hesabın var mı? giriş yap

  • devlet dairesinde çalışmaması ve mühür, kaşe, imza işlerine bulaşmaması gereken bebeğe verilen ismin haberidir.

    -ukaşe, şu kaşeyi uzatabilir misin?
    -bu kaşe mi?
    -hayır o kaşe değil ukaşe, şu kaşe...

    (bkz: swh)

  • boyle yazinca cok uydurma durdu da, hakkaten var boyle bir sey. izafiyet teorisinin garipliklerinden biri. barn and pole paradox diye geciyor ingilizcede.

    olay su: ahmet'in elinde 20 metrelik bir cubuk var, onunde de 10 metre uzunlugunda bir ahir var. ahirin iki ucunda acik birer kapi bulunuyor. ahmet cubugu yere paralel bir sekilde tutuyor, ahirin icinden kosarak gececek. ama isik hizinin yuzde doksani gibi bir hizla kosacak. faruk ahirin tepesinde oturuyor ve ahmet'i izliyor. simdi, izafiyet teorisine gore, ahmet (ve cubuk) isik hizinin yuzde doksani hizda ilerledigi icin, faruk cubugun uzunlugunu 20 metre degil, yaklasik 9 metre olarak goruyor (bkz: lorentz donusumleri). ahir da 10 metre uzunlukta olduguna gore, faruk'un bakis acisindan oyle bir an gelecek ki cubuk tamamen ahirin icine sigmis olacak. faruk isterse tam o anda ahirin iki kapisini birden kapatip cubugu icerde hapsedebilir.

    oysa ahmet'in bakis acisindan durum farkli. ahmet'e gore cubugun hizi sifir (cunku ahmet'le beraber hareket ediyor) ve uzunlugu 20 metre, ahir ise isik hizina yakin bir hizla kendisine yaklasiyor, ve uzunlugu 4,5 metre (lorentz donusumuyle kisalmis). yani cubugun herhangi bir anda ahira tamamen sigmasi mumkun degil.

    kim hakli? cubuk herhangi bir anda ahira sigdi mi sigmadi mi?

    problemi daha da belirgin kilmak icin sunu hayal edelim: faruk, cubugun tamamen ahirin icine girdigini gordugu anda iki kapiyi da bir anligina kapayip cubugu iceride hapsediyor, sonra kapilari hemen aciyor ki ahmet arka kapidan cikabilsin. yani faruk'a gore cubuk bir anligina ahirin icinde hapsoldu. ahmet'in acisindan olayin boyle gorunmesine imkan yok, cunku cubuk 20 metre, ahir ise 4,5 metre.

    problemin cozumu es zamanlilik denen mefhumda yatiyor. faruk, kendi bakis acisindan kapilari ayni anda kapatip cubugu bir anligina hapsetti, oysa ahmet'in bakis acisindan kapilar ayni anda kapanmiyor! cubuk daha arka kapiya varmadan arka kapi kapaniyor ve aciliyor, sonra cubugun onu o kapidan cikiyor, sonra cubugun arkasi (hala acik olan) on kapidan geciyor, ondan sonra on kapi kapaniyor ve aciliyor. boylece cubuk ahirin icinden problemsiz geciyor, ve hicbir anda ahirin icine tam olarak sigmiyor.

    demek ki faruk'un referans cercevesinde es zamanli olarak gerceklesen iki olay (on ve arka kapilarin kapanmasi), ahmet'in referans cercevesinde farkli zamanlarda gerceklesiyor. buna da es zamanliligin izafiyeti (relativity of simultaneity) deniyor.

    sorumuza geri donersek, kim hakli? cubuk ahira sigdi mi sigmadi mi? cevap: ikisi de hakli. faruk'a gore sigdi, ahmet'e gore sigmadi. "mutlak anlamda" cubugun ahira sigip sigmadigini sormak anlamsiz. gozlemcilerden bagimsiz evrensel bir koordinat sistemi yok cunku, her gozlemcinin kendi koordinat sistemi var.

