hesabın var mı? giriş yap

  • bu adamın takım arkadaşı pique, shakira ile beraber. bu ise dünyanın en göz önündeki kulübünde oynamasına rağmen kısmetse olur yarışmacısına yürüyor. tamam yakışıklı olmayabilirsin ama bu nasıl bir vizyonsuzluk aq? git victoria's secret kızlarına yürü reddedilsen de ortamlarda bir şeyler sallar, bayrampaşa çocuğu olduğunu cümle aleme 467326. kez duyurup hayatına devam edersin.

  • açmayın! cidden açmayın sinirleriniz hoplamasın.

    zira şöyle bi cümle duydum uğur ışılak için "yaşadığımız yüzyılın en önemli halk ozanlarından biridir."

    işin yalakalığını, yağcılığını, samimiyetsizliğini geçtim. bu ayıptır ayıp! kim lan bu adam halk ozanı oluyor?

    pir sultan'ın, aşık veysel'in, yunus emre'nin, nesimi'nin, mahsuni'nin ve daha nicesinin hakkına gasptır bu.

    sarayda soytarılık yaparak halk ozanı olunmuyor!

  • hakem dayak yedikten sonra sahadan ayrılmaya çalışırken , sevinç içinde hakem aleyhinde bağırmaya devam eden, yabancı madde atan, başkanın hastane çıkışında büyük başkan llölololo diye tezahürat yapan insanlara serseri demeleri gerçekten üzücü olmuş.

    halil umut meler, tff ve mhk hep birlikte çıkıp a.gücü camiasından özür dilemeli bence.

  • aşk diye adlandırılan duyguyla 29 yaşında karşılaştım. öncekilerin aşk olmadığını biliyordum ama ne kendime ne de etrafımdakilere itiraf edemiyordum. aşık oldum kişiye de pat diye söylemiştim zaten garibim şoka girmişti :) aradan geçen onca zamandan sonra birbirimize karşı değişmeyen şeyler çok fazla; hala saatlerce bıkmadan konuşmak, görünce heyecandan kalp krizi geçirecek kıvamda olmak, dile getirilemeyen karşılıklı kıskançlık, aramızdan birinin diğerinden önce ölme endişesi ve her yeni doğan günde onu üzmemek adına umut dolu yaşamak.
    kendi yaşadığım aşktan yola çıkarak gönül rahatlığıyla aşkın bitmediğini söyleyebilirim.

    ve sezen aksu'nun da söylediği gibi aşka şükrederim...

  • türk akademi camiasında yaygın bir gelenektir. kimi zaman "vaaay ne yazmışlar yahu" denilen bir makalenin dört, beş, hatta altı, yedi yazarlı olduğunu görünce, "aymnızıskim" diye bir tepkide bulunabilirsiniz. beş kişi 15 sayfa için ne yapar yahu? her bölüm için demiyorum ama beş, rakamla 5?

    yeni yök yasa tasarısında, "kurul tarafından belirlenecek alanlar dışında, kurbanda danaya girer gibi beş, altı yazarın yazdığı makaleler, dikkate alınmayacaktır." şeklinde bi ifade nasıl yok anlam veremedim. hımmm acaba tasarıyı hazarlayanların kendilerinden kaynaklı olabilir mi?

    - makale yazıp, comparative politics'e gönderiyoruz abi, sen de yardım eder misin?
    + kaç kişiyiz?
    - sen de katılırsan 4 olucaz.
    + ergun hoca?
    - siz hele bi yazın da beni de eklersiniz dedi.
    + toplam da beş kişiyiz yani?
    - yok abi, bu çalışma özcan hocanın danışmanlığını yaptığı doktora tezinden olduğu için... tezi yazan öğrenci de var..
    + 6 kişiyiz yani?
    - dur bakalım bizim çaycı selami "abi ben bi düşüneyim bu sene kesemeyebilirim" dedi.. o da olursa 7..

    herhalde böyle oluyor literatür taraması??

  • oğuz atay bunun hakkında mükemmel bir tespit yapmıştır tutunamayanlarda:

    '' ilk çekingenlikler ne kadar tatlıdır. oysa insan, bu beceriksizlikleri bir an önce yenmeye çalışır. bütün gücüyle büyüyü bozmak, buzları kırmak için uğraşır.
    ...''

