hesabın var mı? giriş yap

  • 8 aydir guvenle yasadigim memleket. 8 aydan sonra yerleseceklere bir kac nacizane tavsiye vermeyi kendime uygun gordum.

    konaklama

    oncelikle dubai de konakladigin muhit cok onemli. ben ilk geldigimde sirket beni al nahda adinda , sharjah emirligine sinir bir yere yerlestirdi. ben artik dubai de yasayacagim diye sevinirken, kendimi bir anda pakistan-hindistan sinirinda bir yerde buldum. sokaga ciktigimizda beyaz insan gordugumuzde hayirdir ins dedigimiz bir yere denk geldik. sokaga ciktigimizda dedigime de bakmayin, markete falan ciktigimizda. yoksa sole 2 yuruyeyim, bir parkta oturayim diyebileceginiz hic bir yer yok. sirketteki 6. ayi tamamladigimda direk 3 arkadasim ile beraber dubai marina da bir daireye ciktik. suan su sekilde bir manzaraya sahip evimde aksamlari balkonda nargile tutturuyoruz.

    http://i.hizliresim.com/zn7mv7.jpg

    oncelikle yasadigimiz bu 4 oda 4 banya 1 salon, 1 misafir odasi evimizin kirasi senelik 155.000 dirhem. yani 130.000 turk lirasi. kisaca aylik kiram 11 bin lira diyebiliriz. ve emin olun evin bulundugu muhit , evin buyuklugu ve manzarasi goz onune alindiginda evin kirasini kime soylesek , cok sanslisiniz lafini isitiyoruz. yani demem odur ki arkadaslar, ev kiralari pahali. cok pahali. eger bir is bulup geliyorsaniz, konaklamanin ucretsiz olmasina dikkat ediniz. ya da en guzeli, sirketin konaklama icin size en az senelik 50.000 dirhem para vermesini isteyiniz. zira verecekleri konaklama benim ilk yerleskemden farkli olmayacaktir.

    ulasim

    ulasim icin metro ve taksi yaygin bir secenek olarak gozukuyor. taksi inanilmaz derecede cok. ucretleri turkiye ile paralel. ancak kazandiginiz para dusunulunce taksinin ucuz oldugunu dusunebilirsiniz. metro sehrin hemen heryerine var. ancak inanilmaz yogun. tabi ki bunun icinde dubaide yer seyde oldugu gibi, bir ust klas var. gold class tercih ederek, daha luks ve nispeten bos kompartmanlarda 2 kat ucret karsiligi yolculuk edebilirsiniz. metronun bir ucundan bir ucuna 7 dirhem karsiligi standart, 15 dirhem karsiligi gold klass olarak yolculuk edebilirsiniz. ayni yolculuk icin taksiye yaklasik 80 dirhem odersiniz. 1 dirhem = 0.84 tl . arac almak icin ise dunya uzerinde daha uygun bir yer dusunemiyorum. zira vergisiz ortamda arac fiyatlari inanilmaz ucuz. dun arkadaslarimla 'bmw 650 cabrio mu yoksa mercedes slk200 cabrio mu' almanin daha iyi olacaginin muhabbetini yapiyorduk. ve 2006-2008 model bu iki aracin fiyati yaklasik olarak 25bin 26 bin tl civarinda degismektedir. memleketteki baba yadigari 2000 model fordu satip almayi dusunuyorum.