    boyleyken boyle dostlar. daha fazlasi icin: http://en.wikipedia.org/wiki/barn-pole_paradox

    edit: bilim ve teknik dergisinden konuyla ilgili bir yazi: http://evrenbilimi.blogcu.com/…ma-paradoksu/3287625

    edit: faruk kapilari kapattiktan sonra hic acmasa ne olur sorusu pek cok kisinin aklina gelmis. ilgili wikipedia maddesinde ve yukaridaki bilim ve teknik yazisinda anlatilmis, kisaca ozet geceyim: faruk'un referans cercevesinde, 9 metrelik cubuk 10 metrelik ahirin icine tamamen girer, faruk ahirin iki kapisini ayni anda kapatir, cubuk arka kapiya carpar ve durur. carpmadan sonra cubuk yeterince elastik bir malzemeden yapildiysa carpismanin gucunu absorbe edip duragan uzunlugu olan 20 metreye donmeye calisir, ahirin giris kapisina iceriden dayanir ve iki kapi arasinda sikisip kalir. ahmet'in referans cercevesinde, 20 metrelik cubuk 4,5 metrelik ahirin on kapisindan gecer, sonra arka kapi kapanir, sonra cubugun onu arka kapiya carpar ve durur, carpmanin etkisi cubugun arkasina yayilincaya kadar (maksimum isik hiziyla yayilabilir) cubugun arkasi hicbir sey olmamis gibi yoluna devam eder, cubuk buzuldukce buzulur ve arkasi (hala acik olan) on kapidan iceri girer, sonra on kapi kapanir. cubuk yeterince elastik ise carpismanin gucunu absorbe edip 20 metrelik duragan uzunluguna donmeye calisir, on kapiya iceriden dayanir ve iki kapi arasinda sikisip kalir. carpisma bittikten sonra hem faruk hem ahmet ayni seyi gorur: 10 metreye buzulmus ve iki kapi arasinda sikisip kalmis bir cubuk. tabii pratikte boyle bir carpismanin gucunu ne ahir kapisi ne de cubuk absorbe edebilir, muhtemelen ikisi de bin parcaya ayrilip tuz buz olur.

  • ısı enflasyonu (heatflation), iklim değişikliğine bağlı aşırı sıcaktan kaynaklanan kıtlıkların neden olduğu, özellikle gıda fiyatlarının hızla artmasıdır.

    son yıllarda covid-19 salgını ve ukrayna'daki savaş nedeniyle gıda fiyatları arttı. bu yaz, aşırı sıcaklıklar sorunu daha da kötüleştiriyor. soya fasulyesi, zeytinyağı ve pirinç, kıtlık ve fiyat artışlarından etkilenen ürünlerden sadece üçü. ayrıca soya fasulyesi gibi tarım ürünleri, hayvan yemi yapımında kullanılmaları nedeniyle hayvancılığı da etkileyebilecek potansiyele sahip.

    gıda fiyatlarının mevsimlere göre dalgalanması tamamen olağandır, ancak avrupa'dan abd'ye, asya'ya ve ötesine kadar yaşanan olağanüstü sıcak ve kurak yaz hasadın kötü olmasına ve birçok mahsulün yetersiz olmasına neden oldu.

    iklim krizi, sıcak hava dalgaları ve kuraklıktan fırtına ve sellere kadar aşırı hava koşullarını daha yaygın hale getiriyor ve bazı mahsuller bu değişikliklere diğerlerinden daha duyarlı.

    1. zeytinyağı
    akdeniz'in çoğunda uzun, sıcak ve kurak bir yaz, zeytin ağaçlarına zarar verdi ve kötü bir mahsule neden oldu çünkü azalan toprak nemi, bitkileri ve ekinleri kritik büyüme mevsimlerinde bodurlaştırdı. sonuç olarak, zeytinyağı fiyatları tüm zamanların en yüksek seviyesine yükseldi. stoklar önceki yıllara göre önemli ölçüde azaldı ve bir sonraki hasata ulaşmadan önce muhtemelen daha da çok azalacak.

    nisan 2022 ile mayıs 2023 arasında ortalama sıcaklıklar, dünyanın en önemli zeytinyağı üreticilerinden biri olan ispanya da dahil olmak üzere ülkelerde ortalamanın 2,5°c'ye (bazen 4°c) kadar yükseldi. bu, şiddetli kuraklık yaratmak için bir yıldan fazladır süren düşük yağışla birleşti. ispanya'nın güneyindeki endülüs'te su rezervuarları kapasitelerinin yaklaşık %25'ine düştü.

