ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"internet hızı sıralamasında avrupa ikincisiymişiz. haberle ilgili yarım saattir dolmasını beklediğim video yüklensin detayları vericem."
haluk bilginer'in törende türkçe konuşmaması
-
dünyaya ders verecekmiş. türkçe dersi mi?
lafa gel: ''o kadar yabancıya inat, tüm dünyaya ders verirdim.''
başka bir ülkede bu lafı söyleyen adamlara klinik tedavi tavsiye ediyorlar dostum.
the
-
the su hallerde kullanilir:
1. belirli bir kisi, sey veya yer hakkinda konustugumuz zaman
ornegin,
i asked the teacher about the date of the exam.
2. konustugumuz sey cok net ve aciksa
ornegin,
they opened the door and came into the classroom.
3. konustugumuz seyden, herkesin bildigi, bir tane varsa
ornegin,
we looked at the moon
4. muzik aletlerinde
ornegin,
i can play the piano but not the violin.
5. deniz, okyanus, nehir, selale, col, yagmur ormani isimlerinde
ornegin,
the pasific ocean
the sahra desert
the amazon rainforest
6. siradag veya takimada
ornegin
the himalayas
the canary islands
the su hallerde kullanilmaz:
1. konustugumuz insanlari ve seyleri genellerken
ornegin,
women are so beautiful. (not the women)
footballers earn a lot of money (not the footballers)
i think love is important than money (not the love)
2. spor, yemek ve okul ile ilgili konulada
ornegin,
i hate football but i love cycling ( not the football)
we always have lunch together (not the lunch)
i am so good at maths ( not the maths)
3. next/last + day/week/monnth/season/year
i went to tokyo last month. (not the last month)
what are you doing next weekend? ( not the next weekend)
4. okul, universite, is, yatak (bed), hastane, ibadet yeri (kilise, cami vs.), cezaevi hakkinda genel icinde konusuyorsak ve bunlarla ilgili be in/at, go to, get to, start, finish, leave fiilerinden sonra sonra the kullanmamaliyiz.
he is at school ( not the school)
i start work at 9. (not the work)
5. gol, beach, tek dag ve tepe olursa
lake van
x beach
ebru gündeş'in 40 milyon tl'ye ev alması
-
bu adam parasını peşin ödemeye alışmıştır ama elin ingilizi sorar nereden buldun bu parayı diye. "kredi çektim" demek işte bu sorulara en güzel cevap olur.
anne yatağı sererken yorganların üstüne atlamak
-
bir çocukluk aktivitesi. anne bir yandan yatakları sererken, çocuk orada balıklama atlar diğer yatakların ve yorganların üstüne. kardeş de varsa süper güreş yapılır ve boğuşulur orada.
insanın içini bir anda acıtan sözler
-
havaalanında, pasaport kontrolü için kuyruktayız. hemen ardımda almanya'dan oğlunu görmek için yurda dönen yaşlı bir çiftin konuşmalarına kulak kabartıyorum. beklemekten hiç hoşlanmayan biri olarak, aylar belki yıllar sonra gerçekleşecek bol özlemeli bir buluşmanın çok değil bi 5 dakika önce gerçekleşmesi için insanlığım tutuyor ve sıramı onlara veriyorum. buyrun teyzecim, siz geçin öne diyorum. kadın, kocasını da çekiştirerek geçiveriyor önüme. gurbet bana hiç yaramıyor belli ki, bu sefer de bu kol kola çiftin yıllar boyu kim bilir ne zorluklara birlikte göğüs gerdiklerini filan düşünüyor, teyzemin taa gözlerinin içine içine tatlı tatlı gülümsüyorum. ama anılan teyze bu duygusal anı ahan da şu sözleriyle pırasa gibi doğruyor: "ne bakıyon?"
yok bi şey.
de'lerin yazılışına takmış güruh
-
kardesim, yillardir dogrusunu dile getiriyoruz. 'sen de', 'o da', 'oteki de' 'beriki de' anlamiyorsunuz. herhalde 'sende' bir sey var. isi inada sokan sensin. dogru 'sekilde' kullan, bu 'is de' huzur 'icinde' cozulsun.
ülker 1 nisan reklamı
-
ruh hastası yobaz seni..
ülkede 4 milyon arap dolaşır ses etmez, genel sağlık sigortası diye kendisine her ay borç yazılır ses etmez, 1 senede 25 bomba patlar, yüzlerce insan ölür duymaz, bi araba 100 bin lira olmuş bilmez, 1 kilo kıyma 40 lira olmuş alamaz, bütün dünyanın 3 katı fiyatına telefon televizyon alır umursamaz, patronu sigortasını yatırmaz bilmez, işsiz kalır dert etmez, suriye'de güvenli bölge oluşturacaz diye asker gönderilir, 70 şehit verilip geri dönülür, takmaz, dünyanın en güzel denizlerine doğasına sahip ülkesinde, elin hansı 1 ay tatil yapar, bu daha bir kez olsun ailece tatil nedir bilmez..
ama çokonata reklamındaki subliminal 'meşazı' görüp, gece 4'te topkek pıçaklayıp ülkesini korur.
türk sinema tarihindeki en efsanevi replik
-
şaban oğlu şaban filminin sünnet sahnesinde geçen ihsan yüce'nin yürek burkan haykırışıdır
- neresini kesecem bunun ?
+ kesmeyeceksin.
- bunu bana göstermek için mi çağırdınız !!!
recep tayyip erdoğan'la dalga geçen çin medyası
-
(bkz: dalga geçen ülke çıksın beyler cumhur kasıyor)
dünya lideri, dünya devi olacağız diye yola çıktık ama maskara olduk arkadaş gelen geçen dalga geçiyor bu nedir ya!!!
babasına tokat atan polise tokat atan genç
-
cennet, hayırlı evlatların attığı şaplakların patladığı enselerdedir.
kezban dedektörü kitaplar
-
(bkz: 50 shades of grey)