hesabın var mı? giriş yap

  • yok çok şarj etme şurada durdur yok şarjını çok tüketme şurada prize tak yok telefonu dikkatli kullan ısındırma cart curt... ebesinin nikahı.

    50 bin lira verdiğiniz bir cihazın kölesi olmayın. vurun semeri çalışsın eşek. en kötü 2 - 3 yıl sonra cihazın değerinin %10'una tekabül eden bir maliyetle bataryayı orijinaliyle değiştirirsiniz geçer gider. bu neyin tantanası?

  • synthol, en cok tartisilan urunlerden birisi olabilir, chris clark, alman mucit ve vücutçu, geliştirmistir. bu ürün ilk ciktigi zaman genis merak uyandirmistir. en cok ahlaki olarak tartisilmistir. kasların haciminde ani-çabuk buyume saglayan synthol yapay bir gelisime imza atar. synthol ne guc artisi ne de gercek kas hacmi saglar. tamamiyle yapay bir urundur. yapilan olcu oyuncak bir ayinin icini doldurup sisirmek gibidir.
    synthol’un içinde aktif-etken bir ilaç yoktur, vücut tarafından pek tolere edilemeyen yağlı bir solusyondur.

    nasil calisir?
    synthol herhangi bir kasa enjekte edilir ve kasin icinde uzun muddet kalir, kasin genel yapisini ve metabolizmasini bozar. tekrar tekrar enjeksiyon sonucunda kas fibrilleri etrafinda bir tabaka olusturmaya ve boylece hacim saglamaya baslar. vucut acisindan yabanci bir malzeme oldugu icin tamamiyle zarar vermektedir.

    icerisinde c8-c12 yağ asidi (medium-chain triglycerides-mct) karışımıni icermektedir. icinde bir de lokal anestezi sirasindaki agriyi azalticak bir anestezik malzeme bulunur.

    su anda farkli olarak yapilmis 3-5 tane synthol piyasada bulunabilmektedir.
    synthol buyuk kas gruplarinda enjekte olarak kullanilirsa daha buyuk deformasyon ve sekil bozuklugu ortaya cikartir. omuz , kol, belki baldir ve bilege uygulanabilir.

    uygulanacak kasin tam orta yerine enjekte edilir ve hergun surdurulur. 10 gun kadar devam eden enjekteden sonra dozaj arttirilir. bu sekilde ortalama 10 gunluk periyotlar halinde olcu istenilen seviyeye ulasana kadar dozaj arttirilarak enjekteye devam edilir. belli bir sureden sonra ara verilir ya da haftada bir enjeksiyona kadar dusurulur. kas olcusu ne kadar kalmasi isteniyorsa o surec icinde enjeksiyona devam edilir.

    synthol cok zararli bir malzemedir, eger enjekteyi damara yaparsaniz ciddi bir problem yaratir ve olume sebeb olabilir. synthol kastan cikartilacak olursa eger kas dokusuna ve fibrillere yapismis olacagindan cok ciddi sorun yaratir enfeksiyon olusmaya meyilli ortam yaratir.

  • hayatlarında ilk defa anneleri dışında kadın görmüş yabanileri ülkeye aldılar, ya alacağınız olsun .

    bu arada, fon alıp bunların burada kalmasını savunan gazetecilerin de mk.

  • nasıl "sigorta için masraf şişirilmiştir" ibareleri görüyorsak, "satış için km şişirilmiştir" ibarelerini de görürüz.

  • başlık sınırlaması yüzünden zorlanmış bir başlık.
    dialog ile anlatayım
    a-hayatın boyunca hiç gökyüzünden kitap indiğini gördün mü?
    b-hayır.
    a- peki gören birini gördün mü?
    b- hayır.
    a- peki biri gördüğünü iddia etse inanır mısın?
    b- hayır.
    a- en yakın arkadaşın bana kitap indi dese?
    b-hayır.
    a- ulan madem öyle bundan 1400 yıl önce yaşamış, en az 50 göbek ötesi, senin ırkından senin dilinden olmayan, başka bir coğrafyada doğmuş, okumanın yazmanın olmadığı, cehaletin kol gezdiği yerde, senle hiçbir ilgisi olmayan adama nasıl inanıyorsun?
    b-...
    a-biri sana 20 yaşındayken babanın aslında gerçek baban olmadığını söylese o an babandan soğur muydun?
    b-hayır

    işte dinin temeli, erken yaşta motivasyon, güdülenme. daha bebekken verilmeye başlanan dini eğitim. aileler kendilerine verildiği gibi yalan ve yanlışları çocuklarına aktarıyorlar, hiç sorgulamadan eleştirmeden, çocuklar ise daha farkında olmadan bu anlatılanları gerçekmiş gibi kabul edip, asla sorgulamadan zihnine yerleştiriyor. ölene dek. eğer şanslı ise 5-10 yıllık bir araştırma, merak ve idrak süreci ile atlatabiliyor. yoksa sonuç ortada.

    gerizekalıya edit: kitap indi derken cilt cilt ansiklopedi gibi indiği kastedilmedi tabiki. allah ile melek aracılığı ile iletişim kurup vahiyler halinde indi. çok daha sonra kitaplaştırıldı. sen bunu anlarsın diye kısaca kitap indi dendi.
    sanki böyle yazınca çok mantıklı olcak amk.
    gerizekalıya edit: dini eleştiren herkes ateist değildir. farklı inanışlar var. ben de değilim.

  • dünyaya bir benzeri daha gelmeyecek olan, 1960 yılı dünya satranç şampiyonu. zamanının; kuru, zevksiz ve beraberliklerin çoğaldığı bir dönemde deprem etkisi yaratmıştır. tal; jose raul capablanca ve samuel reshevsky gibi doğuştan gelen bir satranç yeteneğine sahip değildi; fakat tal'in daha önemli silahları vardı: hayalgücü ve çalışmak. bu iki silah, tal'i satranç tarihinde daha önce görülmemiş kadar kısa bir zaman diliminde, önce büyük usta daha sonra ise dünya satranç şampiyonu yapar. satranç tahtaları; kasparov, carlsen ve kramnik gibi elli tane daha şampiyon görür; lakin bir tane daha tal göremeyecektir. saldırgan oyun karakteri, hemen her oyunundaki ateşlilik, kombinezonlarındaki zenginlik, beklenmedik taktik hamleleri, fedaları... bu yüzden riga sihirbazı, bu yüzden şampiyonluğu elinde en kısa süre tutan dünya şampiyonu olsa bile, dünya şampiyonu olarak ölen alekhine'den daha öte ve daha ziyadedir.

  • ınstagram'da yüz binlerce takipçisi olan z kuşağı tiplerinin sanki şarkıyı kendi söylüyormuşçasına üzerine videolar çektiği komedi durum.
    altında da yorumlarda kızlar ölüyor bitiyor.

    nasıl leş bir dönemden geçiyor türkiye, ben anlamadım.

    akım diyorlar ya... irin akıyor irin.