    2. pirinç
    italya'dan hindistan'a kadar pirinç çiftçileri, birkaç yıldır iklim değişikliğinin mahsulleri üzerindeki etkilerini hissediyorlar. bu çok boyutlu sorun bazen kuraklık, bazen sel ile bağlantılıdır. ayrıca su azlığından kaynaklanan artan tuzluluk da ekinleri etkiliyor.

    italya, ab pirincinin yaklaşık %50'sini yetiştiriyor ve dünyada risottoya uygun birçok çeşidin yetiştiricisi. ancak ülke son zamanlarda, ülke ikinci bir kuraklık yılıyla karşı karşıya olduğu için pirinç üretiminin düşmeye hazır olduğu konusunda uyardı. sonuç olarak, reuters'e göre italya bu yıl son 23 yılın en az pirinç mahsulünü alacak.

    tayland da yağışların az olması ve kötü bir görünümün yetkilileri endişelendirmesi nedeniyle mahsulünü azaltmayı düşünüyor. ülke, şeker arzının yanı sıra küresel pirinç arzını da etkilemesi muhtemel bir acil durum planı uyguluyor. temmuz ayında asya'da pirinç fiyatları, kuru havanın ekinlere zarar vereceği endişesiyle iki yılın en yüksek seviyelerine yükseldi.

    hindistan'da, geç ve özellikle şiddetli muson yağmurları, ülkenin pirinç mahsulüne zarar vererek, bazı pirinç kategorilerinin ihracatını durdurmasına neden oldu. basmati dışı beyaz ve kırık pirinç ihracatının yasaklanması, dünyanın en büyük tahıl ihracatçısının sevkiyatlarını kabaca yarıya indirdi. temmuz ayındaki yasaktan bu yana ülkedeki pirinç stoklarının hedefleri geçmesi, yasağın gevşetileceğine dair umutları artırıyor.

    abd'deki kaliforniya pirinç kuşağı, pirinç yetiştiricilerinin her zamankinin yalnızca yarısı kadar pirinç ekmesiyle geçen yıl kuraklıktan ciddi şekilde etkilendi. uzun süredir devam eden kuraklığın bölgeye 2022'de 703 milyon dolarlık ekonomik kayba ve pirinçle ilgili 5.300 iş kaybına mal olduğu tahmin ediliyor. 2023 sezonunun başlangıcı daha olağan oldu ve bu da yetiştiricilere biraz soluklanma sağladı, ancak kuraklığın etkileri değirmenciler, kurutucular, depolama tesisleri ve nakliye operasyonları da dahil olmak üzere tedarik zincirinin daha aşağı kısımlarında hissedilmeye devam ediyor.

    3. soya fasulyesi
    yağmur kıtlığı yaşayan sadece amerika'nın batı kıyısı değil. ortabatı, 2012'den bu yana en kötü kuraklığını yaşıyor. ülkenin tarımın merkezi olması nedeniyle, koşullar mısır ve soya fasulyesi yetiştiricilerini verim konusunda endişelendiriyor.

    soya fasulyesi üretimi başka yerlerde de önemli ölçüde azaldı - örneğin arjantin, 2023 veriminin önceki beş yılın ortalamasına göre %44 daha düşük olmasını bekliyor. güney amerika üst üste üçüncü yılında ciddi kuraklıkla karşı karşıya ve geçen yıl arjantin birçok bölgede olağanüstü hal ve tarımsal felaket ilan etti. ocak 2023 itibariyle, buğday, soya fasulyesi ve mısır da dahil olmak üzere çeşitli ürünlere verilen hasar, ülkede tahmini 10,4 milyar dolarlık kayba yol açtı.

    soya yağı, çeşitli ürünlerde bileşen olarak kullanılmasına rağmen, dünyadaki soya fasulyesinin büyük çoğunluğu hayvan yemi olarak kullanılmaktadır.

