hesabın var mı? giriş yap

  • bizim buradaki bakkal amcanın "eğer biri gelir de daha önce hiç duymadığım bir sigara almak isterse hemen bunu veriyorum. şimdiye kadar %100'le tutturdum." diyerek çözdüğü sorunsal.

  • insanlık hali, olur ya, rte dışarda kalp krizi geçirir, yanında kendi doktoru da yoktur, izindedir falan.

    işte bu durumda yoldan geçmekte olan doktordur.

    şüphesiz ki, hastaya izinsiz müdahale etmeyip ölmesine seyirci kalacak, kanunlara uyacak, 2 milyon tl ceza riskine girmeyecek, hayırlara vesile olacak olan doktordur. zira izini de o an bilinci yerinde olmayan hasta kişiden alması gerekmektedir.

    not: müdahale edene suç duyurusunda bulunmak görevimizdir.

  • oyun oynaması gereken ekipmanların fahiş fiyatlara satılmasından dolayı hevesini izleyerek gidermek zorunda olan nesildir.

    empatiden yoksun bireyleri rahatsız edebilirler.

  • komik bir açıklama. senden kim detay istiyor ki bacım? "yok oturmayacağım" de gitsin, döve döve mi oturtacaklar?

  • cem yılmaz'ın leman kültür'deki ilk gösterisi dair tüm gösterilerini ve filmlerini defalarca izlemiş bir hayranı olarak merakla beklediğim bu gösterisini izledim. bence, önceki gösterilerinden oldukça farklıydı.

    öncelikle, kendini ve izleyici kitlesini; toplum olarak bir arada huzur içinde yaşamamız için gerekli asgari kurallara uyan, köşeyi dönmek için binbir dolap çevirmeyen ve genel çerçevesini de eski türkiye'nin aşırıcı olmayan, karşısındaki insana karşı sınırlarını bilen ve saygı çerçevesinde iletişimini sürdürmeye çalışan, aklı başında ve eğlenmesini bilen 'makul insan' olarak nitelendirdiği bir şekilde çizdi.

    anladığım o ki, sosyal medyayı yakından takip ediyor ve her aklı başında insan olarak bu toplumsal değişimlerden rahatsız olduğunu fazlasıyla dile getirdi. bu değişimler de, siyasi anlayıştan estetiğe; düzgün türkçe konuşabilmekten kadınların kendi hakları için yıllarca çabalamalarından sonra kendi elleriyle bunları nasıl heba ettiğine; ekonomik krizden kadın-erkek ilişkilerine birçok konuya eleştirel bir şekilde yaklaştı.

    son zamanlarda üzerine çokça konuşulan, 'eğlencesini yitiren ülke'yi, eğlencesini yitirmiş cem yılmaz olarak da kullanabiliriz. eski gösterilerinde, topluma dair yaptığı gözlemler daha bir genelgeçer tespitler(olumsuz anlamda söylemiyorum, kapsayıcı anlamında) iken ve güncelliğini yıllarca korurken ve bunu tam da bir komedyen olarak, ağır dalga geçen ve enerjik-hazırcevap üslupla yaparken,

    bu gösteride; en başta çerçevesini çizdiği 'makul insan'ın, günümüz türkiye'sine baktığında gördüğü ve farkında olduğu güncel tüm olumsuzlukları esprili bir şekilde ele alarak, biraz bilgece ve toplumun bir kesiminin (eski türkiye'nin neşeli insanı) yani karşısındaki kendi kitlesiyle bir dertleşme havası içindeydi.

    cem yılmaz'ın uzun yıllardır, 'eğitim şart' sloganı, 'faruk eczanesi - toplumda bilmiyorum diyen mi var?' tespiti, do not disturb filminde insanlara hayat tavsiyeleri veren dünyadan bihaber karakter ve profesör ile ayzek'in hiçbir şekilde anlaşamıyor olmasının altında yatan temel sebepler üzerinden, aslında ülkenin büyük problemlerinin altında yatan sebeplere dikkat çekmeye çalıştığını düşünmekteyim. bu son gösteride dediği üzere, kendisinin bir insanda dikkat ettiği, 'tamam güzel de ne anlatıyor bu adam?' yani güldük eğlendik ama dişe dokunan bir şeyler söylüyor mu? anlayışını kendine de temel bir motivasyon edinmiş. bu son gösteri de, verdiğim örneklerin altında yatan çabanın son halkası.

    altında yatan bu ciddi motivasyon mu, anlattıklarının aslında hepimizin farkında olmamız mı, bunların trajikomik olması mı, kaybettiğimiz şeylere üzülmekten dolayı mı bilmiyorum; çok güldüğüm yerler olmasına ve çok keyif almama rağmen, eski gösterilerindeki o dolu dolu eğlenceyi bulamadım. bu, kötü olduğu anlamı taşımıyor fakat bir standup gösterisi olarak düşünürsek, benim için, cem yılmaz'ın tüm gösterileri arasında dördüncü ya da beşinci sırada diyebilirim.

  • yönetmenliğini steven spielberg'in yaptığı,senaristliğini ise robert rodat'ın yaptığı 2.dünya savaşı eksenli filmdir. filmde temel konu 2.dünya savaşı olsa da üç kardeşini birden savaşta kaybeden james f. ryan'ı bulmak (filmde matt damon bu rolü oynuyor) artık ordunun bir görevi haline gelmiştir. abd ordusu hem almanlar ile savaşmak hem de ryan'ı bulmak zorunda kalınca birçok kayıp vermişti. üstelik bu operasyonda korkak bir asker de grubun işini zorlaştıran bir etken olmuştu.

    bende bu filmi izlemek bir gelenek haline geldi,her sene bir kere mutlaka izlerim. babam, henüz ben küçükken eve bu filmin vcdsini getirmişti. vcdlerden biri kaybolmuştu ve bu yüzden filmi uzun bir süre izleyememiştim. neyse ki 3 sene önce ilk kez izlemiş oldum.(neden bu kadar bekledim,anlam veremiyorum) şüphesiz ki sinema dünyasında teknik olarak bu filmden çok daha iyi filmler vardır,ancak saving private ryan isimli filmin bendeki tesiri bambaşka oldu.
    unutmadan; call of duty 2 oynayanlar için bu filmin ayrı bir yeri vardır. özellikle normandiya çıkarması sahnelerinin yeri ayrıdır.