hesabın var mı? giriş yap

  • şampiyonlar ligi kapısının kapanmamak üzerere türklere açıldığı maçtır.. sadece galatasaray için değil, türk futbolu için dönüm noktasıydı..

    bu maçtan sonra 1994 senesinde türkiye'den 1 takım direkt olarak ön elemesiz şampiyonlar ligine katılacaktı.. lakin 1994-95 senesinde tekrar ön eleme oynadık, 1997-98 senesinde yapılan değişiklikle 2 ön eleme turu hayata geçirildi... artık ülkemizden 2 takım ön eleme oynamaya başladı..

    1998-99 senesinde ibnelik yaptılar, 2 takımımız ön eleme oynarken, bu sayıyı 1'e indirdiler..

    1999-00 senesinde tekrar değişiklik yapılarak ön eleme turları 3'e çıkartıldı ve tekrar ülkemizden 2 takım ön eleme oynadı.. şampiyon takım 3. ön eleme oynayarak , 2. olan takım ise 2. ve 3. ön eleme turları ile şampiyonlar ligine katılıyordu..

    2001 senesinde oynan çeyrek finalden sonra uefa kupasına katılım da şekillendi.. 3. ve 4. takımlar uefa'ya direkt olarak, 5. ve 6. takımlar ise ön eleme oynarak katıldılar.. (hepsi elendi o ayrı)

    örnek olarak 2001-02 senesinde gençlerbirliği ve gaziantep uefa'da ülkemizi temsil ettiler...

    uzun lafın kısası:

    kasasına avrupa futbol organizasyonlarından para koyan bir çok kulübümüz için de çok önemli bir maçtır.

    bir kez daha teşekkürler galatasaray...

    edit: link düzeltildi.

  • birisi kalkıp para kazanmasın. hemen gömülmeye başlanır. üzerine ilk toprak atanlar onu, geçmişinde övmüş olanlar olur. istenir ki bu adam olduğu gibi devam etsin, hiç para kazanmasın, yaptığı her şeyi amme için yapsın. yahu bu adam zaten amme hizmeti yapıyor. tarih konusunda türkiye'de sayabileceğiniz kaç tane adam akıllı uzman var. bir elin parmaklarını geçmez. tarih konusuna uzmanlaşmak hatrı sayılır bir serveti harcamak demek. zira eğitim ve endüstri birleşik bir şekilde sadece fenni ilimleri, endüstriyi besleyecek eğitim alanlarını destekler. bu yüzden müzik, resim, tarih, coğrafya gibi dersler çerez, matematik, kimya, fizik gibi dersler çok önemlidir. bu adam onlarca yabancı dil bilen, kendini geliştirmiş ve muhtemelen aileden gelen parayı da çok ciddi bir şekilde bu uğurda yemiş bir adam. üstelik bu akademisyen kişiliğine rağmen halka mal olmuş, sevecen kimliğiyle kendini sevdirmiş bir adam. kazansın yahu. reklamda oynasın kazansın, televizyon programı sunsun kazansın, kazansın. bu adam bir değer. bırakın endüstrinin dışladığı bir alanda uzmanlaşmış olmasına karşın, endüstri onun bir değer olduğunu düşünüp onu değerlendirsin. insanların, başka insanların para kazanmasına neden bu kadar kötü gözle baktığını anlayamıyorum. helal, hoş olsun reklamdan kazandığı paralar, inşallah eğlence sektöründe kendine daha çok yer bulur. en azından değerli bir örnek oluşturuyor zatı. belki biri kalkıp "justin bieber olmak istiyorum" yerine "ilber ortaylı olmak istiyorum" der. bu sevap, bu amme yararı ona yeter de artar.

  • adam köylü zaten. doğma büyüme beypazarlı. para ve mevki bozmuyor adamı. imelihin gözlüğü fiyatına 3 takım elbise düzer. dekatlon marka spor ayakkabı giyen adam harama el uzatmaz.

  • etkileşim almak için sallıyor. yorum atmayın, adam aç kaldı iyice saçmalıyor.
    böyle trolleri biz büyütüyoruz. yorumlara bakıyorum %90'ı dediklerine karşı çıkıyor.
    bu yorumlar sayesinde etkileşim alıyorlar. hiçbirine cevap vermeyin.
    "acaba ne demiş" diye tıklamayın bile.

  • başlık: andorid telefonuma apk dosyası yerine
    yanlışlıkla .akp dosyası indirip kurmuşum lan. arkadaş aradığında dombra çalınca fark ettim mk birde rehberdeki herkesin önüne ak yazısı gelmiş, sakallarından dolayı gandalf diye kaydettiğim biri vardı piç daha balrog kesmeden ak gandalf oldu. sadece rabia adlı lise arkadaşımın ismi değişmemiş ama 4 tuşuna basılı tutuncada bunu arıyor. şimdide telefonda 400gb boş yer istiyor mk. ben buna 400gb hafıza kartı falan takarsam bu piç android sistemi silip yerine başkanlık sistemini kurmaz dimi. çok korkuyorum lan yardım edin.