    hayvan yemi kıtlığı veya kalitesiz hayvan yemi, fiyatların fırlamasına neden olabilir, örneğin, çiftçileri sürü boyutlarını küçültme veya alternatif gıda kaynakları bulma konusunda zor kararlar almaya yönlendirebilir. bu da et veya süt ürünlerinin fiyatını, mevcudiyetini ve kalitesini etkiler.

    iklim krizinin etkileri yoğunlaşıp daha fazla aşırı havayı beraberinde getirirken, bu yaz mahsuller üzerinde görülen yıkıcı etkilerin sadece başlangıç olduğu endişesi var. nasa tarafından yapılan bir araştırma, iklim değişikliğinin bir sonucu olarak mısır mahsulü veriminin 2030 yılına kadar %24 düşebileceğini öne sürüyor.

    değişen bir iklimin mahsuller üzerindeki etkilerini hafifletmek için çok fazla araştırma zamanı ve para harcanmaktadır. bu, örneğin daha dayanıklı ve daha iyi adapte edilmiş mahsulleri, daha iyi ve daha verimli su kullanımını ve daha etkili ve hedefli gübreleri içerir.

    tarım sektörünün kendisinin sera gazı emisyonlarına önemli bir katkıda bulunduğunu da belirtmek önemlidir - gıda sistemleri küresel emisyonların yaklaşık üçte birini oluşturmaktadır. bununla birlikte, bunu çözmek için nispeten az miktarda finansman yönlendirilmektedir. dünya ekonomik forumu'nun "green returns: unleashing the power of finance for sustainable food systems" adlı makalesine göre iklim finansmanının %4'ten biraz azı tarım ve gıdaya tahsis ediliyor.

    rapor, finans camiasını stratejilerini yeniden şekillendirmeye çağırıyor ve adil ve sürdürülebilir bir değişim sağlamak için kullanılabilecek beş önemli finansal aracı vurguluyor.

    kaynak:
    https://www.weforum.org/…hange-food-prices-drought/

  • tam salona girmeden önce yer göstericilerden birinin gelip -o zamanki parayla- elime 1 milyon tl tutuşturması ve başka bir yer göstericiyi çaktırmadan işaret ederek "abi, şu herif bizden para tırtıklıyor galiba.. bu paranın seri numarasını aldık.. yer gösterdikten sonra bahşiş olarak verebilir misin" diye sorması.. benim olur demem, ama sonuç olarak yanlışlıkla cebimdeki başka bir milyonu vermem..

  • para avcısı.

    kriterlerine bakmaksızin, parası için bir erkekle birlikte olan kadınlara denir. çiftin, muhtemelen aralarında yaş farkı fazlacadır.

    umarım çevremizde yoktur.

  • aslında bilmeseniz çok da şey kaybetmeyeceğinizdir çünkü galaksimizin adı galaksidir.

    galaksi eski yunanca'da sütlü demek (galakt, glakt gibi kelimelerle laktoz, laktik asit gibi terimlerin nereden geldiğini görebiliriz)

    romalılar galaxias kyklos (süt çemberi) şeklinde almıştır. latincesi de via lactea yani süt yoludur. aynı sebepten ingilizce'de de milky way (sütlü yol) denir.

    peki türkler neden samanyolu demiştir? çünkü farsçada 'kahkaşan' saman kubbesi demek olduğu için. çoğu asya ve afrika ülkesi saman çemberi, saman yolu der. en eski kaynak bir ermeni miti olan saman hırsızının samanları çalarken gökyüzüne saçtığı inancıdır.

    kuzey ülkelerinin bazılarında 'kış yolu' denir. uzak asya'da 'gümüş dere' denir vs.

    dolayısıyla 'bizim' türklerin galaksi adıyla norveç galaksisinin adı aynı değildir. galaksimiz derkenki 'biz' insanlık olarak galaksimizin adı anlamında sorulmadığı için doğru soru: "bizde galaksiye ne isim verilmiştir?" olmalıdır. diğer türlü computer'ımızın adı nedir gibi bir soruya bilgisayar cevabı vermek gibi oluyor.

    neyse, bana niye denk gelmiyor bu sokak röportajları ağzının payını vermek istiyorum herkesin.

