkar uğruna yapmadığımı belirteyim bu editi. çok sayıda güzel mesajlar aldım. herkese teşekkür ediyorum ilgi için. ama aynı zamanda olumsuz eleştiriler de aldım. sadece beşiktaş üzerinden sürekli edebiyat yaptığımı düşünen arkadaşlar var. onlara tavsiyem beni engellemeleri. bu işin çözümü budur. ama bilinmesini isterim ki benim hayatım gerçekten beşiktaş. haybeye yazdığımı düşünen arkadaşlar için : peder 1 ~ peder 2

    özellikle ikinci resimde gördüğünüz saha, şeref stadı ve orada baba diye bahsi geçen adam ise hakkı yetendir. diyeceğim şu ki benim pederin beşiktaş aşkının bir yansımasıdır burada yazdıklarım. beni böyle yetiştirmiş. yazdıklarım debe ya da fav için değildir. yukarıda yazdım. çok basit. engellersin olur biter. oğlum üzerinden keşke daha çok şey yazabilsem. ama o başka yerde ben başka yerde.

    son olarak, perşembe günü lokomotif moskova'yı gagalayıp, golleyip, kürkünü çizerek galip gelmek ümidiyle.

    video edit : beşiktaş canavarı
    güzel çalışması ve emekleri için latimera teşekkürler.

    limited edition : debe listesine 11.sıradan girmişiz. ilginiz için teşekkürler.

  • yapısalcılığa yaslanan bir metin çözümleme yöntemi.
    bu yaklaşıma mesafeli olan bir hocamız anlatmıştı:
    new york'ta ünlü bir yönetmenin filmi izleniyor.
    sonra filmin görüntülerinin göstergebilimsel çözümlemesi yapılıyor.
    yok efendim filmin son sahnesinde kuşların havalanışı özgürlüğü simgeler falan filen diye.
    sonra yönetmeni çağırıyorlar konuşmacı olarak.
    ona söylüyorlar bu tespitleri.
    adam da diyor ki "sormayın sabahın köründe o kuşları parktan kovalamak için o kadar çok çabaladık ki... ama bir türlü başaramadık. girdiler görüntüye ister istemez."
    bu yaklaşımla çalışanlara saygım sonsuz.
    metinlere yönelik bir farkındalık yarattığı muhakkak.
    ancak enformasyon çağında kullanıcı türevli içerik bu derece yoğunken hem izleyiciyi hem de üretim aşamasını görmezden gelen metin okumaları saçma geliyor.

  • başlık : başbakan millilere 28 milyon verene kadar

    entry : milli olmayanlara adam başı 30 lira vereydi karaköy ekonomisine de hareketlilik gelir, millet de milli olurdu. türkiye kazanırdı.

    güldükçe düşündüm, düşündükçe yarıldım lan. adam haklı ve özet geçerek güldürmüş amk.