hesabın var mı? giriş yap

  • birkaç ay kahve içmeyin, alkol almayın falan tamam ama en önemlisi büyük markete alışverişe gitmeyin derim ben. sigara içseydim şu kadar para harcamış olcaktım diye diye saçma sapan şeylere acımadan para veriyor insan.

    -güney dakota mantarı... hmm.. şekli de ne değişikmiş. köftenin yanına koysam... oha kilosu 60 lira yuh!
    (iç ses: 200 gr alsan iki paket sigara parası eder. sigaraya olunca acımadan veriyodun ama?)

    -bu neymiş pekin inciri.. hmm. hiç yemedim. tadı nası acaba... tanesi 7 lira aherey delimiskiyo be!
    (iç ses: bi paket sigara parası hepi topu. sigarayı bıraktığıma göre...)

    uzatmayayım sonuçta karfurun normalde yanından geçmeyeceğin yok avrupa mutfağı, yok uzak doğu bişeysi raflarında ne kadar pahalı değişik abur cubur varsa, sebze meyve reyonunda ne kadar abidik gubidik ekvator meyvesi varsa, sigara paketi açısından ederini hesaplayıp "e sigarayı bıraktım nasolsa" diyerek alıp dolduruyorsun, bilincin yerine geldiğinde de için yanıyor o verdiğin paralara. bu yüzden ilk birkaç ay şekilli büyük markete sakın girmeyin, mümkün mertebe bakkala, mini markete gidin derim ben, domates, kabak, tat salçadan başka bir şey görmeyin rafta.

  • 31 aralık 2005 gecesi, evin oturma odasında 1 kız 2 erkek kalmıştır. erkeklerden atik olanı ile kız televizyonun kumandası için kavga ederken yavaş yavaş işi pişirmeye başlarlar ve içerdeki boş odalardan birine geçerler. yalnız kalan eleman sabah arkadaşı odadan çıkınca:
    - bi kumanda için insan insanı sker mi lan?

  • tek kaldı eddie vedder lan.. oğlum tüylerim diken diken oldu ya. bu adam hakkında anlatacak o kadar çok şeyim var ki. bütün ortaokulum soundgarden, temple of the dog, pearl jam, alice in chains, nirvana ile geçti. singles dizisinde hoperlörleri denemek için son ses açan elemanın yanına gelip kafa sallamasıyla sempatikliğini pekiştirmiş, sahnede adeta modern rockın cisıs ı gibi adamdı. ulan tüylerim diken diken oldu be.

    ilk rock n coke'ta izledim bu abiyi. soundgarden, audioslave, temple of the dog hepsinden çalmıştı bizleri mest etmişti. pankart bile hazırlamıştık lan öyle seviyorduk, 10 kişilik bi arkadaş grubumuz vardı bi oduncu gömleğimiz bir de ayı gibi botlarımız eksikti o yaz sıcağında.

    sonra bir de soundgarden olarak istanbul'a geldiler, küçük çiftlikpark'a. basscının kokain krizi geldi sanırım bi ara, ama öyle muhteşem çaldılar ki, teyp(evet teyp ulan)'ten dinler gibiydik. bu abilerle büyüdük, kendisinden daha çok eddie'i severim ama tabi ki hayallerimdi bir şekilde bir yerde elini sıkabilmek, sarılabilmek, ve 1 kelime dahi olsa konuşabilmek..
    mekanın cennet olsun, güzel adam.

  • beceriksizlikten mi tembellikten mi, anlayamadığım muhalefettir.

    --- spoiler ---

    bir genel başkan olarak al kardeşim eline bir liste. en yaygın market neresi? a101 mi, migros mu? şok mu? bim mi? belirle bir market. git oraya.. her ay enflasyon sepetinin içindeki aynı kalem malzemeleri market sepetine at. kasadan geçir, fişini yayınla. merak etme, tv'ler göstermezse bile sosyal medyada milyonlar izler bunu.

    sonra enflasyon açıklamasının yapılacağı günden bir gün önce aynı kalem malzemeleri yine al. sonra onun da fişini al ve iki fişi karşılaştıran bir video çekip sosyal ortamlara yay..

    e bunu da yapamıyorsan in o koltuktan da, yapabilen gelsin.
    --- spoiler ---

  • en çok mudur bilemem ancak kelimenin gerçek anlamıyla türkiye'de en çok iz bırakan ermenilerden biri de hagop vahram çerçiyan'dır. kendisi bugün devlet kurumlarında, tişörtlerin üstünde, anahtarlıklarda, bazen de dövme olarak karşımıza çıkan mustafa kemal atatürk'ün imzasını tasarlamıştır.

    çerçiyan'ın oğlu dikran çerçiyan bu imzanın hazırlanış hikayesini şöyle anlatmıştı:

    “galiba mart ayıydı. o zaman on dört yaşında olduğum için, bunları çok iyi hatırlıyorum. bir gece, bebek’te oturduğumuz evin kapısı çalındı. mamam gidip açınca bir polis bir sivil iki kişiyi görmüş. heyecanla içeri gelip ‘vahram, okulda bir hadise oldu mu?’ diye sordu. babam da ‘yok bir hadise olmadı’ diye cevap verdi. insanın aklına birçok şey geliyor tabii. gidersin karakola, çıkana kadar neler olur. allah bilir! babam gelenlerle konuşup, iki dakika sonra, elinde bir kağıtla içeri geldi. ‘bana bir emirname var. atatürk’e bir imza numunesi hazırlayacağım’ dedi. imza ertesi sabah 8:30’da alınacak. o gece babam hiç uyumadan ve de çok memnun olarak gece boyunca çalıştı. kağıtları buruşturup attı. yaptıklarını beğenmedi. babamı saat ona kadar seyrettim. ama daha fazla dayanamadım uyumaya çıktım. ertesi gün aşağı indiğim zaman, masanın üstünde beş tane imza numunesi hazır duruyordu. atatürk, o beş numunenin en basit olanını seçmiştir.”

  • başlık: beyler mısır piramitlerine gitmeyin bi bok yok

    1. olur da gidecek olursanız diye diyorum gitmeyin yani değmez.

    4. @1 ne olmasını bekliyodun yarraam. firavun çıkıp "selamünaleyküm" mü diyecekti.

  • ya bir cumhurbaşkanı neden dandik bir tv dizisini korumaya geçer, hadi geçti neden bir komedyenle atışır? bir tek bana mı bu kadar saçma geliyor rte'nin her şeye yorum yapması, herkesle kapışması?

    ben türkiye'nin muhtarıyım dediğinde gülmüştük de, bu kadarını boş boş kahvede oturan muhtarlar bile yapmaz.

  • "yaşlandık vallahi, eskiden bir ileti yazardık 10 kişi beğenirdi.. şimdi bir tek necati beğeniyor.. necati sen de her iletimi niye beğeniyon .mına koyyim, ipne misin nesin :p"