hesabın var mı? giriş yap

  • bir ülkenin göz göre göre içine sürüklendiği rezilliğin bayram olarak kutlandığı gün. şahsım olarak ben, tiyatrolar günü olarak kutluyorum.

  • üçlü uçak koltuklarındaki orta kolçak/kol dayama yeri tartışma yaratabiliyor. burada hakkın kimde olduğu konusu kültürel normlara ve bireysel bakış açılarına bağlı olarak değişebilir.

    genel olarak, orta koltuktaki gariban yolcunun, pencere veya koridor koltuklarındaki yolculara kıyasla daha az alana ve konfora sahip olduğundan, her iki kolçağı da hak ettiği düşünülür. (vicdanen bana da doğrusu bu geliyor.) ancak, uçaklarda kol dayama haklarına ilişkin bir kural yoktur. pratikte, yolcuların kolçakları paylaşmaları ve birbirlerine karşı düşünceli olmaları beklenir.

    kolçak paylaşımına yönelik bazı yaygın yaklaşımlar şöyle:

    1. ortak kullanım: yolcular, her bir kişi kolçağın yarısını kullanarak alanı eşit olarak bölebilir.

    2. tek kol kuralı: bir yolcu kol dayanağının kabin koridoruna daha yakın olan ön yarısını kullanırken, diğer yolcu koltuk arkasına daha yakın olan arka yarısını kullanır.

    3. zaman paylaşımı: yolcular, uçuşun farklı dönemlerinde dönüşümlü olarak kol dayanağını kullanabilirler.

    sonuç olarak en iyi yaklaşım, koltuk arkadaşlarınızla kibarca iletişim kurmak ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm bulmaktır. yanınızdaki tanıdığınız biriyse zaten bu konuyu daha rahat halledebilirsiniz. bu tür durumlarda başkalarının kişisel alanlarına karşı düşünceli ve saygılı olmak çok önemlidir.

  • "yaşanmaz"

    hani çeşmeler olur şehirlerin eski sokaklarında. akar böyle gürül de koca bir avuç içmek için hızlanır keyiflenirsiniz. ta ki üstüne mavi bir boyayla yazılmış "içilmez" yazısını görene kadar.

    öyle birşey işte türkiye, avucunuza dolan acı su olur.

  • bu ülkeye demokrasiden ufak kırıntıların düştüğü bir gün, insanların diktatörlüğü devirdiği gün, yalakalığın berbat ve yüz kızartıcı bir şey olduğunu anladığı gün bir çok insanın önemsemeyeceği, yüzünü döneceği bir insan olması kaçınılmazdır. neyse ki o da biliyor bu ülkenin o ölene kadar değişmeyeceğini. akıllı adam.

    yazık etti yılmaz erdoğan kendisine, çok yazık. özellikle hem türk halkı için, hem kürt halkı için bambaşka anlamlar ifade edebilecek, kucaklaşmya katkı sağlayabilecek birisi olabilirdi mesela. örneğin sinema filmlerine kemal sunal'a bu ülkenin her kesiminin gösterdiği sevgiyi gösterebilecek bir kitle her zaman gidebilirdi. seçmedi bunu, kendi bilir, kimse bir şey diyemez tabii.

    yalakalığı, hırsızın yanında olmayı, akil insanlar denilen bi garip heyetin içerisinde bulunmayı, başbakan iftarlarında yer almayı, hırsızlarla top oynamayı, roboski olduktan sonra evinde yılbaşı partisi vermeyi, banka reklamında oynayıp sermaye karşıtı şiirler yazmayı seçti.
    ben hakkariliyim diyerek sümen altı edilmiş olarak kendisini gösterip, eli para görünce hakkari için hiçbir şey yapmadı.
    bkm'nin tiyatro emekçilerini gecenin bi yarısı kapı önüne koydu.
    "güle güle berkinim" deyip, katilleriyle, canım berkin'in anasını yuhalatanlarla maç yaptı.

    kendi bilir.
    helal olsun deyip sırtını okşayan memlekette çok oldukça, bu adam çok ekmek yer.

  • öncelikle, içtiğim suya bile xanax atacak vaziyette geçirdiğim ve işe gitmeyip sıkıntıdan çatladığım bi' günü bu kadar eğlenceli hâle getirdiğiniz için hepinize teşekkür ederim.

