hesabın var mı? giriş yap

  • "internet hızı sıralamasında avrupa ikincisiymişiz. haberle ilgili yarım saattir dolmasını beklediğim video yüklensin detayları vericem."

  • dünyaya ders verecekmiş. türkçe dersi mi?

    lafa gel: ''o kadar yabancıya inat, tüm dünyaya ders verirdim.''

    başka bir ülkede bu lafı söyleyen adamlara klinik tedavi tavsiye ediyorlar dostum.

  • the su hallerde kullanilir:

    1. belirli bir kisi, sey veya yer hakkinda konustugumuz zaman

    ornegin,

    i asked the teacher about the date of the exam.

    2. konustugumuz sey cok net ve aciksa

    ornegin,

    they opened the door and came into the classroom.

    3. konustugumuz seyden, herkesin bildigi, bir tane varsa

    ornegin,

    we looked at the moon

    4. muzik aletlerinde

    ornegin,

    i can play the piano but not the violin.

    5. deniz, okyanus, nehir, selale, col, yagmur ormani isimlerinde

    ornegin,

    the pasific ocean
    the sahra desert
    the amazon rainforest

    6. siradag veya takimada

    ornegin

    the himalayas
    the canary islands

    the su hallerde kullanilmaz:

    1. konustugumuz insanlari ve seyleri genellerken

    ornegin,

    women are so beautiful. (not the women)
    footballers earn a lot of money (not the footballers)
    i think love is important than money (not the love)

    2. spor, yemek ve okul ile ilgili konulada

    ornegin,

    i hate football but i love cycling ( not the football)
    we always have lunch together (not the lunch)
    i am so good at maths ( not the maths)

    3. next/last + day/week/monnth/season/year

    i went to tokyo last month. (not the last month)
    what are you doing next weekend? ( not the next weekend)

    4. okul, universite, is, yatak (bed), hastane, ibadet yeri (kilise, cami vs.), cezaevi hakkinda genel icinde konusuyorsak ve bunlarla ilgili be in/at, go to, get to, start, finish, leave fiilerinden sonra sonra the kullanmamaliyiz.

    he is at school ( not the school)
    i start work at 9. (not the work)

    5. gol, beach, tek dag ve tepe olursa

    lake van
    x beach

  • bu adam parasını peşin ödemeye alışmıştır ama elin ingilizi sorar nereden buldun bu parayı diye. "kredi çektim" demek işte bu sorulara en güzel cevap olur.

  • bir çocukluk aktivitesi. anne bir yandan yatakları sererken, çocuk orada balıklama atlar diğer yatakların ve yorganların üstüne. kardeş de varsa süper güreş yapılır ve boğuşulur orada.

  • havaalanında, pasaport kontrolü için kuyruktayız. hemen ardımda almanya'dan oğlunu görmek için yurda dönen yaşlı bir çiftin konuşmalarına kulak kabartıyorum. beklemekten hiç hoşlanmayan biri olarak, aylar belki yıllar sonra gerçekleşecek bol özlemeli bir buluşmanın çok değil bi 5 dakika önce gerçekleşmesi için insanlığım tutuyor ve sıramı onlara veriyorum. buyrun teyzecim, siz geçin öne diyorum. kadın, kocasını da çekiştirerek geçiveriyor önüme. gurbet bana hiç yaramıyor belli ki, bu sefer de bu kol kola çiftin yıllar boyu kim bilir ne zorluklara birlikte göğüs gerdiklerini filan düşünüyor, teyzemin taa gözlerinin içine içine tatlı tatlı gülümsüyorum. ama anılan teyze bu duygusal anı ahan da şu sözleriyle pırasa gibi doğruyor: "ne bakıyon?"

    yok bi şey.

  • kardesim, yillardir dogrusunu dile getiriyoruz. 'sen de', 'o da', 'oteki de' 'beriki de' anlamiyorsunuz. herhalde 'sende' bir sey var. isi inada sokan sensin. dogru 'sekilde' kullan, bu 'is de' huzur 'icinde' cozulsun.

  • ruh hastası yobaz seni..

    ülkede 4 milyon arap dolaşır ses etmez, genel sağlık sigortası diye kendisine her ay borç yazılır ses etmez, 1 senede 25 bomba patlar, yüzlerce insan ölür duymaz, bi araba 100 bin lira olmuş bilmez, 1 kilo kıyma 40 lira olmuş alamaz, bütün dünyanın 3 katı fiyatına telefon televizyon alır umursamaz, patronu sigortasını yatırmaz bilmez, işsiz kalır dert etmez, suriye'de güvenli bölge oluşturacaz diye asker gönderilir, 70 şehit verilip geri dönülür, takmaz, dünyanın en güzel denizlerine doğasına sahip ülkesinde, elin hansı 1 ay tatil yapar, bu daha bir kez olsun ailece tatil nedir bilmez..

    ama çokonata reklamındaki subliminal 'meşazı' görüp, gece 4'te topkek pıçaklayıp ülkesini korur.