    yeme icme

    yeme icme konusunda cesitlilik inanilmaz derecede fazla. dunyanin butun mutfaklarina bizdeki yemeksepeti benzeri bir site olan talabat.com ile ulasabilirsiniz. ancak fiyatlar konusunda biraz caninizin sikilacagini belirtmek isterim. ornek vermek gerekirse gecen turk arkadasimla lahmacun soleyelim dedik. 6 lahmacun 1 litre ayrana, 145 lira para verdik. bir ogun icin odeyebileceginiz en dusuk tutar 40 dirhemdir. tabi bu yine yasadiginiz bolgeye gore degiskenlik gostermektedir. eski yasadigim bolgede , bir hint kardesimizin essiz ellerinden cikmis bir tavuk biryaniyi 20 dirheme yiyebilirsiniz. sunu soylemek isterim ki, ben yemek solemem ekonomi yaparim, gider marketten alisverisimi yapar, yemegimi kendim yaparim diyenlerdenseniz, nah yaparsiniz. zira evde yemek yapmak ile, disardan soylemek arasinda ogun basina en fazla 4 5 lira oynar. zira super marketteki fiyatlarin da masallahi vardir. bir kilo dometes geldigi ulkeye gore yaklasik 10 11 liradir . tavuk filetonun kilosu 24 liradir. bunun baharatini yagini tuzunu ekleyince size bir ogun yaklasik olarak 25 26 liraya denk gelmektedir. yani evde yapmak ve disardan soylemek sizin bir tercih meselenizdir. bu arada tum supermarket ve kucuk marketlerin eve tasima bedeli vardir.

    icki konusuna gelince , evet belki her kose basinda marketten soguk biranizi alamiyorsunuz ama, bir bar club a gidip rahatlikla ickinizi icebilirsiniz. ustunede soguk su niyetine bir biraya 50- 60 dirhem paranizi birakirsiniz. benim isim icabi bir cok yerde yuzde 50 indirimin oldugu icin daha birami daha keyifli icebiliyorum. ancak size tavsiyem dubai de yasayacaksaniz eger, ajman emirliginde bulunan ve alkol lisansi istemeyen bir kac dukkandan yuklu alisverisinizi yapip, alkolu evinize getirmeniz. zira alkol fiyatlari dedigim yerde oldukca uygundur. uygun dedigim bir litrelik red label i 60-70 dirhem araliginda alabilirsiniz.

    alisveris

    dubai icin alisverisin baskenti diyebiliriz sanirim. zira inanilmaz buyuk alisveris merkezleri butun turistleri cezbetmektedir. zira ben alisveris merkezi kullanmayi tercih etmiyorum. zira afedersiniz, o devasa binalarda, aradigim hic bir boku bulamamaktayim. ayrica kilik kiyafet konusunda dubaiden alisveris yapmanizi tavsiye etmem. ben isim geregi cok gezen bir insan oldugumdan, kilik kiyafet alisverislerimi baska ulkelerden ya da turkiyeden yapmayi uygun goruyorum. zira dubai de oldukca yuklu bir miktar oduyorsunuz. alisveris yapmak istiyorsaniz , teknoloji alisverisinizi dubaiden guvenle yapabilirsiniz. yeni tasindigimiz ev icin lg 65 inc 4k uhd televizyonumuzu 4600 dirhem ( 3880 tl ) ye aldik. ayrica yine lg marka 5+1 ses sistemi bize sadece 770 dirhem ( 650 tl ) ye maloldu. turkiyeye gelmeden kendime bir adet 128 gb iphone 7 aldim. onunda bedeli 3200 dirhemdi. yani doslarim sizlere tavsiyem , elektronik alisverisinizi dubaiden, diger alisverislerinizi memleketten yapmaniz.

    faturalar

    tabi dogal olarak faturalarda pahali. en yuksek bedel dogal olarak merkezi klimaya gitmektedir. aylik 600 dirhem merkezi klima , diger hizmetleri ise aylik 1200 dirhem olarak dusunebilirsiniz. internet icin televizyon ve ev telefonu ile birlikte 500 dirhem, cep telefonu faturaniz icin ortalama 200-300 dirhem olarak dusunebilirsiniz.

    genel itibari ile soylemek gerekirse dubaide is buldugunuz taktirde en az 10.000 dirhemlik bir gelirinizin olmasina dikkat ediniz. tabi bu ilettigim tutar ev kirasi haric olan tutardir.

    genel itibari ile dubai aileniz ile beraber ozgurce, guvence kayginiz olmadan yasayabileceginiz bir yerdir. gece saat kac olursa olsun, sehrin istediginiz yerinde rahatca dolasabilirsiniz. basiniz alkollu olup kavga gurultu cikarmadiginiz surece kolay kolay belaya girmez. ama basiniz polis ile belaya girerse, cok kolay bir sekilde dubaiye by by diyebilirsiniz. eger ben etliye sutluye karismam, alirim parami, keyifli keyifli yasarim diyorsaniz, dubai tam size gore.

    eger gelmeden once sorulariniz olur ise, cevaplamaktan mutluluk duyarim.