    ***

    balrog hakkında inanılmaz kısıtlı bi' bilgiye sahibiz. balrog'un en büyük silahı gizemi. kanatları var mı bilmiyoruz. kitaptaki tasvirlerinde iki küçük kanattan bahsedilir. ama bu onları sarıp sarmalayan gölge midir bilinmez. kendileri hakkında kesin olarak bilinen tek şey büyü kullanarak silah yapabiliyor olmaları. onun dışında ne görüntüleri ne de diğer güçleri hakkında tam bi' bilgiye vakıf değiliz.

    melkor'un süslü tacının kafasından çıkarılıp boynuna tasma diye takılmasıyla son bulan war of wrath'da birçok balrog öldürülmüştü. bu yüzden sayılarının çok az olduğunu tahmin ediyoruz. biz kim miyiz? orta dünya lobisi. ayrıca bu balrog'lar beleriand savaşları'nda elfler tarafından neredeyse tamamen yok edilmişler, noldor'un destansı zaferi şarkılarda anlatılır.

    balrog'ların lordu gothmog şüphesiz ki en güçlü balrog'tur ve aynı zamanda adını bildiğimiz tek balrog'dur. ve onu da bi' elf olan gondolinli ecthelion öldürmüştür. yani neymiş balrog'lar elfler tarafından öldürülmüş. bunu aklımızda tutalım.

    ayrıca balrog'u khazad-dum köprüsünde gandalf the grey'in de yendiğini biliyoruz.

    smaug'sa üçüncü çağın en büyük ejderhasıdır. kızıl alevlidir, demir pullarla kaplı bi' zırhı ve çok büyük kanatları vardır. kendisi inanılmaz zeki ve alaycı bi' ejderhadır ve altın düşkünlüğüyle bilinir. kendisi tembeldir. ellenmese sonsuza kadar dağaltı krallığı'nda hazinesiyle birlikte yaşar giderdi.

    smaug beş ordunun; elf'ler, cüce'ler, insanlar, goblin'ler ve ork'lar; birbirine düşmesine sebep olan erebor hazinesinin üzerinde iki yüz yıl boyunca fosur fosur uyumuştur. kimse de gelip hadi kalk yerine yat diyememiştir.

    eğer yüzük olmasa, bilbo karnındaki o zayıf noktayı fark etmese, ardıç kuşu o zayıflığı okçu bard'a söylemese, bard kara ok'la smaug'u o zayıf noktadan vuramasa rüyanızda yenerdiniz smaug'u. kusura bakmayın, smaug'u yedirmeyiz.

    yani özetle balrog dediğimiz yaratıkların iki elf ve bi' büyücü tarafından teke tek dövüşte yenildiğiniz biliyoruz. ejderhayla teke tek dövüşmek ne demek? cüce ordusu, insan ordusu, elf ordusu birleşip yine de smaug'a saldırmaya cesaret edememiştir.

    ***

    ben oyumu "i am fire, i am death" diyen smaug'tan yana kullanıyorum.

    edit: https://www.youtube.com/watch?v=1qotylkauqa

  • bu kardeşimizin cyborgvari davranışları beni ilk başta çok güldürdü fakat gerçekten distopik bir havası var videoların. sanki hiç eğlenmiyormuş ya da içinden gelmiyormuş da sırf kodlarında o yazdığı için pikniğe gidiyor, dolanıyor gibi gözüküyor.

    -haydi ts212 biraz şurada ağacın altında oturalım..
    (oturma eylemi...)
    -evet, oturduk. şimdi şurada biraz güneşe bakalım.
    -baktık. şimdi biraz şu tarafa yürüyelim.
    -yürüdük...

    bi de bu formatta suç işlense çok komik olur gibi geldi bana.

    -evet arkadaşlar şimdi cinayet işleyecem.
    -hasmımızı bulduk, şimdi biraz bıçaklıyım.
    -evet, bıçakladık. şimdi torbaya koyup gizli bi yere atalım.
    -attık, şimdi eve gidelim.
    -gidemedik, polis yakaladı. şimdi biraz hapse girelim.
    -girdik, biraz volta atalım...
    -attık.

  • az önce bitirdiğim metaforik film. spoiler içerir

    internet fenomenlerinin peşinde koşan, uydurma şiirler, uydurma özlü sözler ile yeni bir kültür haline gelen sosyal medya düzenini eleştiren film. twitter'da konunun uzmanına “araştırmanı öneririm “ yazan kişi oldu edebiyat profesörüne ayzek, metin, çetin üçlemesi psikolojik durumunu yansıtan 3 isimli şizofreni kimlik.

    ayrıca filmdeki bütün karakterlerin bir özelliğini aldı sanırım ayzek.

    mesela
    topallayan zuhal oldu bıçaklanarak

    bıçaklandığı müptezel oldu eczane kapılarında ilaç dilenerek

    intahara kalkışan bahtiyar oldu arabanın üstüne düşerek

    hacer'i vuran davut'u vurarak davut oldu

    bi ara eczacı hanım da olmuştur ben yakalayamadım

    ama en sonunda kendi oldu.

    sıcağı sıcağına çıkarımlarım bu kadar. devamı gelirse eklerim.