hesabın var mı? giriş yap

  • 9 günlük bayram tatili için annemler, amcamlar ve kayınvalidem kendilerine gelmemi bekliyordu. anneme, kayınvalidemde kalacağımı; kayınvalideme, amcamlara yazlığa; amcama, memlekete annemlere; eşime, kızlarla adrasan'a; kızlara da eşimle palamutbükü'ne gideceğimi söyledim.

    9 gün boyunca evde saklandım, hiç dışarı çıkmadım.

  • yukarıdaki haberi gördüğümden beridir çin propaganda timi nerede kaldı diyordum ki tim lideri 5 günlük gecikmeyle de olsa uyanmış.

    evet, israil'de aşının uygulandığı 5 milyon kişi arasında toplam 62 kişide kalp kası iltihabına rastlanmış. bunlardan ikisi ölmüş, geriye kalan 60 kişi taburcu olmuş. bu sorunla aşı arasında doğrudan bir bağlantı henüz kurulmuş değil.

    bakın kalp kası iltihabı için istatistikler ne diyor:

    the incidence of myocarditis is approximately 1.5 million cases worldwide per year. ıncidence is usually estimated between 10 to 20 cases per 100,000 persons.

    kalp kası iltihabı normal şartlarda her 100 bin kişiden 10 ila 20'sinde görülen bir durum. 7.8 milyarlık dünya nüfusu içerisinde her yıl 1.5 milyon kişide görülüyorsa bu da 100 binde 19.23 kişi yapar. bunu 12 aya böldüğümüzde her ay bu sorunla karşılaşanların oranı 100 binde 1.6 kişi olur.

    biraz daha araştırınca, israil'in aşılamaya aralık ayı sonunda başladığını görüyoruz. yani aşılamaya başlamalarıyla bu haberin piyasaya sürülmesi arasında 4 ay var. hadi diyelim ilk ay aşılama yavaş gitmiş olsun, ve o ilk ayı çıkaralım.

    normal şartlarda 100 binde 19.23 kişi oranından gittiğimizde, her yıl her 5 milyon kişiden 961'inde bu sağlık sorununun baş göstermesi beklenir. bu rakamı dörde böldüğümüzde de o 5 milyon kişi arasından 3 aylık sürede bu teşhisle hastanelik olma oranını buluruz. ne hikmetse, israil'de aşıyı yaptıran 5 milyon kişi içerisinde, hiç aşı yaptırmamış olsalar 240 adedinin sahip olması beklenecek sağlık sorununa sadece 62 kişide rastlanmış.

    diğer veriyi, yani 100 binde 10 ila 20'yi seçip alt sınırını aldığımızda da 5 milyonda yıllık 500 kişide, 3 ayda ise 125 kişide bu soruna rastlanması gerekir diyebiliriz. ancak hangi rakamı kullanırsak kullanalım aşıyı olanlar arasındaki kalp kası iltihabına rastlanma oranı beklenenden çok daha düşük. yani pfizer/biontech aşısı 62 kişide kalp kası iltihabına yol açtı denilebileceği gibi, fizer/biontech aşısı 63 ila 178 arasında kişiyi bu hastalıktan korudu da denilebilir, ki bu istatistiksel açıdan çok daha doğru bir yaklaşım olur. rakamlara, istatistiklere neresinden bakarsak bakalım, aşının kalp kası iltihabına rastlanma ihtimalini arttırdığını değil, aksine yarıya ya da çeyreğe indirdiğini görüyoruz. buyrun burdan yakın.

    şimdi bir de yukarıdaki bütün rakamları gözardı edip, bu aşının 5 milyon kişi arasından gerçekten normalde kalp kası iltihabı sahibi olmayacak 2 kişinin ölümüne yol açtığını farz edelim.

    koruma oranının %95 olduğunu bildiğimiz bu aşının 5 milyon kişiye uygulanması 4 milyon 750 bin kişinin ölümcül hastalığa karşı bağışıklık kazanması anlamına geliyor. yani bu aşı her 2.5 milyon kişiden 2 milyon 375 bininin hayatını kurtarırken 125 bin kişiyi o ölümcül hastalığa karşı korumasız bırakıyor, 1 kişiyi de dolaylı yoldan öldürdüğünü farz ediyoruz.

    bu çinli arkadaşın biontech boktan, size bunu verelim diyeceği sinovac aşısının koruma oranı ise %50.4. yani aşıyı yaptıran her 2.5 milyon kişiden 1 milyon 240 bini hastalığa karşı korunmuyor. bununla kalmayıp, korunduğu zannıyla gardını düşürüyor. gardını düşürmekle de kalmayıp çevredeki aşılanmamış olanlara da bulaştırıyor. brezilya'da ve şili'de covid vakalarının sinovac aşılamalarından sonra artmış olması boşuna değil. devlet araştırmak istese eminim ki türkiye'deki artışın da sinovac aşısına bağlanabileceği ortaya çıkacak.

    sonuçta, 5 gün önce bu haber haber sitelerine düştü ancak olması gerektiği gibi ihtiyatla karşılandı. ilerde, aşının beklenenin üzerinde bir yüzdeyle kalp kası iltihabına yol açtığı ispatlanırsa bunu da özgür, demokratik ülkelerin medyalarında görür, okursunuz. ne de olsa adamlar çin ya da malum ülke medyaları gibi ağır sansür altında çalışmıyorlar, propaganda metinlerini kopyala/yapıştır yapmıyorlar.

  • hastalandığında o beğenmediği muhalif doktorların kapısında yatıp kalkarlar , başı sıkıştığında o muhalif avukatlara koşarlar.

    o televizyonda gördükleri ateist , muhalif kadınlara ve erkeklere ağızlarının suyunu akıtırlar ama konu ülkenin kurtuluşu olunca tabelaları çakarlar.

    o zaman kardeş hastalandığında gittiğin doktora erkek gibi muhalif misin diyeceksin ! bak bakayım o muhalif diye küçümsediğin adam seni dışarı mı atıyor tedavi mi ediyor.

    bir nesili kürtlere düşman etti bu kitle , şimdide muhaliflere düşman edecekler.

    cehaletinizde boğulun !

  • bu hayvanatlar yüzünden flash bellekleri açılı açılı takiyoruz, sonra datanin yarisi asagi akiyor.