  • osmanlı imparatorluğu'nda en tepedeki yönetici pekala padişah idi. padişah olmak için osmanoğulları hanedanına mensup olmak ve erkek olmak gerekir idi.

    kösem sultan, oğlu murad ( 4. murad ) tahta çıktığında henüz çok küçük yaşta olduğundan ötürü saltanat naibi sıfatıyla devleti yöneten kişi olmuştur bir süre.

    daha sonra vezir-i azâm gelmektedir. diğer paşalar gibi enderun'da yetiştirilen kimseler önceleri liyakat usûlü ile sonraları torpil ile bu makama erişebilmişlerdir. pek tabii saraya damat olmak da bu makama erişmekte olanak sağlamaktadır.
    osmanlı imparatorluğu, devşirme usulüyle enderun mektebine çocukları getirmiştir. acem, kürt, rus, yahudî ve çingene çocuklarının enderuna alınması; devlet adamı yapılması yasaktır!

    şeyhülislam, kazasker, kadı gibi ilmiye sınıfına mensup kimseler orhan gazi döneminden itibaren eğitim vermeye başlanan medreselerden yetişmiş kimselerdir.
    şeyhülislamı padişah atamakta, gerisi silsile halinde devam etmektedir bu atamaların. maalesef burada dahi rüşvet ve iltimas alıp başını gitmiştir.

    haremağası olmak için hadım edilmiş olmak lazımdır. daha sonra iş, sultanların gözüne girmekten geçmektedir.
    lâkin valide sultan dahi olsa kendi başına bir atama gerçekleştirememekte, padişaha muhakkak danışmaktadır.

    subaşı atamalarına osmanlı imparatorluğu çok fazla özen göstermiştir. subaşı olacak kişinin kaleminin ve kılıcının sağlam olması, örfe bağlı, ilim irfan sahibi kimseler olması gerektiği belirtilmiştir.

    bostancıbaşı olmak için de cesur ve güçlü kuvvetli olmak şartları aranmaktadır. ayrıca köse olmamalıdır.

    müneccimbaşı, ilmiye sınıfı tarafından seçilirdi. bu kişinin ilm-i nücûma en iyi hâkim olan kişi olmasına dikkat edilirdi. osmanlı imparatorluğu tarihinde toplam 37 kişi müneccimbaşı olarak görev yapmıştır.

    mahalle imamları o mahalle ahâlisinin ekseriyetinin istediği kişilerden seçilmektedir. yalnızca büyük camilerde atama usûlü gerçekleştirilmiştir.

    bakkalbaşı, kasapbaşı gibi esnaf yöneticileri de esnafların kendi aralarındaki seçimlere bırakılmış idi.

    türk tarihinin ilk seçimi 1830'da bolu'nun bir köyünde yapılan muhtarlık seçimleri ile gerçekleşmiştir. bu tarihten önce atama usûlü var idi ve seçimler giderek yaygınlaşmıştır sonrasında.

    türk tarihinde halk oylarıyla belirlenen ilk meclis de 1877 mart-haziran osmanlı meclis-i mebusanı nâm-ı diğer 1. meclis-i mebusan olmuştur. seçime girebilmek için 25 yaş üstü olmak ve ev bark sahibi olmak şartları aranmıştır.

    dipçe-i iman: tabii hepsinden önce kişi müslüman olmalıdır.

  • bence bunun sebebi kargo şirketleri. kargo şirketleri kutuları o kadar kötü taşıyorlar ki amazon risk almamak için böyle bir yola başvuruyor.

