hesabın var mı? giriş yap

  • takımın trabzonspor hakkında tek bir entrym yokken beni bu başlığa yazmaya iten şey nedir bilmiyorum.

    ersun hoca takımın başına geçmiş, takım ligde ve avrupada iyi sonuçlar alıyoruz, iki maç kazanınca tüm trabzonsporlularda olduğu gibi erken gelen "lan acaba bu sene şampiyon olur muyuz?" düşüncesi, sırada beşiktaş maçı, hakederek kaybediyoruz, "en azından beşiktaşa yenildik" tesellisi hakim oluyor. biz olamazsak siz olun şampiyon, daha şimdiden hakettiniz. ruhunuz güzel, takımınız güzel, kaleciniz forvetiniz güzel, teknik direktörünüz şahane, bi tek başkanı çözemedim ama diğerlerinden iyidir kanaatimce.

    ruşen amcanın oğlu sedat'ın güzel ve başarılı nişanlısı gibisin beşiktaş, herkes taktir ediyor, ben sedat'ı kıskanıyorum..

  • --- spoiler ---

    odin, oğlunu dünyaya sürgüne yolluyor. bak düşün adam oğluna ceza verecek, dünyaya yolluyor. öylesine lanet olası bir gezegende yaşıyoruz amk.

    --- spoiler ---

  • biricik patronumun benden çeşit çeşit su tabancası almamı istemesi.

    dayanamayıp, "napıcaksınız efem su tabancasıyla" diye sorduğumda da, "evin bahçesini kediler bastı, bahçede rahat oturamıyoruz, oturduğum yerden tabancayla üstlerine su sıkıcam" diye cevap vermesi.

    işte böyle yaratıcı fikirleri olduğu için o patron, ben çalışanım :p

  • bunun churchill olduğuna emin miyiz? bana daha çok stalin ya da hitler gibi geldi.

    tanım: adıyamanlı bir simyacının soda, tuz ve limondan hazırladığı bir iksir.

  • üst edit: sözcü gezetesi aynı konuya değinmiş. sözlükteki gazeteciler boş durmuyor.

    kızın koltuktan kalkmadan evvel yanında oturan adamın koluna hafif teması ve adamın ilginç bir kol hareketinden sonra sanki ya arada bir alışveriş var ya da bir hırsızlık var hissi uyandırandır.

    bu iki durumda da kız sanki aniden uzaklaşma derdinde ve resmen fizik kurallarına meydan okurcasına adrenalin salgılamakta. ayrıca tüm bu teorilerin üstüne bir de bu saçma düşme olayı gerçekleştiğinde tepki vermeyen '' o adam '' ise şüpheleri üstüne çekmektedir.

    kız aniden inmeye karar veriyor, o arada yanındaki ile bir olay yaşanıyor belki öncesi de olabilir ancak '' o adam '' kesinlikle şüpheli ve yahut tanıktır.

    garip silsileler halinde seyreden vakıadır.

    (bkz: behzat ç.)

    edit: gelen onlarca mesaj üzerine söylemek isterim ki, söz konusu videoda görülen şüphe uyandıran hareketlerin ve vücut dilinin herkes tarafından ilk bakışta görülebileceğini düşündüm. adli merciler muhakkak ki ilgili videoyu başından sonuna kadar izleyecektir. salt video'yu bu haliyle izlediklerinde cd çözümü yapacak olan polisler de aynı durumda aynı şekilde olayla bağlantısı olup olmadığına dair tüm olasılıkları değerlendireceklerdir.

    maddi gerçeğin ortaya çıkarılması adına muhakkak ki tanık ifadelerine başvurulacaktır. söz konusu entryim salt video kaydına dayalı bir "yorum" olup hiçbir şekilde suçlayıcı bir entry değildir.

    he bu arada sherlock falan da değilim. *

    hepinizin gördüğünü ilk yazanım sadece...

  • 1 eylül 1923 tarihinde utc'ye göre saat 02:58'de honshu adası'nın güneyine yakın, 35.413 kuzey enlemi ve 139.298 batı boylamında, 15 km derinlikte, 8.1 büyüklüğünde (bkz: deprem büyüklüğü) meydana gelmiştir (şekil 1). depremin meydana geldiği lokasyon, aynı zamanda japonya'nın nasıl bir katastrofik bölgede bulunduğunun da kanıtıdır. depreme büyük kanto depremi adı verilmiştir. aynı zamanda büyük tokyo depremi olarak da bilinmektedir.

    şekil 1

    şekildeki mor çizgiler, japonya'nın yakın ilişkide bulunduğu plaka sınırlarını göstermektedir. şekil 1'de görülen plaka sınırlarına göre nispeten kuzeyde olan kuzey amerika plakası, güneyde olan filipin plakası, doğusunda ve batısındakiler ise sırası ile pasifik ve avrasya plakalarıdır (bkz: levha tektoniği/#119861457). ayrıca bu konum, neden japonya'nın daima sallandığını anlatmaktadır.

    hayatını kaybeden insan sayısı usgs'e göre 142 800 kişi, utah'ta bulunan brigham young university'e göre 105 385'dir. bu depreme kadar olan tarihi büyük depremlerde vefat sayıları oldukça belirsiz ve yaklaşık değerlerle ifade edilmekteydi. ancak, bu depremi öncekilerden farklı kılan neydi? bunun sebebi japonların, başlarına gelen felaketleri her zaman muazzam şekilde kayıt altında tutmasıdır. 1906'da meydana gelen san francisco depremi'nden sonra ölü sayılarını politik sebepler yüzünden manipüle eden abd'nin aksine japonlar, bu konuda oldukça şeffaf olmuşlardır.

    dünya'nın en yıkıcı depremlerinden birisidir. deprem ve müteakip yangınlar tokyo ve yokohoma arasında büyük yıkıma sebebiyet vermiş, kısmen ya da tamamen yıkılan yaklaşık 694 000 evin, 381 000'ni yangından ciddi şekilde zarar görmüştür. boso ve izu yarımdaları ve o-shima adası da bu depremden zarar görmüşlerdir.

    sagami körfezi'nin kuzey kıyısında yaklaşık 2 m (6 ft) kalıcı yükselme gözlemlendi ve boso yarımadası'nda 4.5 m (15 ft) kadar yatay yer değiştirmeler ölçüldü.

    sagami körfezi'nde o-shima'da 12 m (39 ft) ve izu ve boso yarımadalarında 6 m (20 ft) dalga yüksekliklerinde tsunami meydana geldi (kaynak usgs).

    bu depremden sonra dünya tarihinde başka bir depremin ardından gözlenmeyen bambaşka bir felaket daha yaşanmıştır. deprem mekanizmasının henüz doğru düzgün anlaşılmadığı bir zamanda olması ve devletler arasındaki gerginliğin deprem sonrası da yansımış olmasıdır. nasıl ki doğada bulunan sınırlarda hayvanlar kendi bölgeleri için sınırlarda kavga çıkarıyorsa, nasıl ki depremler plaka kenarlarında biriken tansiyon sebebi ile meydana geliyorsa, yüzyıllar boyunca politik sınırlarında süren gerginlik 1923'te uzakdoğu'da da yüksek seviyedeydi.

    japonlar bu deprem için, korelileri sorumlu tutmuş, deprem için onları suçlamışlardır. japonya'da bulunan silahsız, savunmasız koreliler depremden sonra japon askeri, polisi ve gönüllü katılımcıların yardımıyla ne yazık ki bir kitle katliamına (bkz: kanto katliamı) dönüşmüştür.