  • elektriklerin kesilebileceğini öğrendiğimiz gün çevredeki marketlerde tüple çalışan katalitik soba aradım. bulamayınca kamp tüpüne takabileceğim ısıtıcılara baktım ancak elektriksiz tüm ısınma araç gereci ve aynı zamanda odun dahi tükenmişti. amerikalılar böyle durumlarda çılgınca stok yapıyor. aynı zamanda böylesi sıcak bir eyalette katalitik soba vs stoğu da o derece az oluyor. velhasıl hiçbir ısınma alternatifi bulamayınca, evdeki 3-5 kamp tüpüme ocak takıp en azından çay, yemek yaparız demiştim. nasılsa birkaç saat içinde düzelir dedim. ne saf bir insanım ki olası bir kesintinin çok uzun sürebileceğini düşünmedim.

    derken önceki gece 4:30da 20 aylık oğlumun çığlığıyla uyandım. ev ısısı 12 dereceye düşmüştü. hadi ben ankarada büyüdüm, soğuk bana koymaz da, bebe ilk kez tanıştı ve çok korktu. odanın kapısını kapattım, bir yurt öğrencisi soğukkanlılığında olabildiğince mum ve kamp ocağımı yaktım. sabah 7 olduğunda odanın ısısı 16 dereceye ulaşmıştı ancak evin geri kalanı 4 dereceye düşmüştü. ne de olsa kagir yapı, nasıl tutsun sıcağı deyip, 7:30da elektriği olan arkadaşlarımıza gitmek üzere evi terkettik. 2 gündür hiç elektrik gelmedi. bu sabah evi kontrole gittiğimizde, bir de komşunun canavar kamyonetiyle park halindeki aracımıza kötü bir şekilde çarptığını gördüm. üstelik hemen hemen tüm komşular ilk geceyi arabalarında geçirmişlerdi.

    şu günleri bir atlatalım da, bir 10 yıl boyunca daha hiç kullanmayacağımı bilsem de, ilk iş bir katalitik soba alacağım. döndük dolandık nenemin katalitik sobasına muhtaç kaldık.

    her şey bir yana, evinde yalnız olan onca yaşlı insan ne yapıyor, bu duruma çare bulabildiler mi, zamanında yardım ulaşıyor mu bilmiyorum. umarım can kaybı olmaz. kötünün kötüsü var, şikayet etmeye hakkım yok sanırım.

    (bkz: dallas)

    edit: 50 saatin ardından elektrik geldi. evimize döndük. iki gündür sesi çıkmayan komşu hatasını kabullendi, arabamızı yaptıracak. elinde olmayan otel odasını bir çok kişiye rezerve edip paralarını toplayan priceline'la da ayrı uğraşacam, yazdım kenara. dallas'taki türkler facebook grupları üzerinden inanılmaz bir dayanışma örneği gösterdiler. insanlar açık adres paylaşıp ihtiyacı olanlara evlerini açtılar. böylelikle arayacak kimsesi olmayanlar sığınacak yer buldular. kimi yemeğini, kimi odununu paylaştı. gurur duydum açıkçası.

  • en küçük dayım üniversiteyi bizde kalarak okumuştu. hayatımın bütününün şekillenmesine etki eden çok güzel bir dört yıldı. mesleğe ilk atandığından evlenene kadar da bizde kalmıştı. öğretmenliğe atandıktan sonra aldığı ilk maaşla da eve yaş pasta alıp gelmişti. bizim ev için olağanüstü bir gündü. çünkü evimize ilk yaş pasta o gün girmişti. hem de damla çikolatalı. sevinçten havalara uçtuğumu hatırlıyorum. sonra yer sofrasına oturup o mutlu anı bekliyorduk. yaş pastanın dilimlenip tabağımıza koyulması gerektiğini de o gün öğrenmiştim. yıllar geçti. mesleğim gereği taşınmak zorunda kaldığım şehirde, bu sefer en büyük dayımın yanında kalmaya başlamıştım. ilk maaşımın yatacağı günü sabırsızlıkla beklemiştim. o ilk maaşla ne alacağımı aslında çok iyi biliyordum. işten çıktım, heyecanla pastaneye gidip yaş pasta aldım. hem de damla çikolatalı. maaşımla yaptığım ilk icraat bu oldu. insanlık için küçük ama benim için çok büyük bir şeydi.