    @1-adamı mikerler bile hacı ne indirdiğine iyi bakaydın

    @2-panpa flaş lightı da bi kontrol etseydin. yerinde ampul falan olabilir.

    link

  • tanrı uludur = allahü ekber.

    hah arapça öğren illa anlamlı ibadet etmek istiyorsan diyebilirsin ama olmuyor öyle işte.

    mesela god is great derken de anlamını biliyorum ama “tanrı uludur” derken ki gibi olmuyor. çok basit bi sebebi var aq çünkü türk'üm ben, anadilim türkçe. ha “allahü ekber” demişim ha “god is great” demişim ikisi de uzak ve duygusuz gelir bana.

    maliki yevmid din ne mesela. insan ibadet ederken anlamlı ibadet etmek istemez mi, robot musun sen ezbere iş yapacaksın.

    bi gün yine bu topraklarda türkçe ezanlar okunması dileğiyle.

    edit: ayet düzeltildi.

  • bir 17 yaş sendromu.

    2001 senesinden beri bozuldu bozulacak aha şimdi bozuldu daha da bozuldu denilen ekşi sözlük'ün düştüğü hale bak lan.

  • %100'dür.

    zarın kaç geldiği ne taraftan baktığınızla alakalıdır, elbet 6 yönden birinden bakınca 4 gelmiş olur zar.

  • türklerin en büyük yanılgılarından biri florida’nın yaşanılası bir eyalet olduğu düşüncesi. florida cennet falan değil, tam bir çomar yatağı. yerleşip uzun süre yaşamayı düşünüyorsanız kesinlikle bu eyaletten uzak durun.

    bunun dışında, seçeneklerinizi aşağıdakilere göre sıralayın:

    1 - son kasım seçimlerinde demokrat adayların aldığı oy oranları. topluma uyum sağlamak, ayrımcılık görmemek istiyorsanız demokratların kalesi olan yerlere yerleşin. bu konu en büyük kriteriniz olsun. demokratların oy oranlarına göre bir bölgenin kozmopolit olup olmadığını anlayabilirsiniz. silme demokratlara oy veren bir şehirde halkın büyük kısmı birinci veya ikinci nesil göçmen olacağı için kimse size yabancı gözüyle bakmaz.

    2 - iş imkanları. özellikle, iki sahile yayılmış büyük şehirler bu konuda ideal. tabi mesleğiniz belli bölgelerde yoğunlaşmışsa sizin de o bölgelere taşınmanız iş bulma ihtimalinizi arttıracaktır.

    3 - şehrin ortalama gelir ve pahalılık sıralamasındaki yeri. örneğin san francisco ortalama gelir ve iş imkanları açısından en önde gelen şehirlerden, ancak çok iyi bir işe sahip olsanız bile hayat pahalılığı yüzünden ev sahibi olmak, para biriktirmek oldukça zor.

    4 - çocuğunuz varsa, taşındığınız bölgenin devlet okullarının kalitesi. buna dikkat etmezseniz, sırf çocuğunuza iyi bir eğitim sağlayabilmek için varınızı yoğunuzu özel okullara harcamanız gerekebilir. örneğin, silicon valley’de birbirinden bir caddeyle ayrılan cupertino ve sunnyvale şehirleri arasında emlak fiyatları %50 oynayabiliyor. caddenin sunnyvale tarafında 900 bin dolara bahçeli ev bulunabilirken aynı caddenin cupertino yakasında benzer bir eve 1.4 milyon istiyorlar. nedeni de, cupertino abd’nin en iyi school district’lerinden biriyken sunnyvale’in ortalamada kalması.

