ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ismailağa cemaati'nin yılbaşı yürüyüşü
-
10 kişi toplanıp tarikatlardaki çocuk istismarına karşı yürüyüş yapsak hem dayak yeriz hem de hakkımızda en az 5 dava açılır.
böyle de iki yüzlü böyle de adaletsiz bir dönemden geçiyoruz.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
kızım geceleri benimle beraber gökyüzüne bakmayı çok seviyor. bir sürü soru soruyor. ben de anlatıp duruyorum. bir ellie arroway olsun hırsım yok ama ilgilenmesi acayip hoşuma gidiyor. daha önce gezegenlerden - yıldızlardan - aydan çok konuşmuştuk. yine öyle bir gece:
- bak baba... şurada yanyana üç yıldız gördüm.
- orion'un kuşağı o canım.
- kuşak ne demek?
- kuşak kemer gibi bir şey, insanlar giysileri düşmesin diye takarlar.
- ama niye ona kuşak demişler? kim takıyor ki?
- orion. avcı o. eski insanlar oradaki yıldızları bir avcıya benzetmişler. bak şunlar bacakları, şurası gövdesi, şurası...
- çok saçma. orada bir üçgen var, orada da bir dörtgen. eski insanlar da çok komikmiş. (boğa takımyıldızını göstererek) bari şuna da inek deselermiş hahahaha!
- (gulp)
ya evlenelim ya da ben ayrılmak istiyorum
-
bunu diyen kadınların esas derdi sevdiği insanla birlikte olmak değil evlenmektir. yani "ya evlenelim ya da ben ayrılmak istiyorum"un meali aslında: "ya evlenelim ya da evlenmek için zaman kaybetmeden başkasını aramaya koyulayım"dır.
geleneksel & yarı geleneksel türk ailesinde yetişmiş kadınlar türk aile yapısınca tanımlanmış 'evlenme yaşı' alt sınırına geldiklerinde (mesela 26-27), kendileri üzerinde, ister istemez, "artık evlenmeliyim" şeklinde bir baskı yaratmaya başlıyorlar. yaş ilerledikçe bu baskının şiddeti de maalesef giderek artıyor. sonrasındaysa "ya evlenelim ya da ben ayrılmak istiyorum"... ve ardından 6 ay süren evlilikler ya da ayrılık.
kadınlar üzerinden anlatmaya çabaladım ama bu türk aile yapısı denen ataerkil nane, karar almada hepimizin önünde bir duvar - lanetimiz. insan hayatıyla ilgili bir karar almadan kendine cesurca sormalı: "ben gerçekte neden evlenmek istiyorum?" ve dürüstçe cevaplamalı.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
web tasarımcı pozisyonu için gittiğim orta büyüklükte bir şirkette developer tarafından sorulan soru:
+tasarım dünyasına getirdiğiniz bir yaklaşim, bir yenilik var mı?
-öyle bir şey olsaydı bu mülakatta olmazdım sanırım.
sonuç: işi aldım.
sahibinin peşinden inançla koşan vefalı tekerlek
-
istanbuldaki binlerce sürücüden daha fazla kurallara uygun ilerleyen tekerlektir.
sürekli şeridini değiştirmez,
hız sınırlarını aşmaz,
sağa sola küfretmez,
sinyali olsa sinyal bile verir.
(bkz: yaşasın tam bağımsız tekerlek)
van gogh tablosuna çorba fırlatılması
-
tepki olarak bunları mancınığa koyup dev bir çorba kazanına atın. sanat bilmeyen neslin amk.
ihsan oktay anar
-
“benim asıl kimliğim yazarlık değildir. yarın belki bütün elyazmaları, notları, kütüphanemi terkederek ortalama bir kemancı olmaya çalışırım. fakat kemana da bağlı kalamam. yani bir insanın kendini yazar, öğrenci, genel müdür kimliği içine sıkıştırmasını ve bununla kıvanç duymasını anlayamıyorum. dünya o kadar büyük ve seçenekleri o kadar fazla ki keman çalmak bize zevk veriyorsa niye yazar olarak kalalım, bu dünyaya eğlenmeye geldik.”
(bkz: e dergisi)
rte'nin ekrem imamoğlu'na fetö'cü demesi
-
biz kimin fetöcü olduğunu iyi biliyoruz.
edit: imla
yaran tatlı hayat diyalogları
suç ve reza
-
dostoyevski'nin gizli sakli kalmis bir romani. iste bir cocuk var, maddi zorluk cekiyor, baltayla devleti soyuyor vs vs