  • tweet serisi
    bu da ahmet onay'in açıklaması link

    ne diyo lan bu? bu silahlarla türkiye tarihinin en büyük terör saldırısı yapılabilir. reina saldırısını hatırlarsanız 39 ölü 70 yaralı olmuştu. buna benzer saldırılarla ortalık kan gölüne döner. akp gençlik kolları başkanı, eğer bu iddialar doğruysa sen ve içinde olduğun organizasyon kaçacak delik aramaya başlayın çünkü kurduğunuz bu çürük düzen bile sizi kurtaramaz. sedat peker, sen de gündemde kalmak için parça parça anlatıyorsun. varsa elinde bir video veya ses kaydı paylaşki olaylar kısa zamanda çözülsün. ulan 21. yuzyilda bu kadar yozlaşma, kanunsuzluk ve yolsuzluk nasıl mümkün olabilir? lütfen kabus olsun..

    sanırım bahsettiği ahmet onay bu oluyor.

    https://youtu.be/t51dbfdw-7m

    1- kıymetli dostlarım, seri tweetler halinde esenyurt belediyesiyle ilgili iki ayrı paylaşım yaptım. buradaki amacım esenyurt belediyesinin bizim süslü süleymanın ve onu gelecekte cumhurbaşkanı yapma düşüncesinde olan güç odaklarının bu ülkeyi merkez üs olarak...

    2-...kullandıklarını anlatabilmek içindi. önemli olduğuna inandığım bir iki tane daha yolsuzluk konusuna değinip dünkü paylaşımda belirttiğim ciddi konulara geçeceğiz (doncu süleyman geliyor gelmekte olan).

    3-esenyurt’ta bahaş holding diye bir firma var. esenyurt belediyesi ile anlaşıp esenyurta 40 milyon tl değerinde hastane yaptılar. karşılığında ise bugünkü piyasa değeri 1 milyar tl olan devasa boyutlardaki sembol residence’ların yapıldığı arsayı hibe olarak aldılar.

    4-yani kıymetli kardeşlerim, bizlerin en az 500 milyon tl’lik değerini çaldılar (daha fazla ama ben masraflarını çok yüksek tuttum). bu bahaş holding, amblemi şaha kalkmış at olan diğer özyurtlar holdingle beraber meydan ardıçlı projesini de beraber yaptılar.

    5-bu da binin çok üzerinde daireden oluşan devasa bir proje. sizin de tahmin edeceğiniz üzere imar oyunları ile sizlerin milyarlarca tl hakkınızı çaldılar. süslü sülüman ve onu cumhurbaşkanı yapmak isteyen klik, yeni kurulan bu ilçeyi finans sağlama yeri olarak kullanırken

    6-...biraz sonra anlatacağım karanlık işlerini de buradan koordine ettiler. bahaş holding yüklenici firma olarak paşa karadenizi görevlendirmiş olsa da tüm büyük projelerin sahipleri bahaş holding ve de iki ayrı özyurtlar inşaat grubudur.

    7-süslü süleymanın ekibinden olan eski belediye başkanı ali murat alatepe, beni bütün türkiye tanır namuslu olduğumu bilir diyerek tweet paylaştığında ne acıdır ki sadece 4 kişi reetweet yapıp sekiz kişi beğeniyor. vatandaşımız da onların kim olduğunu çok iyi biliyor.

    8-halkın çoğunluğunu oluşturan mağdur vatandaşlarımız, asgari ücret acaba 3.500 tl olur mu diye beklerken bu harami yapısı yeni kurulan bu ilçeden milyarlarca doları ceplerine koyuyorlar. kullandığı don parasını bile partisine ödettirecek kadar cimri olan doncu süleymanın

    9-… bir önceki oturduğu ev ardıçlı villalarındaydı. yani özyurtların villalarıydı (yani süslü sülünün gizli kasası olan firma).süslü sülü şu anda ise kuzu gruba ait spradon villalarında oturuyor. o projede normal villaların fiyatı 7 ya da 8 milyon tl.

    10-kuzu grubu hatırlarsınız, daha önceki paylaşımlarımda sadık soylu üzerinden süslü sülümanın gizli kasası olduğunu anlatmıştım.kıymetli dostlarım, ülkemiz tehlike altında olduğunda milli mücadele verebilmek için sivil halkı örgütlemek gerektiğinde, halka silah dağıtarak …

    11-…sivil direniş oluşturma görevi özel harp dairesi’ne aittir (daha önceki adı seferberlik tetkik kuruludur). öncelikle bu tip yapıların var olması gerektiğine inanan, teşkilat-ı mahsusa ruhunu savunan bir kişiyim. şu ana kadar anlattıklarımın içinde en önemli bölüme geldik.

    12- 15 temmuzun hemen akabinde ülke genelinde demokrasi nöbetleri tutulurken ağustosun ilk haftasında ekrem gökçekerden alınan, özyurtların bünyesinde olan renault beyaz fluence marka arabayla, esenyurt cumhuriyet meydanının arkasında karanlık bir sokakta…

    13-…(dap hotelin arka tarafında) arabaya koyulan bir kasa kalaşnikof silah istanbul balat’a gitti. ak parti istanbul gençlik kolları başkanı olan taha ayhan’ın yardımcısı olan osman tomakin’e teslim edildi (osman tomakin siyah passat araçla silahları teslim almaya geldi).