    5 - herkesi ilgilendiren bir durum değil, ancak eğer ailenizde engelli bir kişi varsa eyalet ve şehirlerin sundukları imkanlar. bu konuda önümde iki örnek var. biri san francisco’da yaşarken, çocuklarına otizm teşhisi konulunca emlak fiyatları çok daha düşük olduğu için eşlerden birinin memleketi olan tennessee’ye taşınmış olan bir çift. planları eşlerden biri çalışırken diğerinin evde oturup çocukla ilgilenmesiydi. ancak taşındıktan sonra fark ettiler ki çocuğun alması gereken terapilerin ve diğer yardımların masrafı kendilerine ödettirilecek. bu da ikinci eşin de çalışmasını zorunlu kılıyor. halbuki, san francisco’da kalmış olsalar, şehir bu hizmetlerin büyük kısmını ücretsiz olarak sağlıyor olacaktı. şimdi bin pişman durumda nasıl geri dönebiliriz derdindeler. ikinci örnek ise eski bir iş arkadaşım. ingiliz olan bu şahsın konuşma yetisi olmayan otistik oğlu ingiltere’deki eğitim sisteminde üniversite okuma şansı bulamayacaktı. bunun farkına vardıklarında, eğitim sistemi zihinsel veya fiziksel farklılıkları olan öğrencilere başka yerde sunulmayan imkanları sunan california’ya taşındılar. bu sene çocuk liseyi bitiriyor, ve san francisco bay area’nın sağladığı imkanlar sayesinde seneye üniversite okumaya başlayacak.

  • üst edit: yüzde 25 olarak açıklandı. sarı sendikanın başkanına gelecek dönem milletvekilliği, biz memurlara da asgari ücretten hallice yeni maaşlarımız hayırlı uğurlu olsun. bu bir şaka olmalı. acı bir şaka olmalı.

    arkadaşın eşi lise matematik öğretmeni. bizim kurumda kapıda bekçilik yapan güvenlik görevlisi arkadaşlar bu matematik öğretmeninden daha fazla maaş alıyor.

    bitti mi? bitmedi.

    bize taşerondan geçme kadrolu işçi arkadaşlar ki aralarında ne konuştuğunu anlamadığımız, okuma yazması bile olmayanlar var, bu matematik öğretmeninden fazla maaş alıyor.

    bu arkadaşların maaşları asgari ücrete gelen zamla şekilleniyor. yani asgari ücret tahminen en az 8500 tl olsa, bu yüzde 60 civarı bir zam yapıyor. memura da %30'dan fazla verilmeyecek gibi bir hava var.

    hani diyoruz ya hep, asgari ücret memur maaşına yetiştirilmeye çalışılıyor falan. onu çoktan geçtik efendim, adamlar bizi çoktan geçti. tur bindiriyor.

    edit: bahsettiğim arkadaşlar asgari ücret almıyor, zamları asgari ücrete göre şekilleniyor. ince ayrıntıya dikkat.

    alınma editi: öğretmen maaşından örnek verdiğim için arkadaş alınmış. öğretmen sadece bir örnek. ben de memurum, laboratuvar personeliyim. kritik pozisyondayim. tüm ülkenin brucella aşısını ben üretiyorum. ben de paspas yaptırdığım taşeron işçiyle neredeyse aynı parayı alıyorum. muhtemelen bu zamlarla beni de geçecekler. arkadaş alınmasın. tüm memurlar, yatanı da bizim gibi gece gündüz çalışanı da aynı potada. masa başı da bizim gibi laboratuvarda hastanede türlü risk altında çalışanı da aynı potada. memur zammı konuşulurken hepimizi ilgilendiriyor. mesele öğretmen, hemşire, laborant, şoför meselesi değil. mesele asgari ücretle memur zammı arasındaki farkın erimesi bir yana artık durumun kabul edilemez bir noktaya gelmesi.

    debe olmama editi: entry'lerim debede yer bulsun diye bir derdim yok, düşüncem neyse onu ifade ediyorum, katılan oluyor, katılmayan oluyor, geçip gidiyor ama yarım günlük sürede 7 ay önce açılmış başlığın en beğenilen entry'si olan ve an itibariyle 542 fav alan bu entry'nin debede son sırada bile kendine yer bulmamasını hiçbir algoritma açıklayamaz. bunun net sansür olduğunu düşünüyorum.

    tahmin editi: başlığı en beğenilen entry'si olmanın getirdiği duygularla bir tahminde bulunmak istedim. artık açıklanmasına saatler kaldı. %25 ile %55 arasında bir zam bekleniyor. benim tahminim en az %40 olacağı yönünde. bu tahminimin sebebi bizzat cumhurbaşkanının kendi açıklaması. eyt açıklaması yaparken mealen dedi ki: artık ülkemiz feraha çıkıyor, zenginliklerimizi kullanmaya başlıyoruz. milletimizi de bundan faydalandırmak istiyoruz.

    böyle bir ortamda memur en az %40 alır diye tahmin ediyorum. inşallah yanılmam. alım gücü zaten yerlerde. yoksulluk sınırı 25 binin üzerinde. ortalama memur maaşı 10 bin civarı. istediğimiz şey yoksulluk sınırına biraz daha yaklaşabilmek. ne kadar acı değil mi? ama buna bile söylenenlerin, zammı bile hak etmediğimizi söyleyenlerin, memur düşmanlarının bu kadar çok olması daha acı.