hesabın var mı? giriş yap

  • galatasaray başkanını bir fener yöneticisinin taklidini yaparken hiç gördünüz mü?

    görmediniz ve asla göremeyeceksiniz.

  • iceride kaymakam varken ayağa kalkmıyorlar ceza sebebi bu. haklılığını konuşmuyorum cezanın sebebini söylüyorum.

  • -kaça gidiyorsun sen?
    -ikiyeee
    -bana ilkokul üç espirisi yapabilir misin?(arkadaşlarla gülüşmeler fian)
    -seneye yaparım
    ekip iptal.

  • dünyadaki birçok kültürde ilk ve en önemli mimari yapıtlar mezarlardır. çünkü mimarinin ortaya çıkmasındaki temellerden birisi de hatırlatma/hatırlama arzusudur.
    bizim için değerli olan bir şeyi unutmaktan korktuğumuz için hatırlatmak istediğimiz şeyi bize daima hatırlatacak bir yapı inşa etmek isteriz. dini yapılar da bu sebeple özeldir. simgesel değeri çok büyüktür. tarihi sadece kitaplardan değil yapılardan da okuruz. dünya üzerinde bu çapta önemli az bina vardır.
    birden fazla defa gidip görmüş biri olarak az önce ave maria eşliğinde yangını gösterdikleri videoda bir tanıdığımı kaybetmiş gibi hissettim.
    benimsediğim bir din yok ama bugün süleymaniye yansa (en korktuğun şeylerdir bunlar) koşa koşa gider, kurtulsun diye kalbimden geçen duayı okurdum. bunun dinle alakası yok, o binanın size hatırlattıkları, öğrettikleri ve sevdirdikleriyle alakası var.
    insanlığın anıları yanıyor, çok üzgünüm.

  • -napiyosun ask?
    -seni dusunuyorum.
    -gunun nasil gecti?
    -seni dusunerek
    -annen napiyo?
    -ailecek seni dusunuyoruz.

  • 17. yüzyılda (1638-175) fransa'da hüküm süren kral.
    1643'te 5 yaşındayken fransız tahtına çıktı. bundan önce yönetimde, kral naibi kardinal nazarin vardı.
    14. louis 1661'de 23 yaşında iken ülkenin yönetimini ele aldı ve 1715'te ölene kadar tam 72 yıl iktidarda kaldı. çağdaş tarihin iktidarda en uzun süreyle iktidarda kalan monarkıdır.
    kendi döneminde, yönetimde mutlakiyet hakimdi. 16. yüzyılda yaşanan din savaşları ve westphalia barışı sırasında 1648 ayaklanmaları, almanya'yı küçük devletlere bölmüş, fransa'ya da dünya üstünlüğünü ele geçirmesini sağlamıştır. 14. louis, sınıflara bölünmüş bir fransa'nın bütünleştirilmesinde tek gücün ulusal monarşi olduğuna inanmıştır.
    merkeziyetçi otoritesini kurduktan sonra, orduya çekidüzen verdi. çünkü askerler önceden istedikleri ülkeye hizmet ediyorlardı. bunlara sürekli oturacak barakalar kurdu, emir komuta zinciri kurdu ve tek bir üniforma giydirdi. 14. louis bunları içerde yaparken, dış politikada da çeşitli stratejiler uyguladı. bu stratejinin temelinde genişleme yatıyordu. doğuya ve ren bölgesine doğru genişlemek ve ispanya hollandası* kendi ülkesine ilhak etmek istedi.
    bir de ispanya kralı ll. charles'in kızkardeşi ile evlenmişti. bu konudaki amacı, avrupa'nın öteki devletlerinin bağımsızlıklarına son verecek olan, "evrensel monarşi"yi kurmaktı.

    arkasında büyük bir miras bırakacak olan ispanya kralı ll. charles'in ölmesi ile 1700 yılında avrupa savaş ile karşı karşıya gelmişti. miras üzerinde en büyük hak sahibi, ll. charles'in iki kızkardeşi ile evli bulunan habsburg imparatoru ve fransa kralı'ydı. ll. charles ölmeden önce mirasın kime kalacağı konusunda vasiyet bırakmıştı. vasiyete göre ispanya toprakları parçalanmadan bir bütün olarak 14. louis'in torununa kalacak ama taht hiç bir zaman birleştirilmeyecek; 14. louis kabul etmezse, habsburg imparator'unun oğluna verilecekti. 14. louis bu mirası kabul etti ve savaş başladı. savaş sonunda utrecht barışı imzalanacak ve ispanya tahtına 14. louis'in torunu ll. philippe geçecekti.*

  • o kadar alışmışsınız ki insanların acısını, sevincini sosyal medya üzerinden göstere göstere yaşamasına insan bir gün sessiz kalıp yasını yaşasa size garip bir olaymış gibi geliyor.

    çıkın artık şu kalıplaşmış durumlardan.

  • ben fenerliyim bu saatten sonra takımımı değiştirmem, ama çocuğum olursa beşiktaşlı olması için elimden geleni yapacağım, geziparkı direnişinizi de anlatacağım.

    teşekkürler çarşı!

    tanım: çok güzel bir taraftar grubu.

  • şu "çıkın sosyalleşin, bisikletinizi scooter'ınızı alın dışarı çıkın, tüketmeden eğlenebilmeyi öğrenin" diyenler nasıl bir kafa yaşıyor anlamak güç. bisikleti olmayan birisi için şu an kafadan 2000 lira harcattınız. scooter'ın rayici nedir bilemiyorum, bisikletten hallicedir diye tahmin ediyorum. "çayımı alayım termosa koyayım" desen termos fiyatları 3 hafta önce 250 liralardan başlıyordu. şimdi kaç olmuştur allah bilir. zaten istanbul'da bisiklete mi binilir amk siz delirdiniz mi? sinir stres sahibi olmayı geçtim 3 kişilik aileye gereken bisiklet miktarı x asgari bisiklet fiyatı zaten asgari ücreti geçiyor. herkes tek başına mı yaşıyor zannediyorsunuz?
    haydi her şeyi geçtim, tüm bunlara daha önceden sahip olduğumuzu ve tek başımıza yaşadığımızı düşünelim, sandviçimizi de evde yaptık çayımızı çorbamızı da... birisi bana "dışarı çıkıp sosyalleşmek" tam olarak ne demek, bir anlatabilir mi? ben dışarı çıktığımda kuşa, buluta, güneşe selam mı vereyim sosyalleşmek için? parka gidip bankta sap sap oturayım mı? arkadaşlarımla buluşsam mesela bankta termos kapağından çay mı içeceğiz? ulan ekonomi sıçmış batırmış, boğaza kadar batmışız adamlar hala iyimserlik sıçmaya çalışıyor ya ayar oluyorum. ne sosyalleşmesi lan?!

    edit: @iknowwhatyoudidlastsummer'in eklememi istediği mevzu da elbette arkadaş grubundan birisinin mutlaka sizi kafeye, yemeğe bir yere çağırması. bu yüzden görüşülemeyen insanlar var amk.