hesabın var mı? giriş yap

  • bu rezilliği savunmak yerine sussalar, ileride çocukları kendilerinden utanmaz belki. konuşarak rezilliklerini kayıt altına alıyorlar.
    onur ve haysiyet bambaşka kavramlarmış her insanda olmayan...

    edit: imla

  • evinizde feng shui etkisi yaratacak tabloların yaratıldığı, sanatı bir objeye bağlı kalmaktan kurtarmaya çalışan ve geometrik soyutlama temeline dayanan sanat anlayışıdır.

    polonya asıllı rus ressam kazimir maleviç, adını kendi koyduğu suprematizm akımının kurucusudur. adı, maleviç'in suprematist sanatın gelmiş geçmiş tüm sanatlardan daha üstün olacağına ve “resim sanatında saf duygu veya algının üstünlüğüne” yol açacağına olan inancından gelmektedir. yani tüm mesele hissetmek ve önceki sanat akımlarından uzaklaşmaktır.

    maleviç'in, sanatın dünyayı yeniden şekillendirmeye hizmet edebileceği ve dünyaya farklı şekillerde bakmamızı sağlayabileceği gibi çılgın fikirleri vardı. bu yüzden çalışmalarından gerçek dünyanın ikonografisini tamamen kaldırdı ve izleyiciyi eserleriyle baş başa bıraktı. izleyiciyi "neyi-nasıl-ne şekilde" göreceği konusunda özgür kılmak, suprematist düşüncenin de temelini oluşturdu. bu yaklaşım sayesinde bunun gibi başyapıtlar doğdu:
    kazimir malevich, black cross, 1923

    maleviç, suprematizmin ilerleyişini üç evreye ayırmıştır: hareketin başlangıcını, yani resmin 'sıfır derecesini' işaret eden siyah evre; boşlukta hareket hissi yaratmak için renk ve şekil kullanımına odaklanan renkli evre ve tam bir nesnesizlik, yani "hiçlik" felsefesini işaret eden beyaz evre.

    başta kazimir maleviç olmak üzere, hareketin önemli sanatçıları arasında yer alan el lissitzky, lazar khidekel, alexander rodchenko, ilya chashnik ve olga rozanova gibi suprematistler, bir resmin sanat eseri olmasının önüne geçmeden 'sıfır derecesine' ulaşmak istedikleri için eserlerinde kareler, daireler, haçlar ve düz yüzeyler gibi çok basit motifler kullanmışlardır.
    lazar khidekel, suprematist composition with blue square, 1921
    temelinde saflık, sadelik, düzen ve maneviyat bulunan suprematizm temalı resimler için:
    moma
    the stedelijk museum

  • tabiki korkusuz korkak. hala çözemedim hangi kafanın ürünü olduğunu. senaryodan oyuncu kadrosuna, mekanlarından felsefesine kadar, her şeyiyle bir sır küpü. izledikçe gülüyorum.

    ustalara saygı kuşağı babında bir sahneyi yazayım.

    mülayim, işe gitmek için evden çıkmıştır ve sokakta yürümektedir. karşıdan ise bir adam gelir.

    - merhaba mülayim abi.
    + merhaba canım. bu herifi de hiç sevmem.

  • chinese restorantlarda sushi satilmamasi gerektigini bilmeyen ana-kiz icerir.

    bi ogrenemediniz, sushi cin degil japon mutfagi. -10000 ile ugurlayalim kendilerini

  • nurseli idiz'le aynı odada kaldık amatemde.

    çok kibar, çok hoşsohbet bir insan. şöyle bir diyalog geçmişti aramızda hiç unutmam;

    n.i: ben bir oturuşta bir büyük içiyorum.
    ben: bende de o kadar para olsa ben 2 büyük içerim aq.

    hey gidi günler.

  • ağır akışı yüzünden bir türlü seyredemediğim dizilerdendir muhteşem yüzyıl. ama öyle ya da böyle bilgileniyorsunuz medyadan, internetten. acaba ilerki bölümlerde şehzade mustafa'nın öldürülmesinden sonra halkın doğan erkek çocuklarına şehzadeye olan sevgilerini belirtmek için "mustafa" ismini vermelerini gösterecek mi ? öyle ki o dönem istanbul'a gelen yabancı bir gezgin istanbul'daki her 4 erkeğin 3'ünün isminin mustafa olduğunu yazmıştır. hatta bu gelenek o kadar uzun yıllar sürmüş ki, 1881 yılında selanik'te doğan bir erkek çocuğa da bu isim verilir.

    ve gün gelir bu çocuk kanuni'nin saltanatından mustafa'nın intikamını alır.