hesabın var mı? giriş yap

  • 4 saatten uzun süren yolculuklarda başıma gelen olay. uyuyamadığım için önce bi belden aşağısı öne kayıyor, sonra eller kucakta birleşiyor, kafa yana kayıyor derken bi de gece yolculuğuysa yıldızlara dalıyorum; ulan kainata bak amma çok yıldız var düşünüyorum bildiğin. şöyle bi 200-250 saat devam etsek yemin ediyorum tanrı parçacığı yaparım otobüsteki alet edevatla. valla yaparım.

  • yoğurdun lezzeti tuzun belirli bir aralıkta olmasını gerektirir. ayran yapmaya çalışırken kattığın su ile yoğurdu seyrelttiğin için oranı yakalamak için biraz tuz ilavesi yapman gerekir. bu kadar basit. biraz düşüünsen çok basit aslında. basit, basit, basit!

    edit: yeni gördüm. sodyum klorür'den başka tuz bilmeyen laf atmaya kalkmış. ne desem bilemedim.

    yıllar sonra gelen edit: ara ara oylanıyor bu entry. kendini unutturmuyor. süt, yoğurt, ayran ilişkisinde tuzun yeri üzerine hangi tuzlardan bahsedildiğine dair bir şeyler paylaşayım.

    "süt tuzları: sütteki tüm metal iyonlarını, organik ve inorganik anyonları kapsar. bu tanıma göre iyonize gruplar içeren ve katyonlarla tuz benzeri bileşikler içeren süt proteinleri de girebilir.

    süt tuzlarının büyük bir kısmı serum içerisinde çözünmüş halde, bir kısmı da kolloidal halde veya yağ globüllerine absorbe edilmiş halde bulunur.

    mineral maddeler sütte klor, flor, fosfor asidi, kükürt asidi, limon asidi gibi anyonlarla bileşik oluştururlar. katyon ve anyonların karşılıklı etkileriyle sütün tuz sistemi oluşur. minerallerin toplam miktarı oldukça sabittir. çok az orandaki değişiklik bile tuz sisteminde önemli kabul edilir. diğer süt bileşenleri gibi tuzlar da kandan meydana gelir. ancak filtre sistemi nedeniyle ikisi arasında miktarsal farklılık vardır.
    iyonlar önem sıralarına göre aşağıdaki gibidir.

    makro elementler :
    katyon ( na+, k+, ca++, mg++)
    anyon (cl-, po4-, so4-, hco3- sitrat iyonları)

    iz elementler :
    katyon (fe++, rb++, zn++, li+, cu++, ba++, co++, pb++, al+++, mo++, sn++, ct++, sr++, ti+++, mn++, ag+, v+++)
    anyon (f-, j-, br-, b, si, se )

    süt tuzlarının miktarları (mg/l)

    sodyum - 500
    potasyum - 1450
    kalsiyum - 1200
    magnezyum - 130
    toplam fosfor - 950
    inorganik fosfor - 750
    klorid - 1000
    sülfat - 100
    karbonat(co2 olarak) - 200
    sitrat (sitrik asit olarak) - 1750

    kaynak : tıktık

  • milenyum sonrası hala ilginç yöntemlerle hapisten kaçması muhteşem bir şey. kameralara, yüksek donanımlı hapishane ve güvenlik sistemlerine rağmen insan zihninin yine de üstün gelebildiğini gösteriyor. insan zihninin keşfedilmemiş kısımları şu ana kadar bu tür modern kısıtlama araçlarına üstünlük kurabiliyor ve tahmin ediyorum ki bu hep böyle sürecek. suçlunun en kısa zamanda yakalanıp tekrar kodese tıkılmasını temenni ederim.