    14-bu araç ak parti gençlik kolları il başkanına tahsisli bir araçtı, herhangi bir polis uygulamasına girmesin diye. osman tomakin şu anda ak parti istanbul gençlik kolları başkanıdır. silahların olduğu kasa esenyurt’tan gece 23:30 gibi yola çıktı.

    15- silahları getiren araçta esenyurt ak parti gençlik kolları başkanı abdülsebur soğanlı,ve de 15 temmuz gazisi içişleri bakanlığı personeli ahmet onay vardı.bu kişiye gazi olması dolayısıyla ben araba alıp hediye etmiştim.kendisi sayın cumhurbaşkanımızın da sevdiği bir isimdir.

    16-silahlar balat’ta demir kilise olarak bilinen sveti stefan kilisesi’nin hizasındaki boş bir ara sokakta, gece 01:00 civarında siyah passat’a yüklendi. o zamanki gençlik kolları başkanı taha ayhan şuanda islam işbirliği teşkilatları gençlik kolları başkanlığını yapmaktadır.

    17-süslü süleyman,bu giden silahlar özel harp envanterine kayıtlı değiller.devletin herhangi resmi bir birimine de kayıtlı değiller.sen o tarihlerde sosyal çalışma ve güvenlik bakanlığındaydın.15 temmuz’da kahramanlık rolleri oynarken trt binası baskınına gittiğinde…

    18-…hepsinin elinde kalaşnikof marka silahlar olan birçok sivil şahıs vardı. bu silahlar da devlet envanterine kayıtlı değil. biraz önce anlattığım, dağılımı senin tarafından koordine edilen hiçbir silah da devlet envanterine kayıtlı değil.

    19-senin cumhurbaşkanı olmanı planlayan arkandaki şaibeli organizasyonla 15 temmuz sonrasında da bu silahları dağıtmaya neden devam ettiniz? öyle ya, bu silahları gerektiğinde dağıtma görevi özel harp dairesi’ne ait.

    20-sana bir fırsat veriyorum, benim yalan söylediğimi kanıtlarsan bugüne kadar anlattığım her şeyin boşa çıkmasını kabul ediyorum. isimlerini verdiğim bu kişilerin hts kayıtlarını ve o güne ait mobese kayıtlarını kamuoyuna açıklayın

    21-size söz veriyorum, eğer doğru çıkmazsa bugüne kadar yaptığım tüm iddialarımın hepsinden de vazgeçeceğim. (daha önceki iddialarımın doğruluğu delillerle ispat edildiği halde). ahmet onay sen şerefli bir adamsın, bildiğin doğruları çık anlat.

    22-süslü süleyman, fetöcüler bu ülkenin en büyük düşmanı.fakat senin de onlardan aşağıya kalır bir yanın yok.insanların milli ve dini duygularını tahrik edip iç savaş çıkarma amacının en büyük parçası,15 temmuz sonrasında da el altından bir çok yapıya dağıttırdığın bu silahlardır

  • osmanlı tarihinde enteresan bir idam şekli daha vardı. tam olarak idam değil de ölüm yarışı gibi bir şey. üst düzey bir devlet görevlisi idama mahkum edildiyse olay bambaşka yerlere gidebiliyordu.

    idamına karar verilen kişi kıymetli biriyse son bir şans olarak yarışa tabi olurdu. kurban ile cellat (bkz: bostancıbaşı) yarış yapardı. topkapı'dan başlayan yarış kumkapı'da sona ererdi. eğer kurban yarışı kazanırsa koşulsuz istanbul'u terk etmesine izin verilirdi. cellat kazanırsa, kurban koşa koşa geldiği yerde cellatın kendini beklediğini görür, bundan sonrası celladın insafına kalırdı.

    cellat elinde bir bardak şerbet beklerdi kurbanı. beyaz bir şerbet ikram ederse kurbanın canını bağışladı demekti. kurban içer ve terk ederdi istanbul'u. yok eğer kırmızı şerbetse idam kararı kesinleşti demekti. öldürür ve denize atardı.

    "osmanlı'da idam teknikleri kan gibi kırmızı şerbetle yazılmıştı"

    burada biraz bahsediliyor:

    https://www.smithsonianmag.com/…ath-race-164064882/

    "osmanlı kayıtları, ölümcül geleneğin 19. yüzyılın ilk yıllarına kadar sürdüğünü gösteriyor. ölüm kalım koşusunu kazanarak boynunu kurtaran son adam, kasım 1822'de sadrazam hacı salih paşa'ydı. ceza aldı, ancak yarışını kazandığı için o kadar saygı gördü ki, şam eyaletinin genel valisi olarak yükselişe devam etti"