ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
the human centipede
-
modern insanın sistem ve düzen algısını merkeze yerleştirip onun etrafında sistemi derinlemesine eleştiren bir yapıya tanıklık ediyoruz bu filmde..
yetmiyor.. bu film bize yalnızlık kavramı üzerinden çoğulcu fakat eklektik bir yapılanmanın asla mümkün olamayacağını haykırıyor, gözümüze sokuyor.
yetmiyor.. kurmacanın bütün imkanlarından faydalanarak gerilim ve korkunun sınırlarında iğrençlik tanımını yeniden yapıyor..
bu da yetmiyor.. temelinde oldukça esnek olduğu halde, aynı kalıplarla topluma rehberlik etmeyi sürdürebilen geleneksel ahlakın suratına bir tokat indiriyor..
yetmiyor.. umudun tükendiği yerde yeni bir umut varolabilir mi sorusunu kazıyor belleğimize.. elbette cevap veremiyoruz..
yetmiyor.. insan hayvan ikilemiyle yüzeysel indirgemeciliğin kitabını yazan elitizmin içten pazarlıklı algısına acımasızca meydan okuyor..
bitti mi.. bitmedi..
yetmiyor.. dünyayı, karanlık odalarda hazırlanmış global soslu yapay kültürlere mahkum eden, egemenlerin kucağına iten masonik üst yapıyı deşifre ediyor.. doktor figürüyle simgelediği bu mekanizmayı seyirciyi yerine mıhlamak için kullanıyor...
...
şaka len şaka... ben böyle filmin taa avradını skeyim...
ingiliz bayraklı havlu asan kişinin tutuklanması
-
comaristanda siradan birgun. bugun ingiltere'de bircok turk balkonuna , penceresine turk bayragi asmistir ve kimsenin umurunda olmamistir.
canlı köpeği kaynar suya atarak öldürmek
-
şüphesiz eğer ki hayvanların dini olsaydı şeytanı insan şeklinde hayal ederdi.
(bkz: william ralph ınge)
arkadaşlar atatürk'ün dedesinin adını bilen varmı
-
zübeyde hanım'ın babası
(bkz: sofuzade feyzullah ağa)
ali rıza efendi'nin babası
(bkz: kızıl hafız ahmet efendi)
aldatma görüntülerini düğünde yayınlayan damat
-
sözlükte bu adamı da eleştirecek ne bulacaklar diye merakla takipte kaldığım başlık.
bebek starbucks'ta otururken bir anda fakir görmek
-
- sonra ben de sana ne o zaman falan oldum ve de gitmiş bunu sarı burak'a söylemiş çok adi bir kız o kızım gerçekten çok sinsi yaa yılan gibi... ay o ne? ya eda, gariban geliyor yanıma galiba, yer değiştirelim, fakir gördüm gibi geldi eda, gidelim yaklaşıyor...
- fakir değil o mervesu, yılların sanatçısı edip akbayram... yeleği yüzünden fakir gibi gözüküyor.
- oh allama bin şükür içim rahatladı...
türkiye'nin en karaktersiz insanı
-
namusu şerefi üzerine yemin edip, tam tersi davranışlarda bulunan insandır.
bir erkeğe adres soran güzel kızın asıl amacı
-
güzel kız: pardon mehmet akif mahallesi nerde acaba?
erkek: şimdi şu okulu biraz geçin, sağa dönün, bir beş dakika ile..(kız keser)
güzel kız: ayy çok şeker yaa gerçekten bunun olabileceğine inandın mı?
erkek: neyin?
kız: sana adres sorabileceğime...
erkek: anlamadım?
kız: of ya sana adres sorar mıyım ben gerizekaaalı
erkek: kendinde misin sen?
kız: üff sanane be salak.
sonuç olarak yine erkeğin mallığına çıkan bir amaçtır.
yemeksepeti sipariş notuna yazılanlar
-
mc donalds'a
uzun suredir sizden siparis vermiyorum cunku her seferinde hem yanlis, hem gec gonderiyorsunuz. lutfen sicak, dogru ve zamaninda gonderek tekrar guvenimi kazanin.
sonuç: siparis 75 dakikada soğuk geldi.
mona lisa'yı resmederken sıçmaya gitmek
-
sanatın görünmeyen, biyolojinin ise yadsınamaz bir gerçeği.
öyle ya da böyle, da vinci bu eseri yaratırken illa ki sıçmaya gitti. elinde fırçası ile hafif sallanarak, belki de çok kritik bir hamleyi düşünürken "dur lan, bi' sıçıp geliyim." diye düşündü ve sıçtı. görüldüğü üzere sanat bile yeterince fularlı değildir.
dangerous world of comedy
-
netflix'te şu ana kadar izlediğim en iyi şey. seinfeld, curb your enthusiasm ve dilbert gibi dizilerde yazarlık/yönetmenlik yapmasıyla nasıl bir kafa olduğu az çok anlaşılabilen larry charles abimiz, gerçekten orijinal, zevkle izlenebilen ve de cesur bir iş yapmış.
hayatın terk ettiğini sandığım ülkelerde bile komedi yapmaya çalışarak hayatta kalmaya çalışan (hem maddi hem de manevi açıdan) ve konuşarak, gülerek, güldürerek belki de farkında olmadan o gelişmemiş medeniyetlerin ilerlemesine katkı sağlayan insanların var olduğunu anlamamı sağladı. sırf espri yaptığı için öldürülen insanların olduğu ülkelerde bunu yapmaya devam edenlerin olduğunu da. komedinin insanoğlunun ne derece elzem bir ihtiyacı olduğu, dört bölümlük bu belgeselin temel fikirlerinden biri.
özellikle ıraklı güldür güldür şov, liberya'da sokakta uyumasına rağmen yaşama sevincinden bir şey kaybetmeyen videocular ve bir de sokakta görsek deli diyeceğimiz (ama anlattıklarıyla hayatı az buçuk çözdüğünü anladığımız), annesine para göndermeye çalışan gösterici en çarpıcı noktalardı.
eksi olarak charles'ın temsil ettiği bakış açısının yer yer ukala bir hava verdiğini söyleyebilirim. ama bu da çok küçük bir şey artılarının yanında.
not: türkiye dizide bahsi geçen ülkelerden değil tabii ki. ki olması da garip olurdu, liberya, nijerya gibi ülkelerin yanında uzay medeniyeti gibi kalıyoruz resmen. sadece ışidli tutuklu, gençken türk filmleri izlemeyi sevdiğini söylüyor (bu da ayrı bir enteresanlık).