  • "allah için yola çıkanı allah yolda bırakır mı?"

    bildiğim kadarıyla peygamberin torunu çölden çıkamamış orada aç susuz ölmüştür.

    demek ki allah için yola çıkmamış, allah yolunda olan yezid'miş çünkü yezid yolda kalmadı, her işi rast gitti.

  • beni şaşırtmamış, ve şaşırtmadığı için gelecek adına korkutmuştur.

    kimse kusura bakmasın hayatta bi halt olamamış daha sakalı bıyığı terlememiş, eline silahı verilmiş, her yaptığı yanlışta sırtını sıvazlanan gençlerin olduğu bi kurum artık emniyet.

    geçen piknikte bi tanesi de ailesiyle gelmiş. belli genç, kara kuru, aptal bişey. silahı takmış beline. t-shirt ten görünsün diye takla atıyo. karşı masada kızların olduğu bi grup var. bi ara seslenecektim kızlara, gördük diye bağırsınlar da bu salak kendini vurmasın yanlışlıkla diye. ya dedim biz başımıza bişey gelince polis diye aslında bunu mu çağırıyoruz? bi karete figürleri falan yapıyo. bak mahalle arası kurslarda bile sarı kuşak vermezler o kadar berbat. o kadar saçma, anlamsız, gereksiz. baştan ayağa cehalet bi genç.

    sivilde değil eline silah, ağaç dalı vermeyeceğimiz bi çok genç işsize emanet edildik. mini mini seçim yatırımlarımız canımızı ve malımızı koruyor, bu da beni korkutuyor.

    son bir şey daha berkin elvan hala uyuyor.

  • dil bilmesem çok hüzünlü sözleri olduğunu zannedeceğim, ama neyse ki türkçe bildiğim için melodisindeki hüzne yabancılaştığım şarkıdır.
    sözlerini irdelemek gerekirse, ki şart değil, ama irdeleyelim :

    giden günlerim oldu (neye veya nereye gitti? hadi neyse..)
    seni anmadım yola bakmadım hala (az sonra değinilecek..)
    dile gelmeden düşlerim yanlızlığa (gizli yüklem(?) kullanılmış. ama çok gizli, bilemiyoruz)
    susman da yeter ki son vermem için hayatıma (seni anmadım, gittiğin yola bakmadım, ama sussaydın hayatıma son verirdim mi, ne??)
    tüm güllerim soldu (tamam, olabilir..)
    sana atmadım taraf olmadım asla (neye taraf, hangi taraf? hangi taraf hangi durumda hangi tarafa solmuş gül atar?)
    dile gelmeden düşlerim yanlızlığa (bir gizli yüklem daha.. ilkiyle aynı olduğundan şüpheleniyorum.)
    gülmen de yeter ki geri gelmem için hayata (sus öleyim, gül geri geleyim.. hadi olabilir o ruh zannı terkedilende, neyse...)

    beni alsalar ipe koysalar (ipe koymak? "benden boncuk yapsalar" anlamında mı?)
    dayanamaz yine kadere salsalar (ne dayanamaz? kadere salmak ne demek? hadi bi anlamı var diyelim de, neyi salsalar?)
    gönlüm arıyor titriyorum bak (akıl telim titredi, ne dediğimi bilmiyorum bak?)
    sıra gelmeden gidemem ki ben (gitmek ölmek manasındaysa -ki bi manası varsa öyledir muhtemelen; 4.mısra ile bağdaştırırsak şöyle bir sonuç çıkıyor: susman da yeter ölmem için. ama allah sıralı ölüm versin. sen susunca önce büyükler başlasın gitmeye, ben gençliğime doyayım.)
    tutmaz ellerim seni görmeden (neyi tutmaz dicem ama, hadi takatsizlik anlamında kabul edelim..)
    zaman geçiyor bekliyorum bak (tek başına anlamlı, bütün içinde neyin beklendiği anlaşılamayan bir cümle.)

    kısaca konu : galiba birisi birini terk etmiş. terk edilen çok üzülmüş, bilemiyor ne diyeceğini. ama terbiyeli bi kişi, kötü de konuşmak istemiyor, öyle ağzına geleni söylüyor.