hesabın var mı? giriş yap

  • benim de benzer bir tatsizliga taniklik ettigim mekan.
    bu nekanin karsisindaki adini hatirlamadigim yerde oturuyorduk biraksam. birden bir kizin sesleri yukseldi. anladigimiz kadariyla olay şu:
    masa hesabi ödüyor ve odedikten sonra da masadan bir kiz tuvalete gidiyor. arkadaslari da kizi bekliyorlar masada. sonra garson geliyor ve kalkin diyor. sonra geriliyor iste herkes. kavga oldukca uzun surmustu cunku kimse masayi yatistirmaya calismiyordu. kiz da 400 lira hesap odedigini ve boyle hizmet olmayacagini soyleyerek bagiriyordu (burda 10 lira bile odesen hic fark etmiyor tabi) ve daha sonra mekan calisanlarinin umursamaz ve sinir bozucu tavri yuzunden kiz da artik kriz gecirip kufir etmeye baslamisti. polis cagiriyordu ama polis gelmiyordu.
    ozetle sanirim mekanin huyu bu. kimse gitmesin diyecegim de kizilkayalarda hala sıra var onca yasanandan sonra. olsun en azindan biz, zar zor kazandigimiz parayi haketmeyene vermeyelim.

  • dünyada bu çocuklara bizim ülkeden başka hiç bir yerde terörist denmez. düşünsenize amerika'da harvard öğrencilerine şu muameleyi yapacaklar...

  • buna canı sıkılanın başka derdi yoktur.

    beni de arayan oldu birkaç kere. tarif ediyorum geliyor. konum atıyorum geliyor. canları sağ olsun.

  • dershaneye yeni başladığım dönem, her gün aynı saatte 8:10 geçe otobüse biniyorum. bir gün sabah otobüs duraktan hareket etmiş gidiyor, ıslıkla durdurabildim, sonra da bindim.

    ertesi gün 2. kez gene bizim sokağın başında ıslıkla durdurdum. 3, 4, 5, derken, şoför alıştı. artık otobüse binmek için, durağa kadar yürümüyorum, otobüs geliyor, sokağın başından alıyor.

    bir gün gene sokağın başındayım ve artık otobüse yalnız da binmiyorum, yanımda aynı otobüsü bekleyen insanlar var. tam otobüs karşıdan geliyorken, bir kitabımı evde unuttuğumu fark ettim ve eve döndüm. evden döndüğümde otobüsün hala beni beklediğini gördüm. şaşkınlıkla otobüse bindim.

    şoför : bak, burada bu kadar insan sen okula geç kalma diye bekliyor. bir özür dile herkesten.
    ben : özür dilerim, kitabımı almayı unutmuşum. otobüsün bekleyeceğini sanmıyordum.
    teyze : olsun evladım, sen ders çalışmana bak!
    şoför : ama bak bir daha olmasın, tamam mı?
    ben : tamam, abi.

    sonrasında geçen zamanda şoförle sohbeti koyulaştırdık. karışık kaset hazırladım ona, bir sene boyunca otobüste dinledik. en dumur edici olan da, benim dershane bittikten sonra, benim otobüse bindiğim yer otobüs durağı oldu.

    şoför de benim dershane bittikten sonra, efsanevi bir şekilde kayboldu. şimdi kimbilir nerede, ne yapıyordur?

  • hakan şükür'ü sahnelerden kesmek için çok ciddi bir çalışma yapılmış. yanı sanırsın ki bütün golleri ümit davala falan atmış. bu biraz sınır bozucu. o golleri sanki hakem hediye etmiş gibi. üstüne hiç bir şampiyonluk kutlamasında gözükmüyor. bu artık kör göze parmak gibi olmuş. ister istemez "hakan nerede?" diye izlemeye başlıyorsun. artık konu fatih terim den çıkıp hakan şükür e evriliyor bir yerden sonra. bir insanı böyle silmek belki tarihte en son hititlerin tarihten silinmesi ile yarışır hale gelmiş. vardı olm bu adam. o kupalarda en çok gölü o adam attı. vardı hepimiz biliyoruz. adam milletvekili de oldu teröristte bu bizi bağlamaz ama bizi salak yerine koymanız biraz sınır bozucu.

  • hangisinin benzediğini anlamadığım polis memuru.
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    ek: esas komik olanı, şenol güneş sağdan ikincisine daha çok benziyor. bak, sağdan ikincisi şenol güneş'e benziyor demiyorum, nüans var.

  • 'queen'in 'i want to break free' (özgür olmak istiyorum) adlı şarkısı brezilya'da solun bir kesimi tarafından özgürlük şarkısı olarak anlaşılmış ve beğenilmişti. fakat freddie mercury,rio'daki konsere jartiyer ve siyah file çoraplarıyla çıkıp bu şarkıyı söylediğinde brezilyalı solcular şoke oldular. kendilerini aldatılmış budala yerine konulmuş hissettiler.eşek şakası diye buna denilirdi işte.oysa brezilyalı solcular,söz konusu şarkının klibini izlemiş olsalardı böylesine düş kırıklığına uğramayacaklardı. klipte,queen'in dört üyesi de kadın giysileri içinde görünürler.coronation sokağı (bkz: coronation street) adlı televizyon dizisindeki ev kadınlarına benzemektedirler. 'özgür olmak istiyorum' derken de çamaşır yıkamaktan,yemek yapmaktan,evi silip süpürmekten bıktıklarını söylemektedirler.bu da queen'in özgürlük anlayışı.' (halil turhanlı,müzik ve muhalefet,s.155-156)

  • - tercih yaparken kimsenin tercih etmek istemeyeceği yerler seç (check)
    - ataman gerçekleşsin (check)

    köylü kurnazı mode on

    - yaşadığın yerde birisiyle hemen evlen (check)
    - eş durumundan tayin iste (check)
    - ağlamaya başla (check)

    içi boş çağrıdır.

  • bakana göre; semptomu olmayan evdeki kişiler bu sayıya dahil değildir. bilmeyenler için; "semptomu olmayan evdeki kişi" nedir onu da ben açıklayayım..

    5 farklı ilaç verilen, her gün 1 tane olmak üzere 10 defa göbekten iğne olan, tek bir ilaçtan günde 16 tablet olmak üzere, günlük en az 20 tablet ilaç içen kişi..

    gördüğünüz gibi bu kişilerin hasta sayılmaması son derece doğaldır, sonuçta hangimiz her gün iğne olup günde 20 tane ilaç içmiyoruz ki?