  • gideceginiz sehri ve kalacaginiz gun sayisini belirtiyorsunuz, bu site de size super bir program hazirliyor.

    baslayacaginiz noktadan, orda gecireceginiz sureye kadar gunu en verimli kullanmak icin gerekli hersey gorsel ve yazili olarak hazir. (indirme secenegi de sunmuslar). tabi isterseniz rotada keyfinize gore degisiklikler de yapabiliyorsunuz. baslangic saatinizi vs. belirleyebiliyorsunuz.

    ayrica rotanin maliyetini de kisi sayisina gore hesapliyor. (muze varsa muze girisi, atraksiyon varsa onun ucreti gibi)

    web sitesi : http://www.visitacity.com/

    ornek 1 gunde paris rehberi : http://www.visitacity.com/…y--top-attractions-day-1

  • suyu sıcak içmek, çin'de hayli yaygın olarak tercih edilen bir olay. nedenleri ise şöyle:

    - geleneksel çin tıbbında soğuk veya buzlu içeceklerin tüketilmesinin vücudun iç ısı dengesini bozabileceğine ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğine inanılır. sıcak suyun sindirime yardımcı olduğu, dolaşımı desteklediği ve toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olduğu düşünülmektedir.

    - tarihsel olarak, temiz ve güvenli içme suyuna erişim her zaman garanti edilememiştir. tüketmeden önce suyu kaynatmak, suyla bulaşan hastalıklara neden olabilecek zararlı mikroorganizmaları ve parazitleri öldürmenin bir yoluydu. modern sanitasyon uygulamaları su kalitesini iyileştirirken, sıcak su içme alışkanlığı devam etti.

    - çin'in bazı bölgelerinde, özellikle kış aylarında iklim oldukça soğuk olabilir. sıcak su içmek, vücudun sıcak kalmasına yardımcı olabilir ve soğuk havalarda rahatlık sağlar.

    - kültürel uygulamalar genellikle zamanla derinlemesine kökleşir ve nesiller boyunca aktarılır. sıcak su içmek, çin de dahil olmak üzere birçok asya ülkesinde kültürel bir norm haline geldi ve genellikle sağlık ve esenliğin sembolü olarak kabul ediliyor.

    - bazı insanlar, soğuk suya kıyasla vücut tarafından daha hızlı emildiği için sıcak su içmenin sulu kalmanın daha etkili bir yolu olduğuna inanır, bu da çok soğuk sıvıları tüketmenin şokundan kaçınmaya yardımcı olabilir.

    çin'deki herkesin sıcak su içmediğini ve tercihlerin kişisel inançlara, bölgesel geleneklere ve kuşaksal farklılıklara göre değişebileceğini unutmamak gerekir.

    theculturetrip

  • erkek istediğini giyer, istediği gibi yürür.
    sen bak-ma-ya-cak-sın. bu kadar basit.

    edit: umarım ironiden anlamayan nesil başıma üşüşmez. korkuyorum sözlük.

  • edit 2: bir arkadaştan george orwell sözü,
    düşünün çünkü henüz yasaklanmadı

    düşünüyorum da, hepimizin mi bu kadar kaybedecek şeyi var. kişisel özgürlüklerimiz o kadar kısıtlanmış ki, duvarları olmayan bir hapishanedeyiz. korku imparatorluğu mu bu? öyleyse, hakikaten neyden korkuyoruz?
    dayatmaları kabullenerek daha nereye kadar varacağız? farkında mısınız adı şeriat olmayan, ama muhafazakarlığın dibine kadar dayatıldığı iki yüzlü, sahtekar bir ülke olduk.
    son yasakla,
    her daim içen birisi değilim, ama istediğim zaman, dışarıda içmeyi geçtim, parasını verip birşey alamıyor olmak, bunun bana dayatılıyor olması ve buna sesimin, sesinin çıkmıyor, çıkamıyor olmasından nefret ediyorum.
    gittikçe boğuluyorum, insan görmek istemiyorum ama çekip gidip bir yeşillikte, deniz kenarında öyle boş boş oturmaya bile izin yok.
    herkes birşey olsun istiyor, ama beklemek, umuda boşa kürek çekmek gibi.
    debelenmesek bile batıyoruz, yalnız, çamura değil, bildiğin boka, ta ki nefesimiz tükenene kadar.

    kadehlerinizi kaldırın gençler,
    en çok da kimin o bok çukurunda boğulmasını istiyorsanız ona.
    şerefe...

    edit: gelen bir mesaj,
    " 1920li yıllarda ülkenin fabrika ayarlarıyla oynadınız şimdi bir babayiğit çıktı ve ülkeyi fabrika ayarlarına geri döndürüyor"