ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
21 yaşında hala bilgisayar oyunu oynayan ezik
-
öğretmen, öğrencisine;
-fatih senin yaşındayken istanbul'u fethetti. peki sen ne yapıyorsun ? hala çocuk gibi şımarıp, oyun oynuyorsun.
öğrenci: ama hocam, onun da hocası akşemseddin'di, der.
bu kısa ve özlü hikayeden bihaber olan insan beyanatıdır.
12 mart 2020 otogar görüntüsü
-
yarın itibari ile corona olmayan şehir kalmayacak.
hoşgeldin corona bebek.
leopold ii
-
kongo'ya hiç gitmemesine rağmen 10 ila 15 milyon insanın ölümünden ve sakat kalmasından sorumlu olan belçika kralı(1835-1909)dır.
kurduğu kauçuk ve fildişi şirketi yöneticileri, köylüleri acımasızca çalıştırmış, isyan edenlerin el ve ayaklarını kesmiştir. kesilen el ve ayakların çoğunlukla küçük çocuklara ait olduğu ortaya çıkmıştır.
arkasında sömürülmüş ve katledilmiş bir toplum ve yok olmaya yakın bir fil nüfusu bırakmış olan kral, söz konusu şirket sayesinde kendisine dev bir kanlı servet sağlamıştır.
23 eylül 2020 trt'nin ersin düzen açıklaması
-
tahminime göre bahse konu aylık 27 bin 500 lira para ersin düzen'e sadece program moderatörlüğü için veriliyor.
stadyum denilen program bir dış yapım! yani x bir şirkete de para ödeniyor.
bu tip programlar neden dış yapıma verilir malumunuzdur.
ulan sen trt'sin, yayın kuruluşusun, maaşlı çalışanların, işini bilen adamların var. koyarsın oraya bir spiker, 3 yorumcu, aylık maaşlarını verirsin olur biter.
bir stüdyo programı neden dış yapım olur trt bunu açıklasın önce!
edit: kısa bir araştırma ile söz konusu şirketin sahibinin de ersin düzen olduğu görülüyor;
ers prodüksiyon reklamcılık ve organizasyon ltd.şti
ömer lütfi akad
-
“adapazarı’na gitmeye hazırlanıyorduk. gitmeden önce bazı siparişler vermek üzere biriyle buluşmam gerekiyordu. birden, üstümün başımın pek güven verici olmadığını fark ettim, özellikle ayakkabılarım çok kötü durumdaydı. taksim sineması’nın (şimdi devlet tiyatrosu’nun bulunduğu bina) uzun duvarı boyunca art arda dizili ayakkabı boyacılarına doğru hızla yürüdüm, az vaktim vardı, en öndekinin sandığına ayağımı koydum. ‘çabuk usta, şişir, acelem var’ dedim. boyacı başparmağı ile arkayı gösterdi. ‘arkadaki arkadaşa geç beyim’ dedi. ‘neden, ne oluyor’ dedim. ‘ben ayakkabı boyarım’ dedi adam, ‘bu benim işim, şişirme istiyorsan arkaya geç’. bir an kalakaldım. bütün alacağı yirmi beş kuruştu, bir liranın dörtte biri. ayağımı sandıktan çekmedim. ‘buyur, bildiğin gibi boya’ dedim, ‘hakkını ver’. beni bekleyen sonsuza kadar bekleyebilirdi, ben burada hayatımın dersini alıyordum.”
lütfi akad, ışıkla karanlık arasında, sayfa 24.
türkiye iş bankası kültür yayınları, istanbul 2004
tuğba södekoğlu
-
az önce habertürk canlı yayınında kardeşi enkaz altında kalan bir kızın "yardım gelmiyor günlerdir çağırıyoruz" dediği an mikrofonu çekip hemen kızın yanından uzaklaştı.
çürüme bütün ülkeye yayılmış.
videosu: https://twitter.com/…siz/status/1623088528937607170
edit: şu başlığı açtım destek verebilir misiniz belki bir şeyler değişir:
(bkz: depremzedelere mikrofon uzatamayan türk medyası)
26 aralık 2014 beyazıt öztürk'ün vefası
hepsiburada.com'da satılan tanga
otel sahipleri zararlarını nasıl tazmin etsin
-
gitsinler çin cumhurbaşkanından talep etsinler. ama adam makatlarına yarasa şiş sokarsa karışmam. ytd.
edit: gene başa kalan bir başlık. cesur yürek(ler) kaçmış.